Kuşadası Emekli Sandığı dinlenme kampı yanında mütevazi bir yazlığım var. Her sene Mayısın 15 veya 20 sinde gider Ekim ayının son haftalarında gelirim.
Sitemizde birde çok güzel gazinomuz var. Dört sitenin ortasında olduğundan diğer site sakinleri de oyun oynamak ve sohbet etmek için gazinomuza gelirler.
Guruplar halinde oyun oynarlar veya sohbete devam ederler. Kimisi de günün siyasi konularından. Hükümetin yanlış icraatlarından konuşur dururlar. Gazinomuz sanki bir okul gibidir.
Tabi bu arada bizde dururmuyuz hükümetin icraatlarını ve bu siyasi durumdan nemalanan çıkarcılara veryansın ederiz.
Gazinomuz müdavimlerinden bir arkadaşımız AKP sempatizanı, ona durmadan AKP yaptıkları yanlışları ve kendinden olanlara çıkar sağladığını anlatıp dururuz.
Sizde bu yandaşlar olduğu sürece sizi yani AKP ayakta tutan çıkarcılar ve cemaatçiler milletin kanını emiyorlar diye eleştiririz
Geçenlerde devamlı siyasi yönden atıştığım bu arkadaş yanıma gelerek aramızda aynen aşağıdaki konuşma geçti.
—Sayın Müdürüm sen her zaman bana sizin AKP çıkarcılardan ve cemaatçiler hükümetten nemalanıyor deyip dururdun değil mi?
—Evet, doğru ve söylediklerimin arkasındayım. AKP etrafını çıkarcılar sarmıştır.
—Peki, müdürüm şimdi sana bir şey anlatacağım buna ne diyeceksin bakalım.
—Buyur anlat sizi dinliyorum.
—Kuşadası Belediyesinin yıkıp yeniden yapıp ihaleyle kiraya verdiği Pazaryerinin en geniş ve güzel yerini kim aldı biliyor musun?
—Hayır bilmiyorum.
—Sen her zaman başıma durmadan vurup duruyorsun. Yok, AKP çıkarcılara, yandaşlarına çıkar sağlıyor diyordun.
—Evet. Diyordum ve bu dediğimde doğru.
—Bak Nazilli pazaryerinden geniş bir yeri kiralayarak çay ocağı yerini CHP il yönetim kurulu üyesi Remzi Uğur aldı.
—Normal değil mi? İhale açılmış bu arkadaşta ihaleye katılıp almış bundan doğal bir şey var mı?
—Bak işinize geldiğinde normal diyorsunuz işinize gelmediği zaman AKP hep yandaşlarına çıkar sağlıyor diyorsunuz. Bundan daha güzel çıkarmı olur. Sen kalk Aydın’dan gel Kuşadası’nın en güzel pazarından genişçe bir çay ocağı kirala
Nasıl kiraladığı nasıl verildiğini hepimiz biliyoruz.
—Nasıl biliyorsunuz. Sosyal demokrat bir vatandaşın ticaret yapması sence doğal değilmi?
—Elbette doğal buna bir şey demiyorum bu Remzi Uğur denen arkadaşın Milletvekili olan Metin Lütfi Baydar yiyeni değil mi?
—Evet yiyeni.
—Milletvekili Bülent Tezcan Milletvekili seçileceği zaman bunlar koşuşturup delegelerden Bülent Tezcan için oy topladılar rnı?
—Normaldır bir başkasıda bir başkasını destekledi. Örneğin ben de Ferda Çağlar Erkut’u destekledim.
—Benim demek istediğimi ya anlamıyorsun ya da işine gelmediği için geçiştiriyorsun. Remzi Uğur milletvekili yiyeni Lütfi Baydar, Bülent Tezcan’la samimi olmasından ve Aydın il yönetiminde bulunması nedeniyle Kuşadası halkının hakkını gasbetmiştir.
Burada Kuşadası belediye başkanı da kusurludur.
Eğer bu vatandaş bu saydığım milletvekilleri olmasaydı kendiside il yönetiminde bulunmasaydı buna bu yer verilir miydi?
—Yahu, be kardeşim bu vatandaş sadece ufak bir çay ocağı icarlamış devlet ihalesine girip vurgun vurmamış ne var bunda.
—Göüyormusun sizin zihniyetiniz bu, hiçbir şeyi kabul etmiyorsun. Ben
Diyorum ki Remzi Uğur il yönetiminde bulunması ve milletvekili yiyeni ve Bülent Tezcan’a yakın olması nedeniyle burayı icarlamış yoksa bu yer buna verilmezdi.
Ama size doğuları kabul ettirmek mümkün değil halen ne var bunda diyorsun.
Bunda çevresini ve il yönetimindeki durumu nedeniyle ihaleyi almıştır. Bu nedenle Kuşadası Belediye başkanı bu vatandaşa vermiş. Bu nedenle belediye başkanına teşekkür ederim
—Neden teşekkür ediyorsun? Bir sürü vatandaş nasıl aldıysa bu arkadaşta ihaleyle öyle almıştır. Ayrıca burası neredeyse senede 5 ay zor çalışır diğer aylarda boş geçer
—Tamam, size doğruları kabul ettirmek zor. Bildiğin gibi olsun. Ben gidiyorum sen bunları düşün sonra görüşürüz
Arkadaşla aramızdaki konuşma bu. Tabiî ki herkesin ticaret yapması kadar doğal bir şey olamaz. Ama bu arkadaş gibi öküzün altında buzağı arayanlardan her zaman uzak durmak gerekiyor. Siyasi sıfatını kullanarak böyle bir şey yapmanın ne kadar yanlış olduğunu vatandaşın gözünden hiç kaçmaz.
Siyaset yapacak siyasiler her türlü art niyetlerinden arınarak kendileri için değil
Toplum yararına gayret göstermelidir.
Bu gibi çıkar ilişkileri toplumda bir ön yargı oluşturur. Bu ön yargıyı yok etmek bir atomu parçalamaktan daha zordur.
Ülkemde bu iktidarın sebep olduğu milyonlarca aç insan var” Aç olan insan onurunu yemeğe başlar”.
Yönetimlerde bulunan insanların toplumun bireyleri olarak açların, yoksulların, ezilenlerin yanında olmaları gerekirken kendi çıkarı için siyaset yaparsa toplumun gözünde bir hiçtir.
İnsanları ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değildir.
Prensipleri ve inançlarıdır.