Sürekli anket haberleri izliyoruz, sonuçlarını merak ediyoruz...
“Anket” denince…
“Seksen milyon nüfusun içerisinden denekler nasıl seçiliyor, sorular nasıl soruluyor, kaç insana ulaşılarak bu sonuçlar elde ediliyor? Caddede, kaldırımda durdurup, yüz yüze görüşerek, sorular mı soruyorlar? Telefonla rast gele arayıp, vatandaşın görüşlerini mi alıyorlar?” dediğinizi biliyorum.
İnanmak ya da inanmamak size kalmış…
“Anketler, doğru şekilde yapıldıklarında insanların düşünceleri ve davranışları hakkında somut rakamlar sağlayabilir ve bu rakamlar önemli kararlar almak için kullanılabilir. Bilimsel şekilde yapılan ankette yanılma payı yüzde 1,5 seviyesindedir” diyor, işin uzmanları.
Bana sorarsanız doğru şekilde yapılan anket sonuçlarına inanıyorum ve işini doğru yapanlara ayrı tutuyorum ama yutturulmaya çalışılan anketlere gülüp geçiyorum.
Çünkü…
Çıkarcılık her alanda ve her zaman yanıltmaya hizmet ettiğini, “anket” adı altındaki masa başında üretilen palavraların milletin gözünü boyamak için kullanıldığını, manipülasyon tuzağı olduğunu, bu şekilde algı yönetimi yapılmak suretiyle halkın gerçek gündemden uzaklaştırılmak istendiğini biliyorum.
Şimdi gelin olaya bir de buradan bakalım:
Anket maliyeti olan bir veridir. Mesela…300 bin nüfuslu Efeler ilçemiz için anket firmalarının talep ettiği ücret 30 bin lira. Bu rakam nüfusun yüzde 10’u olduğuna göre, 1 milyon 100 bin nüfuslu Aydın’da yapılan anketin ücreti 110 bin lira demektir.
Bir an anket firması sahibi olduğunuzu düşünün…
Aydın’da ‘belediye memnuniyet düzeyi araştırması’ yapacaksınız. Kentin 17 ilçesi ve 672 mahallesine anketör gönderecek, veri toplayacaksınız. Topladığınız verileri tasnif, araştırma sonucunu analiz edeceksiniz… Doğal olarak bütün bunları yaparken emek ve para harcayacaksınız… Elde ettiğiniz bilgiyi bedava paylaşır mısınız?
Paylaşmazsınız…
Öyleyse…
Her anketi bir yapan, bir de yaptıran var. Bedava olmuyor bu işler. Haliyle işi yaptıran bedelini ödüyor. Bu durumda da araştırma, parayı basanın oluyor.
İşte tam da bu noktada fikrinizi öğrenmek isterim!
Anketi yaptıran belediye başkanı yani parayı basan siz olsanız… Anket sonucunda halk sizi başarısız bulsa… Bu sonucun kamuoyuyla paylaşılmasına izin verir misiniz?
Elbette vermezsiniz…
Yazımın başında “doğru şekilde yapılan anket sonuçlarına inanıyorum” demiştim. “Anket” yalanlarına, kafa karıştırma mikseri olan uydurma anketçiliğe inanmıyorum ama Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun 3. sırada yer aldığı ankete inanıyorum(!)
Çünkü…
2014 yerel seçimlerinde verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen, taş taş üstüne koymadığı için, 2019’da bir tane bile vaat vermeyen…
Şaibeli bir şekilde mülk edinen belediye bürokratlarına göz yumarken, belediyenin parasının Erkan Karaarslan’a peşkeş çekilmesine imza atmayan memuru; ya işten atan, ya da mobing uygulayan…
Belediyede önemli görevler verdiği Erkan Karaarslan’ın adamlarıyla yolları ayırma cesaretini gösteremezken; ‘aman benden olmuş gibi olmasın’ düşüncesiyle bu günlerde ‘gitseler de kurtulsam’ diye gözlerinin içine bakan…
Görev yaptığı süre içinde hep yolsuzlukla anıldığı için, biri ağır ceza mahkemesinde olmak üzere hakkında 13 dava açılan, bu yetmezmiş gibi 80 tane soruşturma dosyası savcılığın raflarında bekleyen…
İhaleye fesat suçunu zincirleme işlediği gerekçesiyle hakkında 23 dava açılan, bu yüzden 72 yıl hapis cezası istenen birini hala görevde tutan…
Bozdoğan Madran suyunu 2 lira 40 kuruşa satarken, bunun 3 misli fiyata satmak suretiyle halkı kazıklayan ve bu tezgâhın içindeki birini ödüllendirip daire başkanı yapan…
Ve bu iddialar konusunda halkı aydınlatmak yerine susmayı tercih eden ama ‘bu işlerin içinden nasıl sıyrılırım’ deyip, kapalı kapılar ardında tezgâh açan…
Ve… ve… ve…
Bütün bunlara rağmen seçim kazanan, Çerçioğlu’nun başarısına inanmamak mümkün mü?..
Sizi bilmem ama ben inanıyorum (!..)