Sorunlar yumağı olmuş ülkede yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, enflasyon, keyfiyet, kanunsuzluk hiç sorun olamazken, çevre sorunları hiç konuşulmazken, Dilan Polat’ın çirkin yüzünü, hacı görünümlü bir kaç açgözlünün Fatih Terim fonu adıyla anılan çuvallar dolu vergisiz parasını konuşuyoruz.
Okullarımızda bir öğün yemek veremediğimiz çocuklar.
7 bin 500 lira maaşla bir ay geçinmek zorunda kalan emekliler.
Açlık sınırının altında maaşla çalışan milyonlar.
İlaç bulamayan hastalar,
Talan edilen ormanlar, delik deşik edilen dağlar.
Fakirliğin şükür sebebi sayılıp, lüks içinde yaşayanlar.
Her yağmurda denize karışan Karadeniz sahil yolu.
Bir gecede buhar olan kimsenin izah edemediği, hesabını veremediği 128 milyar dolar.
Geçme garantili yollar, hasta garantili hastane, her türlü yolsuzluk soruşturmalarının iktidar oylarıyla reddedilmesi, daha iki gün önce Balıkesir Milletvekili Turan Çömez’in sorusunun Meclis’te yanıtsız kalması…
Suç örgütü lideri olmakla suçlanan ve şu anda tutuklu bulunan Ayhan Bora Kaplan'ın şirketlerine usulsüz, kuralsız, teminatsız ve kanunsuz olarak verilen 700 milyon TL kredi…
Bugünkü karşılığıyla 24 milyon dolar o günkü karşılığı ise takribi 45 milyon dolar olduğu hesaplanan fakir fukaranın, garip gurabanın vergilerinden toplanan ve iç edilen bu devasa para ve yolsuzluklar…
Ve daha nicelerinin hiç konuşulmadığı, esamesinin duyulmadığı yerde varsa yoksa Dilan Polat, Fatih Terim fonu konuşuluyor.
Aldatılıyor, uyutuluyoruz, avutuluyoruz. Bize Dilan Polat'tan. Bize ne ‘nas’a rağmen kanunsuz şekilde kazanma hırsıyla gözü dönmüş halde şekilde yanıp tutuşan Arda’dan Emre'den Semih'ten…
Büyük şair Nazım Hikmet’in şiirinde dediği gibi;
"Ve açsak yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin demeğe de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim"...