Balıkesir’de Ali Sururi İlkokulu karşısındaki boşlukta eski ayakkabı tamircisi, kır palabıyıklı bir ihtiyar olan Cevdet Alkan dede vardı.
Bir akşamüstü dostları ile sohbet ederken konu Çanakkale’ye gelince ağlamaya başladı. Ve devam etti.
“Rahmetli babam, hafız Ali Çanakkale’de kaldığında ben anamın karnında yedi aylıkmışım. O’nu hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu.
O günler çok zor günlerdi. Seferberliğin sıkıntıları, Kuvayı Milliye zamanı, işgal yılları, kurtuluş, yokluk, sıkıntı.
Çocukluğumuz hep ekmek peşinde sıkıntıyla geçti.
Ama anam benim çocukluğumdan itibaren her sokağa çıkışta, her nereye giderse yanıma gelir ve “Oğlum ben pazara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır..!
Ben Teyzenlere gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha..!
Ben komşulara gidiyorum. Baban gelirse beni hemen çağır ha..! Derdi.
Anam babamı bekledi durdu. Büyüdüm dükkân açtım. Anam yine her bir yere gidişte dükkâna gelir, gideceği yeri söyler ve BABAN GELİRSE BENİ ÇAĞIR HA..! Diye tembih ederdi.
Aradan yıllar geçti. Anacığım ihtiyarladı. Gene değneğini kaparak bana gelir. Ve:
“Baban gelirse beni çağır ha..!
Diye tembih ederdi.
Günü geldi ağırlaştı. Ölüm döşeğinde bizimle helalleşti.
“Bana iyi baktınız hakkınızı helal edin” dedi.
Bana döndü yavaşça;
“Baban gelirse o’na annem hep seni bekledi” de. Dedi.
Birden irkilerek doğruldu ve kapıya doğru gülümseyerek,
“Hoş geldin bey,
Hoş geldin”. Diyerek ruhunu teslim etti.
Ruhunuz şad olsun Hafız Aliler.
Bu acıklı dramatik öyküyü her okuduğumda veya dinlediğimde yüreğim burkulur tüylerim diken diken olur.
Ülkem de PKK denen bölücüler binlerce insanımızın ölümüne ve on binlerce insanımızın sakat kalmasına sebep olan, yıkılan yuvaların, söndürülen hayallerin, yok edilen sevgilerin ve canların baş sorumlusudur.
Gerek Kürtçü bölücü takımı, gerek şeriat özlemcisi cemaat- takımı Atatürk ve Cumhuriyete karşı savaş açmış durumdalar.
Ülke bütünlüğümüz bozulmadan demokrasimizi ve adaleti bütün vatandaşlarımıza eşit uygulayarak bölünme değil bütünleşerek güçlü oluruz.
Ülkemizde yaşayan her etnik kökenden gelen vatandaşların yasalara ve hukuk devletinin ilkelerine uymaları zorunludur.
Bütün bu hain bölücüler tarihin her sayfasında Türk Milletinin karşısına çıkmıştır. Türk Milleti canı pahasına ülkesini savunmuş ve savunmaya da devam edecektir.
Bunların yıllarca ülkemize ve insanımıza verdikleri zarar pek çok olmuştur. Bu zararların uzun yıllar etkisi silinmeyecektir.
Tarihlere, tarihin donduğu an diye geçen 1914 Osmanlı-Rus savaşı sırasında birçok vatan evladı Bazı tarihi verilere göre (90 binin üzerinde) Sarıkamış’ta şehit düşmüş olup birçoğu da düşmana kurşun atmadan çetin doğa koşullarında siperlerinde ve barakalarında donarak can vermişlerdir. O nedenle ülkemiz için ideallerimiz için canımızı vermekten asla çekinmeyiz. Buna tarih şahittir.
Bazı fikri ve zikri bozuk olanlar Türklüğe ve Türk devrimlerine kin ve nefret duyuyorlar. Bunlar ışıktan korkan yarasalardır.
Dünya’da tüm ezilen uluslara rehber olan Atatürk ilke ve devrimlerine ve felsefesine karşı çıkarak yeniliği içine sindirmeyen karanlık yüzlü yaratıklar.
Dincisi, döneği, sahte solcusu, çıkarcısı PKK’lısı her gün kin ve nefretini kusmaktan usanmıyorlar
Bunlar Atatürk’ü Türk devrimlerini ve emperyalizme karşı direncin mihenk taşı olan ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ tarihten silmek istiyorlar.
Çünkü TÜRK MİLLETİNİ ve Devletini ayakta tutan olgu ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİDİR.
Ulusal bilincin kökleşmesini sağlayan,
Aynı toprakta yaşayan,
Aynı dili konuşan,
Aynı geçmişi paylaşan,
Aynı türküyü söyleyen,
Ülkü birliği aynı olan,
Halkı birbirine bağdaştıran ögeler vardır;
Bunlar ülkeye hizmetleri geçmiş,
Halkına şan ve şeref sağlamış
Milli kahramanlardır,
Ulusu bütünleştirenlerdir.
Bunlar sanatçılar, bilim adamları, yazarlar,
Aynı toprağın kader birliği etmiş insanlarıdır.
Geçmişte hatta günümüzde bazıları diyor ki:
“Anayasadaki Türklük tanımı kaldırılsın yoksa demokratikleşmeyi yapamayız. Vatandaşlık tanımının da değiştirilmesi ve herkes kendi etnik kökenini ifade edebilecek ve üst kimlik olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı demeli.."
Konuşmaya bak. Sen Türk halkından izin aldın mı ki.
Sarıkamış, Yemen, Çanakkale ve son olarak da Güney doğuda Suriye’de vatan için canlarını veren şehitlerimiz kalkıp bir baksanız ülkemin ne hale geldiğini görüp kahrolursunuz.
Bu vesile ile zamanla üç kıtada vatan için şehit düşen ana kuzularına selam olsun.
Onlar bizim toprak altında yatan ulu köklerimizdir.
KEŞKE KARŞISINA ADAY ÇIKSAYDI
Siyasette elbette eleştiri ve tenkit olur. Eleştiri bir eseri bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla incelemek araştırmaktır.
Bazılarının yaptığı gibi eleştiri açık aramak kusur kovalamak, iftira atmak veya düşmanlık mıdır? Asla olmamalı! Yalan ve iftira insanı küçültür.
Geçtiğimiz gün CHP Efeler Örgütü, erkene alınmaz ise 2023 yılında olması beklenen Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimine götürecek kadrolarını oluşturdu. CHP Efeler İlçe Başkanı Barış Altıntaş’ın Efeler Belediyesi Meclis üyeliğine aday olması nedeniyle istifası ile boşalan başkanlık koltuğuna oturan Polat Bora Mersin bu defa başkan adayı olarak girdiği kongrede delegelerden vize aldı.
Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerde; tüm organların demokratik kurallar içinde, parti içi demokrasiyi uygulayarak seçilmesini çok önemli görüyorum. Parti içi demokrasinin geliştirilmesi, adayların hizmet yarışı anlayışıyla hareket ettikleri sürece birden fazla adaylı kongrelerde bir sakınca görmüyorum.
CHP Efeler İlçe Kongresi Polat Bora Mersin’in başkan adayı olduğu, tek liste halinde yapıldı. Keşke Sayın Mersin’in karşısında başka aday(lar) olsaydı da seçime birden fazla liste ile girilseydi.
Buna rağmen başta CHP Efeler İlçe Başkanı Mersin olmak üzere, göreve yeni seçilen yönetim kuruluna başarılar diliyorum.