Bir asırlık CHP’nin köklü geçmişinde Aydın’da görev alan binlerce insan var. Kimine senatörlük, kimine milletvekilliği, kimine de örgüt başkanlığı düştü. Kimi CHP’nin belediye başkanı kimi meclis üyesi oldu. Bu koltuklara oturan isimler hep demokratik bir yarışla belirlenirdi. Kongreler çekişmeli, heyecan dorukta olurdu. İl başkanından üyesine kadar herkesin hedefinde iktidar olurdu.
Böyle bir geçmişe sahip partinin Aydın il kongresi vardı. Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı kongre. Tek adaylı kongrede rezalet diz boyuydu. Salon boştu, heyecan yoktu, ilgi yoktu, umut yoktu. Heyecan ve coşku yaratmaya kıyafetlerini değiştirerek kongreye katılmaya zorlanan taşeron işçiler de yetmedi. Protestolar, ağıza alınmayacak sözler salonu inletti. Herkes kendi küçük iktidarının peşinde koşup durdu.
Aslında anti demokratik uygulamalar muhtarlık bölgesi delege seçimleriyle başladı. Delege seçimlerinde; iki liste olmasına rağmen mavi liste temsilcisinin gözlemci olmasına izin verilmedi. Mahallelere sandık konulmayarak partilileri ayaklarına getirip, fiziki şartları uygun olmayan ilçe binasında sözde delege seçimi yapıldı. Seçimde oy kullanacak belediye çalışanlarına, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun desteklediği beyaz listeye oy kullanmaları yönünde baskı uygulayıp, kullandıkları oyun rengini görmek için beyaz zarf kullanmak zorunda bırakıldılar. Mavi listeyi temsil eden ilçe başkan adayı Altan Kemerci çıkan olayların büyümesini önlemek için adaylıktan çekildi. Neticede meydan beyaz listeye kaldı. Zaten istenen de buydu…
Bu anti demokratik uygulamalara partiden yüksek perdeden ses çıkarılmadığı gibi, CHP Milletvekili Bülent Tezcan ve önceki dönem milletvekili Metin Lütfi Baydar, Özlem Çerçioğlu’nun parti içi hegemonyasına delege, ilçe ve il seçimlerinde destek verdi.
Delege seçimleri esnasında önceki dönem milletvekili Metin Lütfi Baydar ile birlikte hareket eden, onun isteğiyle Özlem Çerçioğlu’nun üyeleri tek tek arayıp, lokum göndererek oy istediği beyaz listeyi destekleyen ve aradan sıyrılıp, “ilçe veya il başkanı olabilir miyim” diye düşünen Fikret Ercan ve arkadaşlarının hayali bir başka bahara kaldı. Delege olmak birden fazla adayın olduğu ilçe ve il seçimlerinde önemli. Çünkü iraden doğrultusunda tercih hakkın oluyor. Tek adayla yapılan seçimlerde delegelik, patronun işaret ettiğini onaylamaktan başka bir vasfı olmayan sıfat. Kısacası çaresizlik ve mecburiyet… Başka bir deyişle seçim zorbalığı… Çünkü başka bir seçenek yok.
İl kongre listesine bakıldığında bu listeyi Özlem Çerçioğlu ve Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ikilisinin oluşturduğunu görürsünüz. CHP’ye emek veren insanların, il ve ilçe örgütleri yok sayıldı. İlçe ve İl yönetim kurullarına bakın, büyük çoğunluğunun Büyükşehir çalışanı veya onların eşleri, Özlem Çerçioğlu’na sadık yakın kişiler olduğunu göreceksiniz.
Dahası...
Özlem Çerçioğlu, Aydın Büyükşehir Belediyesi üst düzey yöneticilerinin sekreterleriyle doldurduğu ilçe ve il organlarında Bülent Tezcan ve Metin Lütfi Baydar ekibine yer vermedi. Yer vermediği gibi Bülent Tezcan il kongresinde protesto edildi.
Bu kongrelerin kazananı Özlem Çerçioğlu, kaybedenleri Metin Lütfi Baydar ve ekibi, Bülent Tezcan ve ekibi, bunlar sayesinde de CHP Aydın İl Örgütü olmuştur.
Şimdi şöyle bir düşünün. Bu görüntülerin CHP’ye bir yararı oldu mu? Tabiki hayır! Aydın’a, memlekete, millete bir faydası var mı? Hayır!
Neticede…
Delege seçiminde beyaz listeden yana tavır alan, mavi listeyi destekleyen üyelerin iradesi yok sayan seçim esnasında sandığın başına ilçe ve il başkanını talimatla diken, Aydın CHP’de her zaman ötekileştirmeye ve ayrıştırmaya neden olan Özlem Çerçioğlu’na partililer, “bizi yok sayanı, biz de yok sayarız” diyerek sandığa gitmemeyi, oy vermemeyi düşünüyor.
Daha önce yazdığım gibi bu seçimde hem CHP’liler, hem de Aydınlı vatandaşlarımız yerel seçimlerde Özlem Çerçioğlu’ndan kurtulma kararlığında olduğu görülüyor.