Değerli okurlar Prof. Dr. Nazmi Avcı’nın yazısını çok ilginç bulduğum için okurlarıma sunmak istedim.
Rivayet olunur ki:
Araplar Cengiz Hanın Müslüman olması için çok uğraştılar.
Cengiz han Müslüman olsaydı koca Orta Asya kısa sürede Müslüman olacaktı denilir.
Bu nedenle Cengiz hanı İslam’a davet için giden Araplar ile Cengiz Han'ın otağında şöyle bir konuşma geçer:
-İslam dediğiniz nedir?
-Yüce peygamberimiz Muhammed Mustafa aracılığıyla tüm insanlara tebliğ edilen dindir.
-Peygamber dediğiniz nedir?
-Yerlerin göklerin yaratıcısının yeryüzündeki seçilmiş temsilcisi.
-Olabilir.
"Tengri'nin buradaki temsilcisi de benim".
-Ama size bir kitap indirilmedi.
Peygamberimize Kur'an indirildi.
-Kitabınızda ne yazıyor özetle?
Araplar ihlas suresini okurlar.
Cengiz han, surenin Türkçeye çevirisini ister.
-"De ki: O Allah, birdir.
Allah, hiç bir şeye muhtaç değildir, her şey O'na muhtaçtır.
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir."
Bunun üzerine Cengiz Han bir kahkaha atar ve şöyle der:
-Siz bunları daha yeni mi öğreniyorsunuz?
Biz bin yıldan beri bilir ve uygularız. Buyurun gidebilirsiniz der. Cengiz Han atından indi. Bir caminin önünde durdu. Atın yularını caminin hocasına tutturdu ve sordu.
"-Bu ev kimin evi?"
Oradakiler cevap verdiler.
"-Bu Allah'ın evidir."
Cengiz Han hiddetlendi:
"-Sizi putperestler!
Allah'ın evi kalbinizdir,
O'nu kalbinizden çıkarıp, ona koca koca evler yapmışsınız. Kalbinize ise pislikleri doldurmuşsunuz.
Sizi şuracıkta atımın ayakları altında ezerdim; fakat buna bile değmezsiniz!'
***
Eski yazıtlardan birinde şöyle yazar:
Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer, karga yaşlı annesini besler; bunun adı "saygılı davranmaktır."
Horoz şafak vakti öter, yaban kazları her bahar kuzeye ve her sonbahar güneye uçar; bunun adı ''söz tutmaktır.''
Yaban kazı ve yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez. Bu ''sadakat'' olarak adlandırılır.
Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında bütün grubu oraya davet eder ve paylaşır, karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır; bunun adı ''adalettir.''
Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse, hayvandan beter bir halde yaşıyordur.
***
Bir Türkmen duası da şöyledir:
"Tanrım, ilk önce dağa taşa ver.
Ormana, hayvanlara, suya ver.
Ondan sonra insanlara, kapı komşuya, muhtaç olana ver.
Kalırsa, en son bana ver...."
***
Bu zaman ve sistemde, nasıl bir insan nesli türedi ülkemizde, bilmiyorum. Milyonlarca canlı ile birlikte insana dair umutlarımız, geleceğe dair hayallerimiz de artık kül oldu...