Değerli okurlar seçimler yaklaşıyor. O nedenle görevde bulunan bazı il ve ilçe başkanlarının milletvekili adayı olmak içim görevlerinden ayrılması yasa gereği. CHP Aydın İl Başkanı Sayın Ali Çankır görevinden ayrılarak milletvekilliğine aday oluyor. Dileğimiz ve temennimiz başarılı olmasıdır.
1975 yılından beri Herodot’un övgüler dizdiği Aydın’da ikamet ederim. CHP’ye yakın olduğumdan gelmiş geçmiş bütün il başkanlarını tanırım. Örneğin çok değerli il başkanı Nedim Müren’den bu yana il başkanlarını tanırım. Çoğu görevlerinde başarılı idiler.
Sayın Çankır’ı göreve geldiği iki yıldan beri toplum içinde hiç görmedim. Sivil toplum kuruluşları ile toplantı düzenleyerek önerilerinin ne olduklarını dinlediği ve dikkate aldığını pek duymadım. İl Başkanlığında başarılı olamayan Sayın başkan milletvekili olunca topluma ne verecek? Kendinde bilgi ve birikim olmayan birisi halk için başarılı olamaz.
Geçmişte yapılan il ve ilçe başkanlığı seçimlerinde veya delege seçimlerinde kavga ve gürültü kırla gider. Parti büyükleri için en acısı partiye emek vermiş kişiler varken, CHP’li olmayan bazılarının hem ilçe hem de il delegesi yapıldığını görünce gerçek CHP’liler üzülüyordu. CHP’nin kapısının önünden bile geçmeyen bu tipler, nerede çıkar ve nemalanma varsa oraya koşarlar, ideoloji ve inanmışlıkları hiç yok.
Sayın Ali Çankır’ın seçip yönetime aldığı birisi geçenlerde CHP’den ayrılarak AKP’ye geçti. İdeolojisi olmayanın fikri ve partisi olmaz.
CHP’li olup, kazanılan belediyelerde çıkar sağlayan, sağlamaya çalışan kişilerden hep utanç duydum. CHP Aydın’da o hale geldi ki; Seçilen il ve ilçe yönetimlerinin hiç etkisi yok. Parti üyeleri bile bunları tanımıyor. Belediyelere alınıp daire başkanı yapılan kişiler ise toplumda itibarı, karşılığı yok. Bu tipler yalakalığı iyi bilir ama kıblesi yoktur, güç gördüğü her yere secde ederler.
Bunlara bir şey demiyorum. Böyle çıkarcılar önemli göreve gelmek için elinden geleni yalakalığı yapacaklar. Buda onlar için normal bunları belediyelere alıp da önemli makamlar veren belediye başkanlarına ne demeli?
Hani bir şiir var ya çok anlam yüklü; “Kendi vatanımızda vatansızlar gibiydik” diye. CHP’liler de yıllarca uğruna fedakârca çalıştığı belediyelerine söz dinletemez, iş yaptıramaz hale geldi. Sonunda “Bizim” dedikleri belediyelere yabancı oldu.
Eleştiri bir haktır toplumun önüne çıkan her insan ister siyasetçi ister belediye başkanı ister gazeteci olsun eleştiri kültürüne açık olması gerekir. Öz eleştiri kültürüne açık olmayan yönetici her zaman hata işler. Ama eleştiriler bazen maksatlı olur. Buna rağmen yöneticilerin sabırlı olmaları gerekir.
Yönetici olmak pek kolay değil, dürüstlük ister, doğruluk ister, samimiyet ister, kısacası önce insan sonrada yönetici olması gerekir.
Sayın Ali Çankır’ın yerine Sayın Hikmet Saatçi getirilmiş. Bana göre de isabetli olmuş. Ben Sayın Saatçi’nin babasını da 1977 yılından beri tanırım. Ama bu temayüllere aykırı değil mi? İstifa eden il başkanının yerine başkan yardımcısı getirilmez mi?
Hayırlı olsun demekten başka elimizden bir şey gelmez
Son olarak diyorum ki:
Bize düşen, önce insan olmak, sonra olgunlaşmaktır. Başkalarına eziyet etmeyen, eşiyle, işiyle mutluluk içinde olan insan olmak gerekir.
Ne mutlu çalmayana, çırpmayana, kimselerin önünde eğilmeyenlere, kimsenin kapısında kul olmayana, yedikleri cebinden, harcanan ömürlerinden olanlara selam olsun.
Yazımı bir Atasözü ile bağlamak istiyorum.
“Ata kızarak eşeği yol arkadaşı seçenin gideceği yer ahırdır.”
***
Acısıyla-tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. Geçen yıldan çok daha mutlu, çok daha huzurlu, çok daha sağlık dolu, karşılıklı saygı çerçevesinde geçecek yeni yıl diliyorum.