Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında Çerkesleri sürgüne tabi tutmasının üzerinden bitmeyen yasımızla birlikte 154 yıl geçti. Ve biz Çerkesler aynı dirençle ve ivedilikle Çarlık Rusyası’nın bugüne aktarımı olan Rusya'dan özür bekliyor, 21 Mayıs'ın “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” olarak tanınmasını istiyoruz.
Yeşavi gözlerimin rengi Kafkasya
Topuğumda cam kırığı, döven taşı bıçkınından
Kaçarım göçerim yok
Acımsın her an geçerin yok
Sırata gelene kadar,
Ne çok durakta sorguyum.
Dünyalık sayacaklar beni
Demem o ki
Demem o ki Kafkasya
İki cihanlık burguyum.
Çarlık Rusyası’nın Çerkesleri, anavatanları Kafkasya'dan sürmesinin üzerinden 154 yıl geçmesine rağmen sürgünün neden olduğu acı hafızalarımızdaki yerini koruyor
Bir buçuk milyona yakın Çerkes sürgüne tabi tutulduğunda yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı yaklaşık dört yüz - beş yüz bin kişi hayatını kaybetti. Ve hâlâ Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında sürgüne tabi tutulmasının üzerinden bir buçuk asrı aşkın bir süre geçmesine rağmen, Moskova yönetimi ana vatanlarından kopartılan Çerkeslerin acılarını bir nebze de olsa dindirecek adımı atmadı.
Çerkesler yaşam biçimleri, karakteristik özellikleri ve kültürel dinamizmleriyle yaşadıkları bölgenin özerk yapısıyla özdeş bir yaşam sürmelerine rağmen, yayılmacı ve hükümranlık politikası güden Çarlık Rusyası’nın hem iştahını kabartmış hem de tehlike oluşturmuşlardır ki bu yüzden 1763-1864 yıllarındaki Rus-Kafkas savaşları, tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçti. 101 yıl süren savaşlarda 500 binden fazla Kafkasyalı hayatını kaybederken, savaş sonunda yüz binlerce Çerkes ana vatanını terk etmek zorunda kaldı. 21 Mayıs 1864’de Soçi yakınlarında Kbaada Vadisi'ndeki savaş Çarlık Rusyasının galibiyetiyle sonuçlanırken, Çerkesler için de "sonun başlangıcı" oldu. Ki bu süreci
Rus Tarihçi Y.D. FELİSİN: "Bu, gerçek ve acımasız bir savaştı. Yüzlerce Çerkes köyü ateşe verildi. Ekin ve bahçelerini imha için atlara çiğnettik, sonuçta bir harabeye dönüştü." Sözleriyle tarihe not düşmüştür.
Şeyh Şamil ve Çerkeş milislerin de yenilgisinin akabinde başlayan Çerkes sürgününün sistematik bir şekilde başlatıldığı dönemde yaşananlar
Y. ABRAMOV- Kafkas Dağlıları kitabında: "O zamanlar dağlıların başına gelenleri anlatmaya sözcüklerin gücü yetmez. Binlercesi yollarda, binlercesi açlık ve sefaletten öldüler. Kıyılar ölü ve ölmek üzere olan insan doluydu. Annesinin soğumuş cesedinde süt arayan yavrular, donup öldüğü halde çocuğunu kucağından bırakmayan analar ve sırf ısınmak için sıkışarak yattıkları yerde birlikte donarak ölen gruplar, Karadeniz sahilinde olağan manzaralardı.” Sözleriyle tarihe not düşüyordu Çarlık Rusyası'nın utancı olarak.
Modern tarihin en büyük kitlesel nüfus hareketlerinden biri olan Çerkes sürgünü (Henze, 1986: 247) esnasında deniz gibi kan akıtıldı. Gemiye binmek için aç bîilaç kıyıda yağmur çamur içinde, ölüm iniltileriyle bekleşenler, yanaşan gemiye üşüşüp taşıma kapasitesinin çok üzerinde biniyorlardı. Gemiler de daha fazla para alabilmek için çok yolcu alıyor, bu yüzden fazla yol almadan batan gemilere sık rastlanıyordu.
Bunca zulmün uygulandığı Çerkes Soykırımı 20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan parlamentosunun oybirliğiyle aldığı bir kararla Gürcistan tarafından resmen tanındı. Böylece Çerkes soykırımı, bağımsız bir devlet tarafından resmen uluslararası gündeme taşınmış oldu.
Çerkes Aktivistler tarafından Soykırım eylemi düzenlenmiş. Antalya-Burdur-Afyon-Eskişehir-Ankara-Bolu-Düzce-Sakarya-İzmit-İstanbul-İzmit-Sakarya-Düzce-Bolu-Çankırı-Çorum ve Samsun istikametinde otostop çekerek 2 ekip halinde soykırımı bindikleri tüm araçlara ve indikleri yerde gördükleri herkese anlatmışlardı.
Kalkıp benden milliyet sorgulayan kardeşim
Ben kimim söyleyeyim, nerdenim anlatayım.
Sarıkamış'ta donan vatan evlatlarının,
Azrail'le göz göze geldiği anındayım.
Her karışın uğruna kan döküyorken atam,
Bana mezhep soranın öz be öz kardeşiyim.
***
Kafkaslar'da Ruslara feleğini şaşırtan,
Çarlara baş eğdiren Şamil'in kanındayım,
Dağına, taşlarına, kurduna kuşlarına,
Yılmadan yorulmadan bekçi olduğum vatan
Mısır koçanlarından aşına helal katan
Vatan aşkına sürgün Kafkas’ın yanındayım.
***
Her çiçeğin balından, her yanağın alından
Bir baharın vurgunu sevgilinin salından
Bin ağıt tüten benim.
At sırtında uçuşan kelebeğe özenip,
Bir menevişli gözün bebeğinde gözenip
Kaval yapıp çakıyla salkım söğüt dalından
"Aldım çerkez kızını çekemedim nazını"
Dizesiyle inleyen ozanın sanındayım.
NOT: Şiir Aktivisti şair yazar Nermin Akkan’a aittir.