Dünya kamuoyunun Ukrayna-Rusya Savaşına Çin-ABD gerginliği ve dikkatlerin yoğunlaştığı şu günlerde güvenlik, çevre sorunları ve küresel ısınma gündemden düşmüş gözüküyor. Nükleer tehdidin uluslararası güç gösterisine dönüşmesi insanlık için ne büyük bir felaketin kapımızı çaldığını söylemek abartı olmaz. Oysa uzun vadede küresel ısınma da nükleer savaş kadar tehlikelidir.
Nerede yaşıyor olursanız olun son yıllarda iklimlerde meydana gelen değişimleri fark edebilirsiniz. Hepimiz dünyanın nasıl değiştiğine tanık oluyoruz ve iklim değişikliğinin kanıtlarını görebiliyoruz. Bu süreç son yıllarda, özellikle de son 10 yılda hızlandı. Ancak bu durum yeni değil, yüzyıllar öncesine uzanan insan davranışlarının sonucudur.
Küresel ısınma üzerine çalışan İsveçli bilim adamı Arrhenis matematikte oldukça başarılı ‘elektrolitik iletkenlik’ hakkında yazdığı doktora tezi 10 yıl sonra ona Nobel kimya ödülü kazandırdı.
Arrhenius’un asıl önemli çalışması buzul çağına neyin sebep olduğunu merak çalışmasıydı. Yaptığı hesaplamalar bugün sera etkisi adını verdiğimiz Fenomen’e dair yapılan ilk çalışmadır.
Joseph Fourier gibi bilim insanları, karbondioksitin güneşin enerjisini serbest bırakıp atmosferin serinlemesine izin vermek yerine atmosfere hapsettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak ortaya çıkan daha sıcak hava daha fazla su buharı tutuyor, bu da sıcaklığın giderek artmasında büyük rol oynuyor.
Arrhenius fosil yakıtlar yüzünden atmosfere salınan karbonmonoksitin artacağını hesaplamıştır.
Dünya nüfusunun büyük bir hızla artması sonucu üretim ve tüketim için harcanan enerji düşünülürse atmosferde karbonmonoksit seviyesinin artması kaçınılmaz.
Sanayi öncesi dönemden beri gezegenimiz zaten 1 santigrat derecenin üzerinde ısındı, tahminlere göre ise 2030 ile 2050 yılları arasında bulunan 1,5 derecenin üzerine çıkması bekleniyor.
1,5 ile 2 derecelik sıcaklık artışı sıcak hava dalgaları, kuraklık ve seller; deniz seviyesinin yükselmesinin; kıyılarda yaşayan onmilyonlarca insanın su baskınlarından etkilenmesi; (Pakistan’da olan sel felaketi gibi) biyoçeşitlilikte korkunç bir kayıp; mercan nesillerinin tamamının yok olması 2,5 milyon kilometrekarelik donmuş toprağın erimesi ve sonucunda daha da güçlü bir başka sera gazı olan metanın açığa çıkması öngörülüyor.
2018 yılında dünyada görülen orman yangınları küresel ısınmanın sonucudur.
Ülkemizde 2021 Temmuz ayında 1 günde 100’den fazla yangın çıktı. 2021 yılında Ağustos ayının sonuna kadar 178.000 hektar orman yandı.
Amazon ormanlarında insan eliyle yapılan ağaç katliamı çok büyük boyutlardadır. 1 günde bütün dünyada yapılan ağaç kesimi milyonlarla ifade edilebilir.
Bu kötü gidişe dünya ulusları duyarsız kalırsa insanlığın geleceği telafisi mümkün olmayan doğa olaylarına, büyük felaket ve yıkımları beklemelidir.
İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor. (Rum Suresi, Ayet 41)