İncirlik Üssü’nde yılbaşı gecesi...
ABD’li askerlerin 10′uncu Tanker Üs Komutanlığı’ndaki camiye girip, ahşap minberi parçaladıkları, camları kırdıkları ve Kuran’ı Kerim parçaladıkları iddiaları bazı basın organlarında gündeme gelmişti.
TSK, mescidin bazı camlarının kırıldığı ve ufak tefek hasarları doğrulayarak, Kur’an parçalandığı iddialarını yalanlar.
**
“Yeni Şafak” yazarı Süleyman Gündüz, köşesinde,
9 Haziran tarihli “Hakikatin bilgisine ulaşmak” başlıklı yazısında,
“Dolmabahçe Camii'nde içki içildi” iddialarını bir de ondan okuduk.
“Çarşamba günü Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camii'ne gittim… Cami müezzini Fuat Yıldırım olayları yeniden yaşar gibi anlattı; Cumartesi ve Pazar akşamı Dolmabahçe'de biriken göstericilere polis müdahale edince bir grup camiye sığınmak zorunda kalmış. İlk gün yeterli bir zaman bulunduğu için ayakkabıları çıkartarak camiye girmişler. İkinci gün müdahalenin şiddet dozu arttığı için göstericiler can havliyle ayakkabılarını çıkartmadan cami kapısının anahtarını kırarak içeri girmişler. Müezzin Fuat Bey göstericileri sakinleştirmiş, yaralananlara camide tedavi imkânı tanımış. Ne alkol alan ve ne de içen bir kişi görmemiş. Polislerle konuşmuş ve ortalık sakinleşince göstericileri camiden sükûnetle çıkartmış. Son cemaat mahfilindeki pencerede ezik bir bira kutusu kalmış. Oraya nasıl bırakıldığını görmemiş. Olay özetle böyle gelişmiş.”
**
Peygamberimizin Adba adında bir devesi varmış ki, yel gibi koşarmış.
Deve yarışlarında birinciliği kaptırmadan bir zaman geçer.
Bir yarışta bedevinin devesi Adba’yı geçerek kazanır.
Alanda uğultular yükselir.
Hz. Muhammed (SAV) ortaya çıkar ve halkı yatıştırır;
-Bu fani dünyada her yükselişin bir alçalışı olacağını unutmamak gerekir.
Diyerek peygambere yakışan,
peygamberce bir sözle halka öğüt verir.
Bedeviyi kutlar.
Kıssadan hisse…
**
Hz. Ömer r.a. halifelik makamındadır.
Halife, bir gece Medine sokaklarındadır.
Sahabeden bir dostu ile giderken âlem yapılan bir evden
şarkı, türkü sesleri ve kahkahaların yükseldiğini duyunca,
-Bu evde içki içiliyor müdahale edelim, ceza verelim.
Diyerek dostunu uyarır.
Sahabe dostu ise;
-Ya Ömer!
Ulu Tanrı demiş ki; insanların gizli ayıplarını araştırıp ortaya çıkarmayın demektedir. Biz ise bir de bunu yaptığımız gibi bu evi dinliyoruz, hatalarını arıyoruz ve de günah kazanıyoruz.
Halife donar kalır;
-Dost dediğin senin gibi olmalı. Kimse kendi fikrinde inatçı olmamalı.
Diyerek sarılır ve devam eder;
-Asıl ceza uygulanacak biri var ise bizleriz.
Dediğin gibi bu evi uygunsuzca dinliyoruz, hatalarını arıyoruz ve de günah kazanıyoruz. Haydi kaçalım…
Diyerek oradan hızla uzaklaşırlar.
Ardında Hz. Ömer adaletinden böyle söz ettirmiştir.
Kıssadan hisse…
**
Boyun büken, baş eğen kesime,
Ali kıran, baş kesenlere,
efendimcilere
ibret olsun…
**
Aynı Hz. Ömer der ki;
Kişiliğini makamlarından alanlar,
Makamdan sonra kişiliksiz kalırlar...