Bir soruna doğru ve zamanında çözüm üreten, parmak basan herkese saygı gösterir, takdir ederim. Bu anlamda Aydın’a hizmet eden her kim olursa olsun kutlamaktan asla çekinmem…
Aydın’ın ekmeğini yiyip, suyunu içip sonra sırtına dönenleri de “laf ile uslanmayanı etmeli tektir” deyip eleştirmekten asla geri durmam…
Siyasetçiler bulundukları makamlara aday olurlar. Her aday bilir ki sandıkta kazanmak da var, kaybetmek de. Kimse kaybetmek için aday olmaz elbette… Ancak kazandıkları makamlarda başarılı olmaları ve başarılı olurken de halkın sorunlarına temas etmeleri, çözüm üretmeye çalışmaları gerekmektedir.
Demokrasiye inanıyorsak, sandığa saygı duymayı da bilmeliyiz. Ancak siyasetçiler, siyaset kanalıyla geldikleri makamlarda halka hizmetin esas olduğunu unutmamalıdır…
Peki unutursa ne olur…
Bir söz vardır, “senet vadesi ile seçim günü çabuk gelir” diye… İşte o gün hesap günüdür. Biri çıkar kara kaplı defteri önünüze konuverir.
İlimizde önüne kara kaplı defter konacak siyasi oldukça fazla… Bunlardan birinin CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan olduğunu tahmin etmek sürpriz olmasa gerek…
Gazetelerden okumuş olmalısınız.. “Gazetecilerden CHP’li Tezcan’a Protesto” haberinden söz ediyorum. Bilindiği gibi gazeteciler programa 45 dakika geç gelen Tezcan’ı protesto ederek, topluca il binasını terk etti.
Öncelikle olaya tepki veren gazetecileri kutluyorum, tepkileriyle siyasetçinin önüne geçtiler. Ancak bu durumdan ne Sayın Tezcan ne de programa ev sahipliği yapan CHP Aydın il yönetimi maalesef ders çıkarmışa benzemiyor.
CHP, "Seçmenle İletişim Eğitimi" ile parti yöneticilerini seçimlere hazırlıyor. Bence CHP bu eğitime, öncelikle Bülent Tezcan’ı almalıdır. Aksi halde Samsunlu olup Aydınlının oyları ile milletvekili seçilen Tezcan’la, CHP’nin yol alması mümkün görünmüyor…
Benden hatırlatması…