Hayatımızın iki önemli öznesi, “Sabır ve nimetlere şükretmek…”
Bu millet bugünlere nasıl geldi?
Tarihi sadece okumakla değil, ‘tefekkür edeceğiz’
“Bir saatlik tefekkür, bir yıllık nafile ibadetten daha hayırlıdır!”
Bizim asıl korkumuz, ‘tefekkür etmeyen…’ bir topum olmak!
Yürekten gelen bir seslenişle haykırıyorum;
“Cumhuriyeti Sevelim…”
İyi düşünülürse, ‘insanın özünden süzülerek geliyor…’
“Onların işleri aralarında danışma iledir” (Şura, 38)
Bir söz vardır, “Halkı bilen Hakkı bilir…”
Halka gidiniz, orada; ‘kamu vicdanı…’ vardır.
Hak ve hukuk tanımayanları titreten bir vicdan…
Orada, ‘Milli Şuur’ ‘Milli Heyecan’ ‘Milletin Tefekkürü’
Milletin İradesi… O iradenin tecellisi…
O irade bizleri sorumluluk terazisine taşıyor;
Burada, “Siyasi İradeye…” sesleneceksiniz?
“Milletin çığlığını merhametle çeksenize…
O kahraman asil milletin alnından öpsenize…
Şefkatin dilencisi olsanıza…”
Sözümüz odur ki, “bir kalpte iki din olmaz!”
Bilesiniz, ‘İkilik nifak kokusudur’
Söyleriz, ‘Aşk damarında kin olmaz’
İnancımız, “birlikte rahmet, ayrılıkta azap var!”
Cumhuriyeti Sevelim… Orada, ‘milletim…’
Orada, ‘fikrim, zikrim, kimliğim, hassasiyetlerim…’
Neleri bileceğiz?
“İfrat, tefrik iki müptezel kanat!”
Bilmiş ol ki, o kanatlarla uçamazsın… Yerlere çakılırsın!
Hak’tan, hak sevgisinden uzak; ‘yollar olmaz olsun’
Ey akıl, ey dil, dünyalarımı iz ’anımla, irfanımla, ihlasımla donat…
Bizlere yol versin; ‘aksaçlı bilgeler’ gönülleri kuşatan kelamlar…
Toprak deyip geçmeyin…
“Toprağın örtüsü türbeler kadar yeşil
Ona su veren dedemin kanları eğil…
Seninle bayrak, seninle hayat bulsun diye;
Şu siperler rütbesiz, âlemsiz değil...”
Anadolu’yu gezmek; ‘şefkat dersi…’ verir!
O ders, sizlerin ufkunu açacaktır…
Gönül dünyanızda, ‘merhamet sütunlarını inşa edecektir’
Anadolu’nun taşından toprağından, ‘sevgi dilin öğreneceksiniz’
O dil, bir millete ait olan, ‘gönüllerin dilidir’
Tavsiyemiz, “O dili kanatmayınız, yaralamayınız…”
O dilde, sükût ediniz… Şefkati yudumlayınız…
Bir seda vardır, O dilde…
“zinde bir mazinin izinde yürü…” der sizlere!
“Dinle, tarihle, halkla barış…” der sizlere!
“İmar et, ihya et vatanı karış karış…” der sizlere!
O dil, kalbi vecd halinde yönetenlere seslenir;
“Alnın açık, başın dik olmalı…” bütün ömrün
Hakk’a eğik, halka tevazu içinde görün
Ne makamdır, ne mevki insana değer veren;
Güzel ahlak elbisen olsun, takvayla örtün…”
Allah’ın Resulü (sav);
“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyururlar.
O ahlak, “Kur’an ahlakıdır!”
Bin yıl İslam’a hizmet eden bir millet; “O ahlakla yüceldi…”
O ahlakın temel taşlarında;
“Hak, Hukuk, Adalet, İlim, Marifet, Moral, Güvenilir Olmak…”
Yaşadığımız Coğrafya, Anavatanımız; “Anadolu…”
Kafkaslara, Balkanlara, Basra’ya gidiniz… Oraları dinleyiniz!
Anadolu’nun, “Üç Kıtanın rahminde…”
Hasretle, “bütün yüzlerin Anadolu’ya dönük olduğunu…”
O gönüllerin sedası, “Oğuz Ata neslindesin…”
Tekrar ediyoruz, “Cumhuriyeti Sevelim…” Onu özümseyelim;
Tarihin uyanışı yakındır…
Ne olur, “bu millete kurulan tuzakları…” görelim
Bir şiirimizde ne diyoruz;
“Tuzak Olur!
Toprak hâki, tuz ak olur
Huzur/Güven göç etti mi?
İlim/ hikmet göç etti mi?
Dağda şaki, yolda tuzak olur!”
İki önemli nokta,
Birincisi, İlim ve Hikmet… İkincisi, Huzur ve Güven…
Her ikisinin göç etmesi demek, ‘felakete çağrı…’ olur
Yürüyeceğiz… Millet olarak yürüyeceğiz…
“Dilim Yunus, elim Sinan yürüsün
Fetihlerin ruhu iman yürüsün
Adil yüzlü, kerim sözlü bey hey!
Çağlara izin ver, ferman yürüsün!”
Bu millet, ‘sevgi ve hisleri…’ yürekten paylaşır
Ondaki ışığı aman ha söndürmeyelim…
O sevgi, o his; bu milletin ruhani dalgaları…
O dalgalar bizleri büyük ufuklara taşıyacaktır…
Cumhuriyeti Sevelim…
Sevgiyle yeşerecektir, ‘gönül coğrafyamız…’
Sevgiyi, Şefkati, Merhameti terk eden bir dünya ya;
“80 milyon bir ağızdan Anadolu Yunus’tur…” diyeceğiz!
Bütün dünyaya milletçe direnişimiz;
“İnsanı, İnsanlığı yaşatmak…” olacaktır!
Ne diyorduk, “Cumhuriyet, faziletli insanlar yetiştirir”
Bedrettin KELEŞTİMUR