6 Mayıs 2021 Perşembe günü ahiret yurduna yolcu ettiğimiz sanatçı, edebiyatçı, yazar Emine Işınsu Öksüz'ün 1970’li yılların Ülkücü Türk Milliyetçisi gençliğinin fikrî şahsiyetinin oluşmasında büyük bir payı vardır. Her biri bir başka güzellikte ölümsüz eserleri ve -o tarihlerdeki yazar kadrosuyla -fikrî seviyesine günümüzde bile ulaşılamayan "Töre" dergisiyle- Türk fikir ve sanat hayatına çok büyük hizmetleri olmuş, özellikle Ülkücü gençlik fikri gıdalarını buralardan almıştır.
Emine Işınsu Öksüz Türk gençliğine bir abla bir anne şefkatiyle yaklaşarak ruhlarına dokunmuş onları yüksek sanat gücü ve sevgilerle emzirerek gönüllerine bayrak-vatan-millet sevgisini, İslâm inancını, Türk tarih şuurunu, fedâkârlık ve feragat duygularını nakış nakış işlemiştir. Türk milletinin büyük geleceğini inşa yolundaki mücadelelerinde gençlerin azimlerini daima diri tutmalarını sağlamıştır.
O’nu çok sevdiği ve adına eser yazdığı Ankara’nın manevi sahiplerinden, “Türk Ulusu” Hacı Bayram-ı Velî’nin manevi huzurunda türbesinin ve adını taşıyan Camii'nin avlusunda kılınan cenaze namazından sonra Ankara Gölbaşı kabristanında sonsuzluğa uğurladık.
Cenaze merasiminde eşi Prof. Dr. İskender Öksüz Hoca ve diğer aile fertleri, bir kısım yakınlarından başka Ak Parti TBMM Grup Başkanı Sn. Prof. Dr. Naci Bostancı, Demokrat Parti Genel Başkanı Afyon Mv. Sn. Gültekin Uysal, CHP İstanbul Mv. Sn. İlhan Kesici, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mansur Yavaş, Ankara Ticaret Odası Meclis Bşk. Sn. Mustafa Deryal, Ankara Eski Mv. Şevket Bülent Yahnici, Sağlık Eski Bakanı Sn. Halil Şıvgın, Bizim Ocak Eski Genel Başkanı gazeteci yazar Servet Avcı, Ülkü Ocakları Eğitim Kültür Vakfı bir önceki Genel Başkanı Sn. Doç. Dr. Sinan Ateş, şair yazar ve edebiyatçı Yağmur Tunalı, yazar Alper Aksoy, yazar Çınar Ata, İlhan Demir namı diğer Ahmet Doğan Hoca, gazeteci Burhanettin Bilici ve bir grup Ülkücü görebildiklerimdi.
Kısıtlamalar sebebiyle sokağa çıkma yasağı olmasaydı Işınsu Abla’nın çok sevdiği binlerce gençle uğurlanacağından eminim.
O son yolculuğuna uğurlanırken sizlerin ve bizlerin görmeyi arzu ettiğimiz bazı eski dostlar ise taşıdıkları siyasi sıfatlardan dolayı çok rahat izin alabildikleri halde yeni Anayasa Taslağı ile ilgili yoğun mesailerinden(!) olsa gerek cenazeye katılmamışlardı. Anlaşılıyor ki en azından geçmişin hatırına bulunmaları gerekirken katılmayan bir kısım siyasî zevat için artık “vefa” imanın rükûnlarından bir insanî meziyet değil İstanbul’da bir semtin veya bozacının ismi olmuştur.
Bazı dostlarımı tenzih ediyorum, particiliği neredeyse bir din, kendilerine siyasi makamları bir ulufe verir gibi sunan velinimetlerine tabasbusu bir meziyet addeden ve bu tavırlarını hiçbir vicdan terazisinde tartmadan sergileyen bu arkadaşlar(!) şimdilik sahip oldukları ve adeta bir yaşama gayesi haline getirdikleri makamları yarın ellerinden alındığında nasıl bir tavır takınacakları herkesin malumudur. Velinimetlerinin izni olmadan bir taziye mesajı dahi yayınlayamayan bu eski arkadaşlarımıza Allah selamet versin demekten başka söylenecek bir söz bulamıyoruz. Bakalım yarınlarda bu halleri ile “camianın” vicdanında nasıl karşılık bulacaklardır, onu da zaman gösterecektir. Belki ilaveten şunu söyleyebiliriz:
"Kıymet bilmeyenler kıymet yetiştiremezler. Kıymet yetiştiremeyenlerin de kıymeti yoktur”
Yüce Allah ölümsüz eserleriyle nesillere istikamet kazandıran ve Türk sanat hayatında derin izler bırakan Emine Işınsu ablamıza sonsuz rahmetiyle muamele buyursun. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun. Başta fedakar ve vefakar eşi İskender Öksüz hoca olmak üzere ailesinin, yakınlarının ve camiamızın başı sağ olsun.