Toplumun önüne çıkan her insan ister siyasetçi olsun ister gazeteci olsun ister yerel yönetici olsun eleştiri kültürüne açık olması gerekir. Zaten eleştiriye açık olmayan bir insan hiçbir şekilde başarılı olamaz. Çünkü öz eleştiri insanı yanılgılardan kurtarır.
Toplum önüne çıkan kişinin de elbette bunları bilmesi gerekir. Bizlerin gazetelere yazdığımız yazıları her vatandaştan övgü alırsak mutlaka bir noksanlık var demek. Ama övgünün yanında eleştiride alırsan hatanı görür ve ona göre davranışını düzeltirsin.
Ama eleştiriler bazen maksatlı ve ön yargılıysa bu eleştiri değil art niyetliliktir. Buna rağmen toplum önünde olan insanlar sabırlı olmaya mecburdur. Bizlerde eleştiri yapanlara sadece sabırla teşekkür edeceğiz. Bunu yapmaya da mecburuz. Ama bu sabrı gösterirken de bildiğimiz doğruları da anlatmaya ve yazmaya devam edeceğiz.
Yirmi beş yılı aşkın bir zaman diliminde Aydın 24 Haber de köşe yazarlığı yapıyorum.
Yirmi beş sene bildiğim doğruları yazmaya çalışıyorum.
Bize sorarlarsa
Gazeteci kime denir? Diye
Birilerinin egosunu tatmin etmek için değil, toplumun iyiliğini mutluluğunu, huzurunu, refahını düşündüğü için korkusuz-çıkarsız haber yapandır.
Gazeteci,
‘Benden isen yaşarsın, değilsen yanarsın’ diyenlere pabuç bırakmayandır. Gazeteci:
Cumhuriyet’in ilke ve değerlerini savunmaktan, çekinmeyenlerin mensubu olabileceği bir sıfattır.
Gözünü ateşten sakınmayanlardır gazeteciler. Büyük ve onurlu insanlardır.
Aydın 24 Haber sitesinde haftada bir defa günün önemli olayları hakkında görüşlerimi yazıyorum. Elimden geldiğince 'yandaş' değil, doğrudan yana olmaya çalışırım.
Ama bir bakıyorsunuz yıllarca kişi veya kurum hakkında yazdığı bu ağır ithamlar ve suçlamaları bir bakıyorsunuz bundan vazgeçerek o kişi veya kurum hakkında bu defa methiler diziyorlar. Eleştirdiğin kişi bu kadar iyiydi senelerce neden ağır eleştiride bulundunuz. Şimdi hiç sıkılmadan nasıl methiler yazıyorsunuz. Gerçekten gazetecilik açısından utanılacak bir durumdur bu.
Ben öylelerini tanıyorum ki söylem ve eylemlerinde doğruluğu dürüstlüğü kimseye bırakmaz yalan riya iftira, bitmeli der. Ama bildiğini okumaya devam eder.
Üç kuruşluk çıkar için onurunu ve kalemini satanlar yok mu?
Behram Ataol derki:
Yalan dolan yazıp çizen
Güçlüye övgü düzen
Dün dinsizim diye gezen
Bugün Müslüman olmuştur.
Değerli okurlar yukarda kısaca bahsettiğim değerlendirmemden sonra beni çok üzen bir durumu da sizinle paylaşmak istedim. Uzun yıllar Aydın 24 sitesinde bir sorun ve sıkıntı çekmediğim sitemde geçenlerde Sayın Editör ve Aydın 24 Haber’in sahibi Servet Töz’ ün bir yazısını okudum.
Sayın Töz yazısında “Yenilmeye doymayanlar” diye CHP ağır bir eleştiri yapmış. Sayın Töz bir şahsı bir kurumun başında bulunanı elbette eleştirir. Fikri ve ideolojisi olur. İdeolojisi ve fikri olmayan insanda boş çuval gibidir.
Ama eleştiri yaptığı kurumsal bir partidir. Sayın Töz elbette kişileri eleştirir ama Atatürk’ün kurduğu bir partiye ağır eleştiri yapmasını hiç ama hiç doğru bulmadım.
Çünkü kendisi hem işveren sayılır hem de bu sitenin editörü. Ve bu sitede sosyal demokrat görüşte olan dört veya beş yazar var.
Bana bazı arkadaşlar gelip “Servet bey CHP aleyhine yazıyor” dediklerinde “herkesin bir görüşü var saygılı olmalıyız” demişim.
Beni eleştirir Ahmet ‘veya Mehmet’i eleştirir. Kimse karışamaz.
Televizyonda Ümit Özdağ’ın Ali Babacan’ın Meral Akşener’in AKP eleştirilerinde hiçbir zaman ölçüyü kaçırmadılar.
Sayın Töz’le uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz olmuştur. Bunu en iyi kendisi bilir.
Ama son yazısını asla tasvip etmediğimi de okurlarımın bilgilerine sunmak istedim.
Saygılarımla.
Ayrıca Sayın Ali Aksüt’ün bu konuda yazdığı yazı nedeniyle kendisine teşekkür ederim.