Değerli okuyucular geçen hafta Aydın 24 Haber'de yazdığım ‘Aydın’da CHP acıklı durumu’ başlıklı yazıma epey yorum gelmiş. Tabi bunun içinde elbette eleştiren okuyucularımız var. Bunlara da teşekkür ediyorum.
Başka bir rumuzla yorum yapan okuyucu “yoldan topladığı derme çatma yazılarla gazetecilik olmaz” diyor. Elbet buna da saygı duymalıyız.
Daha önce yazdığım bir yazımda belirtmiştim.
Toplumun önüne çıkan her insan ister siyasetçi olsun ister gazeteci olsun ister yerel yönetici olsun eleştiri kültürüne açık olması gerekir. Zaten eleştiriye açık olmayan bir insan hiçbir şekilde başarılı olamaz. Çünkü öz eleştiri insanı yanılgılardan kurtarır.
Bir Alman atasözü ‘Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir’ der.
Toplum önüne çıkan kişinin de elbette bunları bilmesi gerekir. Bizim gazetelere yazdığımız yazıları her vatandaştan övgü alırsan mutlaka bir noksanlık var demek. Ama övgünün yanında eleştiride alırsan hatanı görürsün ona göre davranışını düzeltirsin.
Ama eleştiriler bazen maksatlı ve ön yargılıysa bu eleştiri değil art niyetliliktir. Buna rağmen toplum önünde olan insanlar sabırlı olmaya mecburdur. Yine bir atasözünde ‘Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir’ der.
Bizlerde eleştiri yapanlara sadece sabırla teşekkür edeceğiz. Bunu yapmaya da mecburuz. Ama bu sabrı gösterirken de bildiğimiz doğruları da anlatmaya ve yazmaya devam edeceğiz. Bazı eleştiri yapan arkadaşlar başka rumuz altında veya başka bir takma isim altında eleştiri yapıyorlar. Hâlbuki isimlerini yazarak eleştiri getirseler daha çok sevineceğim. İsim yerine takma ad veya rumuz yazarak bunların arkasına sığınmalarını da etik bir hareket olarak görmüyorum.
Şair Behramoğlu derki:
Yıllar sonra öğrendim ki,
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız,
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz.
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
'SÖYLEYENE BAKARIM ADAM MI DİYE'
Bu nedenle karşı tarafa bırakmalıyız. Ama burada ben Mevla'nın şu sözünü de çok özümserim.
Cehalet insanı çirkinleştirir
Suskunluğum asaletimdendir.
Her söze verilecek bir cevabım var.
Lakin bir söze bakarım söz mü diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
Hayatım boyunca hep dik durarak mücadele vermiş bir insan olarak elbette hırsızlara, kaprislilere, çıkarı için çanta taşıyanlara hep karşı çıktım. Bundan sonrada bu gibilere karşı çıkmaya devam edeceğim.
Dürüst ve namuslu olan yöneticilerin ve insanların yanında olacağız.
Çünkü bizler halkın önünde pes etmeyeceğiz. Doğruları ve gerçekleri halkımıza anlatmaya devam edeceğiz.
İNSAN YENİLİNCE DEĞİL PES EDİNCE TÜKENİRMİŞ
Buradan Büyük Atatürk’ün koltuğun da oturan ve tüm Aydın CHP örgütünün başı olan Sayın İl Başkanı Barkan Kalınomuz’a birkaç sorum olacak. Sayın başkanın tıpkı CHP’li meclis üyelerinin açıklamasına verdiği yanıt gibi sorularıma da açıklık getirmesi CHP kamuoyunu rahatlatacak düşüncesindeyim.
Sayın başkan, Bayram İnci’yi merkez ilçe başkanlığına siz ve ekibiniz aday göstermediz mi?
Seçim sonuçları alındıktan sonra yaptığınız konuşma da “Örgütün gücünün önünde kimse duramaz” diye bazılarına gönderme yapmadınız mı? Bu konuşmanızı bir delege olarak ben de alkışlamıştım.
Şimdi soruyorum:
Bayram İnci’nin o dönemde ADD’den ‘ihraç edildiğini’ ya da ihraç istemiyle disiplin kuruluna verildiğini bilmiyor muydunuz?
Kongre öncesinde de gündeme gelen şimdi sizin de dillendirdiğiniz Bayram İnci’ye atılı iddiaları bilmiyor muydunuz?
Her CHP delegesi gibi siz de biliyordunuz…
Bile bile destek olduğunuz ve başkan seçilmesinde katkı sağladığınız Bayram İnci ile aranızda ne oldu da birden bire karşı oldunuz?
Konu ADD ise, ya o zaman samimi değildiniz yada şimdi!
Evet, Sayın başkanım söylediğiniz gibi CHP bir süpürgeler derneği değil orası Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi. Herkes hesabını ona göre yapmalı.
Sizde oturduğunuz koltuğun değerini iyi bilmeniz gerekir.