Bir emir komuta zinciri içinde doğmuş, doğrulmuş aynı itina ile el konulmuş; mizahı, kalemi, gazetesi bir yana insanlığa leke olmuş bir Türkiye gerçeği varsa o Eylüllerin en karası 12 Eylül 80 darbesi öncesi ve sonrasıdır.
Selameti ve bekasını savunduğum o yüksek merci, iktidar veya hükümetlerin şahsi ve parti menfaatlerinden; askeri hamle ve tebaalarından çok daha fazlası olduğunu söylemek bile elem verici. Fakat devlet, millet, toprak bütünlüğü ve iç huzur dörtgeninde çıkmaza sokulan Türkiye için aynı çıkmaz sokakları üretmeye devam edenlerin çözüm olarak planları olduğu da malumunuz.
Darbe dediğimiz şey; siyasi hayatın içinden vatandaşların bireysel hayatlarına kadar cebren ve hile ile iç içe geçmiş kavramlar karmaşasıdır. Ve bana sorarsanız dünya üzerindeki ekonomik gücü ve teknoloji gücünü elinde elinde tutan devletlerin rant kavgası, küçük ülkeleri daha da zayıflatıp ele geçirme isteklerinden kaynaklı stratejik hamledir. Darbe halkın iradesiyle başa gelen iktidara yönelik olsa da en gerçekçi yıkımı ülke ekonomisi ve ülkeyi ayakta tutan savunma mekanizması yani ordu almıştır. Faili meçhuller, intiharlar, cezaevi yangınları, idam kararları 1980 darbesinin bilançolarına birkaç konu başlığı olabilir ancak. İlçe ilçe karıştırılan çamur at izi kalsın politikaları, kimsenin gönlü kalmasın adı altında sözde denge terazileri, karıştır barıştır yöntemleri de cabası.
Önceleri alkışlar içinde aralanan o perdenin bir de kapanışı vardı değerli okurlar.
Genel olarak değindiğim ‘darbe’ kelimesinin önüne ister 60’lı yılları ekleyin ister 80leri. İster muhtıra deyin ister postmodern. Ne derseniz deyin gelişen dünya da ülkesini geriye götürebilecek herhangi iradeyi savunmak vatansever bireylerin savunabileceği bir tutum değildir.
Bakın sevgili okurlar, Mehmet Arapça kökenli olup Muhammed isminden gelir. Arapça yazılışları aynı olmak üzere sadece türetilerek elde edilmiştir.
Dünya da hiçbir ırk ordusuna Peygamber ismini layık görerek adeta ordunun her bir neferini Peygamberimizin askeri olarak nitelendirmemiştir. Bu hikmete bizleri nail eden rabbimize hamd ederek dualarım güzel Türkiyemin bir daha bu tür olaylarla karşı karşıya gelmemesidir. Şunu da söylemeden edemeyeceğimi ki defalarca uğraşılan bu ülkenin koruyucusu yerlerin ve göklerin sahibidir. Tüm tahtların tüm koltukların…