Okul sıralarında ödevini yapmayan haylaz öğrencilerin bir numaralı kurtarıcısı söz buydu “akşam misafir geldi” kalıbı ile birlikte. Çocukluktan başlayan bu sıyrılma sanatı zamanla tüm siyasetçilerin elindeki en büyük “koz” haline geldi.
-SSCB yıkılmazdan önce memleketteki her türlü sorunun müsebbibi komünistlerdi. Hatta fiziksel olarak çok kötü görünüme sahip olan kişilerin 1950’li yıllarda köy köy “işte komünist bu” şeklinde dolaştırıldığı anlatılır..O yıllarda CIA ve MOSSAD kardeş örgütler Türkiye ise adeta küçük bir Amerika idi.
-Sonrasında bizim çocuklar denilen CIA’cıların çok masum olmadığına dair bilgiler ortaya çıkmaya başlayınca bir nesil “Yahudilik ve Masonluk” kitapları ile büyütüldü. Allah’tan Atatürk mason localarını kapatmıştı da bu yükten kurtuldu.
-Tapınakçılar, Bielderberg, Lions, Rotary dünyayı yöneten gizli örgütler memlekette ne kötü ise sorumlusuydular.
Enflasyon mu arttı?
Siyonistler, masonlar yaptı.
Biri mi öldü?
Kesin Mossad yapmış CIA yardım etmiştir.
Hızlı tren kazası mı oldu?
Kimlerin parmağı var kardeşim?
Türkiye’nin her yerinde petrol var. ABD çıkartmıyor bilader..
***
Misal bu memlekette hiçbir sağ siyasetçi eceli ile ölmemiştir. Kesin yabancı örgütlerin parmağı vardır ölümlerinde ve deliller yakında bulunup açıklanacaktır. Oysa elde delil olmasına rağmen onlarca öldürülen bilim adamının katilleri bulunamamıştır.
Belli bir zaman sonra dış düşmanların yerini iç düşmanlar ve dış düşmanların işbirlikçileri almaya başladı. “İçimizdeki İrlandalılar” tabiri futbolda bile hainlerin olduğu gerçeğini ortaya çıkardı misal…
Öyle bir memleketiz ki tüm dünya bize düşman ve herkes bizim kötülüğümüz için elinden geleni yapıyor..
Oysa globalleşen ve vahşi kapitalizmin hakim olduğu dünyada en ufak bireyden en büyük devlete, mahalledeki bakkaldan büyük holdinglere kadar herkesin kendi çıkarını düşündüğü ve bu anlamda –kazanç uğruna- herkesin ve her şeyin düzenlenmeye çalışıldığı bir dünya elimizdeki.
Ve öyle bir bilinçli paranoya hali ki bu yapamadığımız şeylerin sorumlusu başkaları ve elimize yüzümüze bulaştırdığımız her olayın da…
O yüzden ne istedilerse verilen paralel devlet denilen yeni düşmanımızın “beraber yürüdük biz bu yollarda beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısında beraber yürünen insanlar olduğu da ortada…
Paralelliğe önümüzdeki hafta değinelim..
Ve AKP iktidarında doğmuş büyümüş oğlumun her yaramazlığında suçu başkasına atmasına da şaşırmamak gerekiyor sanırım. Kendisi CIA ve MOSSAD ile tanışmadı daha maazallah tanıştığında anne CIA; baba MOSAAD ajanı, kardeş ise paralel devlet olacak zannımca…