Belediye başkanları, halkın ihtiyaçlarını kamu yararı doğrultusunda öncelikler esaslı planlayarak karşılar. Herkese eşit mesafeli ve adaletli olur…
Sözde değil ama…
Sözde ‘halkçılar’, sözde ‘halkın hizmetkârları’ kabul görmez. Bulundukları koltukları tutayım derken, ellerinden uçururlar…
Halkın ihtiyaçları için zaman ve emek harcayan belediye başkanları ise herkesten saygı ve takdir görür…
Halkıyla dalga geçen, aşağılayanlar da gereken cevabı sandıkta alır…
Bakın son dönemde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, ‘yedirmem’ dediği ‘prensi’ Fatih Akkentli’nin CHP’den oybirliği ile atılmasıyla gündeme oturdu…
Aslında 27 bin üyesi bulunan CHP’den bir kişinin atılması gündeme oturacak bir konu değil. Ancak kovulan şahsın arkasında, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu olunca Fatih Akkentli önemli hale geldi.
Kim bu Fatih Akkentli?
Aydın Büyükşehir Belediyesi taşeron çalışanı.
Başka?
Açılışlarda “Bir yerde halk varsa orada Özlem Çerçioğlu vardır” diye cazgırlık yapan kişi…
Dahası?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Aydın İl Başkanı Bayram İnci, Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran, CHP Söke İlçe Başkanı Hüseyin Gündüz’ün aralarında bulunduğu siyasilere yönelik kumpas ve kirli para trafiği ile alakalı ses kaydı sosyal paylaşım sitelerine düşen zat.
CHP Aydın İl Disiplin Kurulu, ihraç kararını verince, partilileri bile kızdıran o sözle savunmuştu Çerçioğlu.
“Fatih’i yedirmem…”
Kim için diyor Başkan,
Cazgır Fatih için…
Partililerine karşı kumpas kuran, kirli para ilişkileriyle ilgili ses kayıtları ortalığa dökülen biri için söylenecek bir söz müdür “Fatih’i yedirmem?”
Güya Fatih’i yedirmeyecekti…
Ne oldu?
Kumpas ve kirli para trafiğini doğru kabul eden CHP Yüksek Disiplin Kurulu, ‘yedirmem de yedirmem’ diyerek bir yerlerini yırtan Çerçioğlu’na rağmen, Fatih Akkentli’yi kulağından tutup kapının önüne koydu.
Şimdi herkes şu sorunun cevabını arıyor:
Kapının önüne konan Akkentli mi?
Yoksa Çerçioğlu mu?
Oysa Çerçioğlu’nun yapması gereken konuyu incelemek, tarafları dinlemek, soruşturma açmak, varsa yanlışı özür dilemek, varsa halkın yanlış bildiği aydınlatmaktı…
Ama maalesef, Çerçioğlu bunu yapmadı…
Neden?
Fatih’in her yaptığı işten haberi vardı da ondan.
***
Çerçioğlu’nu artık kimse tanıyamıyor…
Parti örgütünü dinlemiyor.
Bölüyor, kırıyor, incitiyor…
Partilileri belediyenin taşeron işçisi sanıp, her dediğine ‘tamam’ demelerini istiyor.
Kendisini CHP’nin üstünde görüp, örgüt mensuplarını zavallı yerine koyuyor…
Asıl zavallılık örgütü aşağılamak, dalga geçmektir…
Bu nedenle CHP’de kimi desteklediyse, seçim kaybetti. Sadece CHP örgütünden değil, halktan da koptu. Halkın olduğu yerde artık Çerçioğlu yok!
Örnek istiyorsanız işte size örnek…
Halk, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Altınkum Plaj Festivalindeydi..
Çerçioğlu neredeydi?
Halk, Yenipazar ilçesine bağlı Hacıköseler Mahallesi’nde geleneksel hale gelen Antep Fıstığı Festivalindeydi..
Çerçioğlu neredeydi?
Halk, Aydın’ın önemli tarihi ve kültürel merkezlerinden olan Karacasu ilçesinde bu yıl 30.’su düzenlenen Karacasu Afrodisias Kültür, Sanat ve Tanıtım Festivalindeydi…
Çerçioğlu neredeydi?
Halk, Karacasuluların 735 yıldır sürdürdüğü Horasan Alperenlerinden Dedebağ Dedesinin başlattığı Dedebağ Hayrındaydı…
Çerçioğlu neredeydi?
Halk, Bozdoğan Alamut Madran Baba Şenliklerindeydi…
Çerçioğlu neredeydi?
CHP Aydın Örgütü, Çanakkale'de 'Adalet Kurultayı'ndaydı...
Çerçioğlu neredeydi?
Didimlileri, Yenipazarlıları, Karacasuluları, Bozdoğanlıları…
CHP örgütünü...
Velhasıl halkı umursamadı…
Hâlbuki kimseye baki değil, bu koltuklar…
Bugün siz varsınız…
Yarın yoksunuz…
Tıpkı sizden öncekiler gibi…
Yarın hoş bir seda bırakarak halkın içinde olmak varken, bırakın bu aşağılayıcı tavırları…
Halkını aşağılayan hiç kimsenin toplumda itibar görmesi, yükselmesi mümkün değildir…
Yükselmişse de inişi yakındır…