Erzincan-Erzurum intibaları

Efendi BARUTÇU

‘’Ben, İslam iman ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece ‘ İslam’ı gaye edinen ’ Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur.’’ S.AHMED ARVASİ 

Bilindiği üzere 31 Aralık 2018 büyük Türk milliyetçisi merhum Seyyid Ahmed Arvasi’nin vefatının 30. Yıldönümüdür biz de hem hocamızın aziz hatıralarını yad etmek hem de Tarihi ve mukaddes köklerinden yavaş yavaş ve sinsi sinsi koparılarak bugünkü yürekler acısı duruma getirilen gençliğimizin en fazla ihtiyaç duyduğu hem Türk hem de Müslüman olarak kalabilme şuurunun 1970'li yıllarda ki öncülerinden olan Arvasi hocanın “Türk İslam Ülküsü” davasını ana hatlarıyla gençlerimize anlatabilmek maksadıyla seri konferanslar dizisinin ilkini 1 Aralık 2018 tarihinde Eskişehir’de vermiştik.

Aynı konuda bir konferansımızı da Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Basın Yayın ve İletişim Kulübü’nün davetlisi olarak 19 Aralık 2018 Çarşamba günü Eğitim Fakültesi Mavi Salonda gerçekleştirdik.

20 Aralık 2018 Perşembe günü ise Erzurum Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genç Hukukçular Topluluğunun davetlisi olarak konuştuk.

Her iki toplantımızda da gerek fakülte dekanlarımızın gerek her iki üniversitedeki değerli hocalarımızın ve gerekse üniversiteli gençlerin geniş alakasıyla karşılaştık. Doğrusu bendeniz her iki üniversiteye de giderken 15-20 şer kişilik öğrenci gruplarının dinleyici olacağını bekliyordum.Gençlerimizin konferans salonlarını dolduran bu geniş alakaları doğrusu bizi memnun etti.Bunun sebebinin de kendimizden ziyade Merhum Arvasi hocamızın ruhaniyetinin desteğiyle olduğu kanaatindeyiz.

Neden Seyyid Ahmed Arvasi? Neden Türk-İslam Ülküsü?
Üzülerek müşade ediyoruz ki 2018 Türkiyesi küresel güçlerin kıskacı altında varlık yokluk mücadelesi verirken hala Türk müsün?, Müslüman mısın?, önce Müslüman mısın sonra Türk müsün? vb. kısır tartışmalar sürüp gitmektedir.

Türkiye’deki hakim zihniyetin sözde İslamcılık anlayışı ve hala 36 etnik grup teraneleriyle her türlü etnik ayrımcılığı cesaretlendiren tavır ve uygulamaları sebebiyle milliyetçi çevrelerce sanki din sadece onların diniymiş gibi bu kesimlerin iddia ettiği “İçi boşaltılmış ve ahlaktan soyutlanmış sözde İslamcılıklarına” duydukları tepkiden dolayı yüce dinimiz İslam’a ve dini değerlerimize karşı mesafeli davranıldığını, hatta tarih din, kültür, medeniyet eksenli milliyetçilikten seküler bir milliyetçiliğe yöneliş olduğunu büyük bir üzüntüyle görmekteyiz.

Sözde İslami kesimlerin bazı unsurlarında da bazı soysuzların "falan parti sayesinde Türk olmaktan kurtulduk" hezeyanlarının yanı sıra "Türk Milletinin 1000 yıldır anladığı ve yaşadığı İslam anlayışı"nın dışında yine tarih kültür ve milliyetçiliğimizi, vatan, bayrak, milli dil, milli devlet kavramlarını reddeden beynelminelci bir İslamcılık anlayışına ve sözde cihatçı gruplar diye ifade edilen selefi akımlara kapıldıklarına şahit oluyoruz.

İşte bu noktada ben milliyetçiyim diyen herkesten daha şuurlu bir Türk Milliyetçisi, ben Müslümanım diyen herkesten daha samimi Müslüman olduğuna -o hayattayken bizzat şahit olduğumuz- Seyyid Ahmed Arvasi Hocanın Türk-İslam ülküsü diye ifade ettiği her türlü tefrit ve ifrattan uzak düşüncelerinin günümüz gençliği için bir fikir ve inanç meşalesi ve yol haritası olacağı inancındayız.

Allah nasip ederse bundan sonra da önümüzdeki haftalarda, aylarda Türkiye’nin dört bir tarafında gençlerimizle buluşarak merhum hocamızın örnek şahsiyetinden, mütevazı hayatından, yüksek ahlakından, yol gösterici fikirlerinden bahsetmeye edeceğiz.

O büyük insan “Milliyetçilik bir milletin kendini ekonomik, kültürel, sosyal, politik yönden güçlendirmesi ve başka millet ve gruplara sömürtmeme çabasıdır. Bu bakımdan milliyetçilik meşru bir hak ve şuurdur”.

“Şanlı peygamberin soyuna mensubum ama Afrika’nın yamyam kabilelerinden birine mensup olsaydım ve bugünkü bilgim ve aklım da bana ait olsaydı ben yine Türk milliyetçisi olurdum.”"Dünyada iki Türk kalsa biri ben olurum."

“Çünkü ben Amentü’ye iman ettiğim gibi iman ediyorum ki Türk milletinin de İslam âleminin de mazlum milletlerin de kurtuluşu Türk milliyetçilerindedir. Türk-İslam ülkücülerindedir...” 

“Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse İslam dünyası da güçlüdür. Aksi bir durum varsa bütün Türk dünyası ile birlikte İslam dünyası da sömürülmektedir. Galiba bu durumu en iyi idrak edenlerde düşmanlarımız. Onun için bütün İslam dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk devleti ve Türk milleti olmuştur. Tarihten ibret almasını bilenler bunu ayan beyan göreceklerdir. Durum günümüzde de aynıdır. Onun için diyorum ki, Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslam’a da ihanet etmektedirler” diyordu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.