Seçimlere artık sayılı saatler kaldı.
30 Mart Pazar günü sandığa giderek, Aydın’ı 5 yıl süreyle yönetecek başkanı ve ilçe belediye başkanını seçeceğiz.
Aydınlı büyükşehir seçimlerinde kararını verdi. Büyükşehir seçimlerinde kararsız seçmen sayısının fazla olmadığını biliyoruz. Ancak ilçe seçimlerinde özellikle Nazilli ve Didim’de kararsız seçmenin sonucu değiştirecek kadar çok olduğu gerçeği gün gibi ortada…
Siyasiler bugün akşam saatlerinde bir propaganda dönemini daha geride bırakacak.. Gerçek şu ki seçimlerin propaganda döneminde Aydın’ın imajını zedeleyen bazı üzücü, istenmeyen olaylar meydana geldi. Bir yandan partilerin ve adayların seçim büroları, seçim araçları ile afişlerine çirkin saldırılar yapıldı.
Diğer yandan ise inanılmaz bir dedikodu siyaseti yapıldı.
Partilerine ve adaylarına siyasi rant kazandırma düşüncesinde olan kimi kirli kişiler ve guruplar ahlak ve edep dışı bu eylemlerini her türlü uyarı ve Aydınlıların tepkisine rağmen sürdürdüler.
Bu kişi ve guruplar tansiyonun yükselmesine neden oldukları gibi partilerin ve adayların gerilmesine, seçim ortamının bozulmasına yol açtılar.
KAZANMAYI HERKES İSTER
Son hafta dedikodu ve karalama siyasetinin dozajı iyice arttı..
Karalamakta, Özlem Çerçioğlu ile ilgili yalanlar üretmekte yetenekli olan bu kişiler ve guruplar, Aydın’da toplumsal barışa gölge düşürdükleri gibi, partileri, adayları ve ekiplerini düşman konumuna düşürme çabasına devam ediyorlar.
Seçime saatler gibi çok ama çok kısa bir süre kaldı.
Pazar akşamı birileri kazanacak, birileri kaybedecek, birilerinin umuları da bir başka seçime kalacak.
Değer mi hiç bu kadar yalan, iftira ve dedikodu..
Değer mi hiç Aydın’ın huzurunu bozmaya.
Seçim bitecek hepimiz bu kentte yaşayacağız.
Dün oluğu gibi bugün de yarın da Aydın için birleşecek, kentimiz için mücadele edeceğiz.
Elbette seçimi kazanmayı herkes ister, ama kazanmanın yolu kirli ve saldırgan siyasetten asla geçmiyor.
Aydın, bu tür kirli işlere, çirkin saldırılara sahne olacak bir kent değil.
BU BİR YEREL SEÇİM!
Bu bir siyasi yarıştır.
Kimse kimseyi düşman gibi görmemeli..
İstiyorum ki; seçimi dostça, kardeşçe geçirelim.
Kimsenin canının acımadığı, gururunun incinmediği bir seçim yapalım.
Kim kazanırsa, kim ipi göğüslerse hep birlikte alkışlayalım.
Kimse aklından çıkarmasın ki 30 Mart bir genel seçim değil, 30 Mart bir yerel seçim, yani Aydın’ı yönetecek isimlerin seçimi..
30 Mart’ı genel seçim havasına sokarak birilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim.
Kim hizmet etmişse, kim Aydın’ı yönetmeye layık ise, kim güven veriyorsa, kim rüştünü ispatlamışsa o kişiyi seçelim.
Dürüst bir seçim olsun, demokratik bir yarış olsun.
Hak eden, seçmenin güvenini, sempatisini kazanan aday kazansın. Sonuçta Aydın kazansın…
NOT: Yazarımızın yazılarını her cumartesi günü Milliyet gazetesinden de takip edebilirsiniz.