Bizim sol cenah halkçılıktan solculuktan dem vurmaya başlayınca gerçekten samimi bir şekilde öyle düşündüklerine inanabilirsiniz bir an.
Özellikle eğer yetkili makamda değillerse eşitlikçilik, emekçilik, hak hukuk, adalet, sosyal demokrasi vs mangalda kül bırakmazlar. Ancak iş icraata gelince kapitalistlere parmak ısırtırlar.
Bir iki göstermelik şov dışında ne halkçılıkları ne emekçilikleri samimi değildir asla.
Mesela Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu. “Belediye başkanı olduğum sürece Aydın’da kimse yatağa aç girmeyecek” dediğinde ağlayasınız gelir. Dersiniz ki “CHP’ye genel başkan olacak kadın” ama say desek 6 oku sayamaz. Halkçılık adına ne gibi icraatların var deseniz, tek icraat sayamaz.
Şehir dışından gelseniz, “Aydın Büyükşehir Belediyesi sol bir belediye, ne gibi halkçı hizmetleri var” deyip kenti altüst etseniz, bir tane elle tutulur icraat bulamazsınız. Öyle her belediyenin yaptığı erzak yardımı gibi birkaç göstermelik iş dışında.
Dahası kentin en işlek yeri olan Adnan Menderes Bulvarı üzerinde bulunan Turistlik Park’ı Aydın Büyükşehir Belediyesi işletiyor. Maddi durumu olmayan vatandaşlar “ucuz fiyata çay içip, tost filan yerim” diye oraya gidiyor. Bakıyorsun masalar tıklım tıklım dolu. Ticari gözle bakarsan, “Darphane gibi, para basıyor” dersin. Bir masaya misafir olursan durumun göründüğü gibi olmadığını ve fiyatları pahalı bulan vatandaşın bir bardak çay içip akşama kadar oturduğunu anlarsın.
Yazının başlığı neydi?
Bu nasıl solculuk?
Şimdi soralım...
Atatürk Spor Kompleksini peşkeş çekmek, üstüne üstlük kira ücretini almamak solculuğun neresine sığıyor bana anlatacak bir tek kişi var mı?
39 iş makinesini 22 milyon liraya satın alırken, 30 kamyon ve 2 çöp süpürme aracını 90 milyon liraya kiralamak, 6 okun hangi ilkesinde olduğunu bana anlatacak bir tek kişi var mı?
Özlem Çerçioğlu’nun danışmanı Erkan Karaarslan’ın ihale aldıktan sonra yüklü miktarda para ödediği dönemin daire başkanı Özlem Bayraktaroğlu’na koruyup kollamanın nasıl bir solculuk olduğunu bana anlatacak bir tek kişi var mı?
Seçim döneminde “Kimse benden habersiz hamile kalmayacak. Aksi taktirde işine son veririm” diye kadın çalışanları tehdit etmenin nasıl bir solculuk olduğunu bana anlatacak bir tek kişi var mı?
CHP eski Aydın İl Başkanı Bayram İnci’nin kızını işten atarken, yazarımız Mehmet Eroğlu’nu “solcu” diye şikâyet eden AK Partili bir babanın oğlu Mehmet Yılmaz’ı belediyeye alarak 3600 ek gösterge ile ödüllendirmenin solculuğun hangi kitabında yazdığını bana anlatacak bir tek kişi var mı?
Neyse bu liste uzar gider…
Biz kısa keselim.
“Ben anlatırım” diyen çıkarsa sözüm olsun, bu sütunda yer vereceğim.