Mesleki yeterliliğe sahip olmayan beceriksiz kişilere emanet edilen kentlere üzülmemek elde değil. 2014 seçimlerinde şehrimizi emanet ettiğimiz Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun iplerin tümünü böyle bir ekibe kaptırdığını düşünüyorum. Çünkü icraatlar ortada...
Her şeyi para olarak gören bu zihniyet, tüm kamu kaynaklarını rant zihniyetle yönetmeye çalışıyor.
Hizmetlerden fahiş fiyatlar alıp, kamu mallarını pazarlamayı görev edinerek, arsaları haraç mezat elden çıkarılıyor…
Belediye üretmiyor…
Satıyor…
Zamlandırıyor…
Su ve hizmetler fahiş fiyatları görüyor…
Olan vatandaşa oluyor…
Belediye borç batağında…
Yönetilemiyor…
Temel ihtiyacımız olan suya uygulanan otomatik zam, fatura tutarlarını büyük oranda artırıyor. Ekonomik gücü düşük olan halkımız bu durumdan çok olumsuz etkileniyor. Otomatik zammın emekli ve düşük gelirli halkımız için büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.
İşte bu düşünceyle fahiş su ücretini konu alan, “Halk Çerçioğlu’nu taşa tutacak” başlıklı yazı kaleme almış, “özel sektöre cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi olan Çerçioğlu, Bozdağan Madran suyunun tonunu 2 lira 40 kuruşa, halka 6 lira 50 kuruş bedelle satıyor” demiştim.
Sonra…
Suya düzenli zam yapılıyor olması konusundaki, “Çerçioğlu su zammını otomatiğe bağladı” başlıklı habere imza attım. Gerek köşe yazım ve gerekse haberdeki yazdıklarımın arkasındayım. Çerçioğlu’nun başkanlığını yaptığı ASKİ, DSİ’nin yapımını tamamladığı İkizdere Barajından bedavaya temin ettiği suyu fahiş fiyatla sattığı doğrudur.. Hem de kaynak suyuna göre yaklaşık 3 kat daha fazla bir bedelle…
Bu haber sonrası ASKİ’den açıklama geldi.
Yanıt metninde:
“Söz konusu haberde Devlet Su İşleri’nin yapımını tamamladığı İkizdere Barajı’ndan tek kuruş ödemeden su temin edildiği ve Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin suya zam yaptığı ifade edilmiştir. Haberde gerçeğe aykırı ve bilinçli olarak okuyanın nazarında yanlış kanaatler oluşturacak şekilde hiçbir araştırma yapılmadan salt idaremizi karalamaya yönelik olarak gazetecilik meslek etiğiyle bağdaşmayan bir yazı kaleme alındığı açıktır. Zira İkizdere Barajının yaklaşık maliyeti 320 milyon TL. olup idaremizce DSİ Genel Müdürlüğüne geri ödemeleri yapılmaktadır. Dolayısıyla idaremize sormadan söz konusu yazıyı kaleme alanların en azından DSİ Genel Müdürlüğünden bilgi almaları ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeleri gerektiği kanaatindeyiz” deniyor.
Deniyor denmesine de olay hiç de denildiği gibi değil…
İşin aslını anlatalım:
Hüseyin Aksu’nun belediye başkanlığı döneminde Aydın’ın su ihtiyacına kalıcı çözüm için DSİ ile bir protokol imzalanır. Protokol gereği DSİ, İkizdere Barajının yapımını tamamladıktan sonra belediyeye devredecek, tesis bedeli 30 yıl vade ile belediye tarafından faiz uygulanmadan geri ödemesi yapılacaktır.
DSİ, Aydın nüfusunun yarısının su ihtiyacını karşılayacak baraj inşaatını tamamlamış ve 2015 yılında da Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne devri gerçekleştirmiştir. Yanıt metninde belirtildiği gibi yaklaşık maliyet 320 milyon değil, 262 milyon TL.’dir.
Devlette devamlılık esastır. Hüseyin Aksu zamanında imzalanan bu protokol hala geçerlidir. Buna göre ASKİ, 262 milyon TL.’yi taksitle 30 yılda ödeyecektir. 100 lira borcu var diye vatandaşın suyunu kesen ASKİ, 2016 yılından itibaren biriken borcunu geçen aya kadar öde(ye)medi. DSİ’nin ‘icraya vereceğiz’ ihtarı üzerine apar topar 8 milyon TL. civarında ödeme yaparak icra işlemini durdurma başarısını gösterdi.
Kaldı ki…
Geri ödemesi yapılan barajdan temin edilen su bedeli değil, tesis bedelidir. Ben “su bedava temin ediliyor” diyorum onlar “tesisin geri ödemesini yapıyoruz” diyorlar. Bu nedenle 2013 yılından itibaren suyun bedava temin edilmesi ‘gerçeğe aykırı” değil, gerçeğin ta kendisidir.
Tam bu noktada cevap bekleyen soru şu:
2013 yılından bu yana suyu bedavaya temin ettiğinize göre, vatandaştan topladığınız su paralarını ne yaptınız?
Ayrıca açıklamada su zammının otomatiğe bağlandığından hiç söz edilmemek suretiyle ‘suya otomatik zam’ kabullenilmiştir. Zira “otomatik zam” Meclis kararıdır. Bu durum ASKİ’nin hazırladığı “Su ve Atıksu Ücret Tarife Cetveli”nde görülmesi mümkündür. 16 lira 18 kuruş bedelle sattıkları kaynak suyunu 2 lira 40 kuruş bedelle satarak kurumun aylık 400 bin lira zarara uğratılması konusu da es geçilerek, dikkatler başka yere çekilmek istenmiştir.
Resmi kurumların kamuoyunu doğru bilgilendirmeleri gerektiği kanaatindeyim. Maliyeti doğru açıklamayan, icra korkusuyla sadece bir taksit ödemelerine rağmen, “geri ödemeler yapılmaktadır” denilerek; ‘düzenli ödeme yapılıyor’ izlenimi vermek ve iddialarımız doğru olduğu halde haberimizin ‘karalamaya yönelik’ olduğunu öne sürmek kelimenin tam anlamıyla abesle iştigaldir.
İşte önümüzde bir yerel seçim süreci var.
Özlem Çerçioğlu’nun işi zor biliyorum…
Hiç öyle güllük gülistanlık tablolar çizmeye kalkmayın…
Ya da rutin hizmetleri ‘büyük belediyecilik öyküsü’ gibi anlatmayın…
Size tavsiyem olsun...
Önce beceriksiz ekiple yollarınızı ayırın…
Sonra halkın temsilcisi olan belediye başkanlarıyla iyi geçinmeyi öğrenin…
Bari seçim önü abesle iştigal etmeyin…
Vazgeçmesiniz bu yanlışlarınızdan elinizde koltuklarınız da kalmayacak…
Son söz:
Bu cümleyi beyninize yerleştirin…
Bu satırların yazarı okurlarını hiç yanıltmadı, yanıltmayacak.
***
GÜNÜN SÖZÜ
SU HER ŞEYİ TEMİZLER; AMA YÜZ KARASINI TEMİZLEMEZ. (Muallim Naci)
“Halk Çerçioğlu’nu taşa tutacak” haberi için lütfen TIKLAYINIZ
“Çerçioğlu su zammını otomatiğe bağladı” haberi için lütfen TIKLAYINIZ