Bazen çok yakınınızdaymış gibi görünen ve sizin için yararlı veya faydalı olduğuna inandığınız bir şeyi elde edemezsiniz.
Kutup bölgelerinde koloniler halinde yaşayan insanlar, küçük sahil köyü veya kasabalarında yaşamlarını sürdürürler. Deniz ürünleri dışında tükettikleri her türlü gıda ile gündelik yaşamda kullandıkları her türlü malzeme kargo gemileriyle dışarıdan gelir. Kara ve deniz umumiyetle buzla kaplıdır. Buzların denizde çözülmüş olduğu günler sayılıdır. Gemi, iskeleye yanaştığında ancak getirmiş olduğu o kasabaya ait siparişleri boşaltabilecektir. İşte böyle bir ortamda gemi, sahile o gün yanaşmak zorundadır. Çünkü gemi sadece o köye veya kasabaya ait malzemeleri getirmemiştir. Bir program dahilinde uğrayacağı birçok iskele veya liman sırada beklemektedir.
Gözünüzü kapatın ve buzullar üstündeki o kasabada yaşadığınızı düşünün. Gemi size bakıyor, siz de gemiye bakıyorsunuz. Gemi yükünü boşaltabildiğinde siz, yaşamınızı rahat sürdürebileceksiniz. Çünkü geminin bir sonraki seferi bir sene sonra gerçekleşecektir.
Kıyıya yanaşan bir geminin hava muhalefeti nedeniyle iskeleye yanaşamadığını ve çekip gittiğini düşünebiliyor musunuz?
Size 50 metre mesafede bulunan bir geminin içindeki gıda ve eşyaların size ne kadar uzakta olduğunu, ulaşamadığınızı, elle tutamadığınızı anlatmak istedim.
Ukrayna ve Rusya’da insanlık için ihtiyaç olan milyonlarca ton tahıl ve yağ stokları var. Savaşın getirmiş olduğu birtakım olumsuzluklar ve uygulanan ambargolar nedeniyle insanların en temel besin maddesine erişimi engellenmiş durumda. Burada buzul yok. Burada rüzgâr yok ama çok ciddi bir savaş ve ambargolar var.
Ukrayna’nın 15 milyar dolarlık buğdayı var ama limandan çıkaramıyor. Liman Rusya’nın ablukası altında. Rusya da kendisine uygulanan ambargo nedeniyle bu bedeli Ukrayna’nın da ödemesini istiyor.
İnsanlık; una, yağa çok yakın oldu[u halde çok uzaklar.
Dünya açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor.
Tuzu kuru batılıların keyfiliği var ve çözüm üretemediler.
Savaşın başından beri rasyonel bir dış politika izleyen Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile birlikte çözüm ürettiler. İlk geminin Lübnan’a ulaştığını gördük. Arkası gelecek. İşte böyle bir ortamda dün Soçi’de Rusya ve Türkiye arasında görüşmeler yapıldı.
Yazılı ve sözlü bir kaynağa dayanmadan görüşülen konuları sıralamak zor bir konu değildir. Birazcık dünyayı ve bölgeyi takip eden herkes bunun neler olduğunu sıralayabilir.
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Laçin dehlizinde (koridor) geçen hafta çıkan çatışmada 70 Ermeni askerin öldürülmesi ve 30’nun esir alınması sonunda ateşkes sağlanmıştır. Toplantının adı bile yetmiştir. Ermenistan ile kalıcı barış neticesinde, Zengezur koridorunun hayata geçirilmesi meselesi bizim için son derece önemli bir konudur. Bu konunun konuşulmamış olması da düşünülemez.
Akkuyu nükleer Santrali inşaatındaki ana yüklenici Rus firması Rosatom ile İC İctaş inşaat şirketi arasındaki sürtüşmenin giderilmesi ve santralin taahhüt edilen zamanda üretime geçmesi,
Odesa limanından tahıl yüklü gemilerin çıkışının yaratmış olduğu olumlu yansımaların ve güvenin devam ettirilmesi,
Rusya’ya uygulanan her türlü ambargodan Türkiye’nin muafiyeti sayesindedir ki Türkiye, Rusya için adeta nefes borusu konumundadır. Bu konunun devam ettirilmesi, her iki ülkenin çıkarlarına uygun olduğu gerçeği,
Gaz ve petrol sevkiyatının güvenli ve kesintisiz biçimde devam ettirilmesi hususunun yanında, önümüzdeki kış ayları boyunca doğalgaz fiyatlarındaki olası indirimden bahsediliyor. İndirim olmasa bile fiyatının artmaması yönündeki beklentilere cevap aranacaktır.
Kosova- Sırbistan geriliminde tarafların sakin kalmasının iki tarafın da yararına olduğu hususunun önemin vurgulandığı, Ukrayna-Rusya savaşının Balkanlara yayılmaması yönünde adımlar atılmasının gerekliliği vurgulanmış olmalıdır.
Elbette ki Suriye meselesi de masada geniş yer buldu. Suriye’nin üniter yapısı ve toprak bütünlüğünün sağlanması konusu ağırlıklı yer tutmuş olmalıdır. Çözüm bekleyen Suriye meselesinin parça parça değil de kökten halli meselesi en öncelikli konu olarak masada konuşulmuştur. Ben arka kapı diplomasisinin işlediğini iddia ediyorum. 1 saat 15 dakika planlanan görüşme 4 saat kesintisiz sürmüştür.
Beşar Esad masada mıydı?
Bunun cevabını önümüzdeki günlerde Soçi görüşmelerinin, sahaya yansımalarından anlayabileceğiz.
An itibariyle her şey artık çok yakın. Karadeniz’de iklim son derece yumuşak. Sert esen rüzgâr ve buzullar çok gerilerde kalmış durumda.
Suriye’de de barış gündemde.
Turizmde rekorlar kırılıyor.
Avrupa, uyguladıkları ambargo nedeniyle Rus uçakları için hava sahasını kapatmıştı. Bu nedenledir ki Rus devlet havayolu şirketi Aeroflot, operasyon üssünü İstanbul’a kaydırmış durumdadır. İstanbul, Rusya için dünyaya açılan kapı konumundadır. Aynı şekilde Avrupa’ya üslenmiş Rus şirketleri, yatırımlarını Türkiye üzerinden yönetmeye başladılar bile. Ruslar, elde ettikleri bu kazanımların gerisine düşmek istemeyecektir.
Konjonktür bizden ve Rusya’dan yana işliyorken, hükümet gündem belirlemeye devam ediyor.
Dış politikadaki olumlu gelişmeler ve başarılar, ekonomik gelişmelere yansıtabildiğimiz de bir anlamı olacaktır.