Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık!

Nevzat ARSLAN

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki bir kutlama resminden etkilenmişimdir.

Ayağı yalın, çarıklı, yoksul, yamalı giyimli kadın, erkek ve çocuklardan

oluşan kalabalığın ellerindeki pankart adeta ortak duygularının bir nidasıdır.

“Cumhuriyeti biz böyle kazandık”

**

Rahmetli Gazi Mustafa (Duman) Çavuşun da başından geçen yaklaşık 12 yıllık askerlik, savaş, esaret ve kurtuluş döneminden sonra yaşadıklarının yanında bir de sonrasında eve dönüşünün hazin bir öyküsünü de dinlerdik.

**

-Ürfe-Merdin-Müsül hattında çok can verdik. Arpa kavurması cebimizde, İngiliz’e kurşun attık, Arpa da bitti. Çekirgelerin arka ayaklarını koparıp da ısıtılmış bir saçın üzerine atıverdikten sonra da çıtır çıtır yerdik. Yemesi de pek güzel olurdu.

Güzel güzel İngiliz cavuruyla savaşıp kırıyorduk ki, Araplar arkadan saldırmaya başladı, tayınımızı, ekmeğimizi çalıyorlardı. Daha sonra Türk asker ve zabitini soyup öldürmeye başladılar.

12 yılda bir kez memleketten Hacı Musdan ile karşılaştık, azıcık ayakta sarılıp da lafladıydık. Anan-baban yaşıyor dediğini hiç unutmam.

Şam ötesinde çöllere geçtik. Gündüz İngiliz’e kurşun sıkıyoruz. Gece de Araplar ardımızdan saldırıp bizi resmen öldürüyorlardı.

Aç kaldık, Müslüman Araplara aman desek öldürüyorlar, kâfir İngiliz’e teslim olduk. Tel örgüler içerisinde ne kadar kaldık bilmem. Utanıyordum amma hiç olmazsa karnımız doyuyordu.

Beni su doldurma bahanesiyle çeşmeye gönderdiğinde bir bakardım ki, ağlamaya başlar, gözlerini siler, biraz içini çekerdi.

**

Yenipazar kasabasına 12 yıl aradan sonra geri dönmüştür.

Kendisine tuhaf bir şekilde bakılmakta, dediklerini sanki anlamıyorlardı.

Uzun savaş yıllarında, Arap ellerinde dilinin bozulduğunun o an farkına varır.

Kasabada dükkânı olan varlıklı Hacı Bey dayısının evini sormaya çalıştı.

Kasap Hacı Bey (Bekir Özkan) yeğenini tanımakta güçlük çekmekteydi.

Kara sakallı, kupkuru yeğeninin konuşması da anlaşılmamakta.

Bu adamın yeğeni Mustafa olduğuna önce inanamadı.

Sorgudan geçirmeye başladı. Anasının, babasının, kardeşlerinin adlarını sordu.

Fakat yeğeni, yedi değil de, beşkardeşi olduğunu söylemekteydi.                           

Osman ile İsa oğlanları bilmiyordu. Anlaşıldı ki, iki oğlan da Mustafa savaşta iken

dünyaya gelmişti. Mustafa ile dayısı kasap dükkânına gelirler…

**

Yörükler zeybeklere yataklık yapmalarını önlemek için Yenipazar kasabasına göçürülmüş, ortalık çadırlarla dolmuştu. Baba Muhtar Halil’in çadırı şimdiki             Jandarma karakolu yanına kurulmuştu.

Bir genç oğlan seslendi.

-Halil Hoca muştumu isterim.

-Ey oğul ne var?

-Emmi, Mustafa askerden sağ salim geri döndü. Hacı Bey dayısının yanında.

Çadırdan çıt çıkmadı. Karı-koca şaşkına dönmüşlerdi.

Oysa oğulları için öldü diyerek mevlit bile okutmuşlardı.

Emine kadın, mayasıl rahatsızlığı olan kocası Halil’e seslendi,

-Halil’im sen bekle, ben bakıp gelem bir yol hele.

Diyerek çadırdan çıkar.

**

Emine kadın Hacı Bey’in kasap dükkânına gelmiştir.

Kara sakallı, kapkara iskelet haline gelmiş, avurtları çökmüş birisi oturmaktadır.

Birden Mustafa’nın gözlerinde bir ışık belirir, ayağa kalkar.

Emine kadına yaklaşır,

Ellerini uzatır.

-Ana…

Diyerek.

Emine kadın ters ters bakar.

-Otur hele sen, bu benim Mustafa’m değil ki,

Bekir kardaşım sen benimle eğlenir misin?

Tek tük müşterilerle de ilgilenen Hacı Bey,

- Mustafa bu ablam, gözün aydın ola!

Kara sakallı adam, tekrar elini uzatır,

-Ana, ben oğlunum Mustafa, ana…

Hiçbir şey demeden uzaklaşan anasının ardından Mustafa baka kalır.

Sonra aniden bir şey hatırlamışçasına tekrar geri döner Emine Kadın,

Hacı Bey’in kasap dükkânına vardığında, şaşkın bir halde bakınan Mustafa’ya,

-Aç ulan bakayım karnını,

diyerek sertçe seslenir.

Mustafa, ses etmeden gömleğini açar.

Meğer küçüklüğünde Mustafa’yı köpek ısırmış, izi kalmıştı.

Anası köpeğin diş izlerini görmesiyle sarılır ve ağlamaya başlar.

-Oğlum, Mustafa’m, kara sakallı koca adam olmuşsun, anan seni bilemedi.

Mustafa’m, senden umudu kestiydik. Haydi, çadırımıza gidelim.                                 

Kardaşın Mehmet de Urum ellerinde 7 sene kaldı, yaralı, döndü.

İki dayın, amcan, amcaoğulların da gitti dönmedi ay oğul…

Diyerek ağıtlara başlar.

İşte biz bu günlere böyle kavuştuk.

CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.