Bu tarihi bundan sonra çok duyacağız:
17 Aralık…
Üç ayrı operasyonla aralarında üç bakanın oğlunun, iş adamlarının, bürokratların, belediye başkanlarının olduğu 66 kişi çok ağır ithamlarla gözaltına alındı. Bazıları tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılsa da bu son 11 yılın en çarpıcı olayı.
Emin olun Türkiye artık 16 Aralık öncesine hiç benzemiyor.
Ve tabi ki bu olayların hem Türkiye hem Aydın için çok önemli sonuçları olacağını iyi biliyoruz.
***
Ortalık toz duman, şimdilik…
Olayın boyutları tam anlaşılamıyor.
Ancak durumu açıklamak için keskin iki karşıt fikir var.
Önce bu iki fikre bir bakalım:
Birileri diyor ki, “Bunu Cemaat yaptı. Devlet içinde devlet gibi davranıyorlar. Onlar Amerika ve İsrail’e yakınlar; dershane ile ekonomik ayakları kesilmek istenince emniyet ve yargı içindeki yandaşları ile AK Parti’ye, Hükümete ve bilhassa Başbakan Tayyip Erdoğan’a karşı komplo içine girdiler. Bu durumu altın ticareti ile büyük paralar kzanan ama bu durum Halk Bankası üzerinden yürütülmeye başlanınca ciddi güç kaybına uğrayan üçüncü ülkeler de destekliyor” diyor.
Daha başka birileri de, “11 yıllık iktidarın yarattığı ilişkiler uluslar arası konjonktür ile birleşince ortaya ciddi bir rant çıkmış; birileri kendi kasasını –pardon ayakkabı kutusunu- da doldurmuş. Çürüme o kadar üst boyuttaki Hükümet içinden bakanların çocuklarına ya da kendisine kadar uzanıyor. Bu iddialar sonuna kadar araştırılmalı. Eğer iddialar doğruysa bu kirlenmişliğin hesabını sadece bu bakanlar ve çocukları değil, Hükümet ve Erdoğan da vermeli” diyor.
***
Baktığınız yere göre her iki görüş için de doğru diyebilirsiniz.
Çünkü sosyal- siyasal olayları tek dinamik ve tek bakış açısıyla açıklamak mümkün değildir. Biri doğru olabileceği gibi hepsi de doğru olabilir, hiçbiri doğru da olmayabilir.
Peki, bu olayda durum nedir, diye baktığımızda ben iki tarafın da söylediği bazı doğrular olduğunu görüyorum.
Evet;
Birileri bu iktidardan rahatsız, Erdoğan’ın Türkiye’yi konumlandırmaya çalıştığı yeni duruşunu sevmiyorlar.
Evet;
Paralel iktidarlar olarak, AKP ve Cemaat arasında güç olma kavgası var.
Evet;
Birileri hakkında ciddi iddialar var ve iktidarın 11 yıllık saltanatından çürüme kokuları geliyor.
***
Gelelim bu üç doğru ama farklı bakış açısına göre benim yorumuma;
25 yıldır çalışıyorum, emeklilik hakkını kazanmama çok az kaldı. Ama doğru düzgün bir birikimim olamadı.
Benim ve vatandaşın yüzde 99’unun durumu böyle iken bir bakan oğlu ne zaman bu kadar çok çalışmış da milyon dolarla oynuyor?
Bir bankanın genel müdürü nasıl oluyor da ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar saklıyor? Nereden buluyor bu parayı neden bankasında değil de ayakkabı kutusunda saklıyor?
Bu çürümüşlüğün fotoğrafı değil midir?...
Eğer Hükümet bu çürümüşlüğün üzerine gitmezse siyasi faturası ağır olur, sandığa ayakkabı kutusu damgasını vurur.
Eğer dış güçlere karşı bu ülkeyi ayakta ve güçlü tutmaksa Hükümetin derdi, içindeki çürük elmaları ayıklamak zorundadır.
Yoksa tüm elmalar zaman içinde çürür.
***
Gelelim Aydın’a…
Merakla beklediğimiz AKP adayı kim olacak sorusunun cevabını Bizzat Başbakan verdi ve Mehmet Erdem yerine Mustafa Savaş’ı tercih etti.
Kamuoyu anketlerinde Savaş’ın, Erdem’e göre daha az oy alacağı görülmesine rağmen tercih edilmesi AKP’nin Aydın’da geleceğini şekillendirilmek istendiğini gösteriyordu.
Aydın’da AKP, Mehmet Erdem yerine Sadık Atay ve Mustafa Savaş’a emanet edilecekti.
Ama 17 Aralık oldu…
Bildiğiniz gibi iddiaların göbeğinde Mustafa Savaş’ın genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığı Halk Bankası var…
Bu durum Savaş’ı seçim kampanyasında çok zor durumda bırakacak.
Gittiği yerlerde bol bol ayakkabı kutusu görmeyecek mi?
Yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili partisine ve bankasına yönelten eleştirileri nasıl göğüsleyecek?
Bence zor…
Bu yerel seçim Mustafa Savaş'ı ve AKP'yi Aydın'da çok yoracak.
***
Eğer bu durumdan sağ salim çıkarsa, AKP genel merkezi Aydın için gelecek senaryolarını tekrar gözden geçirecektir.
Mehmet Erdem'den ümidini kesen AKP Genel Merkezi, başlamadan ağır yara alan Savaş ile de gelecek planlaması yapmayabilir.
O zaman AKP İçinde yeni isimler ortaya çıkacaktır.
Kim o isimler?
Bekleyip göreceğiz.
***
İşin ilginci bu durum zaten seçim sürecinde çok rahat olan Özlem Çerçioğlu’nun elini daha da güçlendirdi. MHP'den hatırı sayılır bir oy alan Çerçioğlu, duruşu, çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile geçmişte AKP'ye oy vermiş ama şimdi boşluğa düşen seçmene de hitap edecektir.