Zaman zaman sektörde bilimsel çalışmalara da konu olan "Muğla Bacaları'nın uygulanmaya başladığı yaklaşık iki asırdan bu yana bölgede "Deli Mehmet" olarak adlandırılan poyraz rüzgarlarına da meydan okuduğu ve bu bacalara sahip olan evlerde karbonmonoksit zehirlenmesi yaşanmadığı belirtildi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Aydın, bacaların Muğla'da yaklaşık iki asırlık geçmişi olduğunu aktararak, günümüzde halen kullanıldığını söyledi.
"Muğla bacası dört düz ve dört ters üçgen formu oluşturacak şekilde yerleştiriliyor"
Açıklamasında "Muğla Bacası" olarak adlandırılan bacanın yapım teknikleri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Aydın, "Muğla bacasını yapmak için dörtgen planlı bacanın köşelerine iç ve dış bükey alaturka kiremitler dört düz ve dört ters üçgen formu oluşturacak şekilde yerleştirilir. Düz üçgenlerin tepe noktaları üzerine gelecek şekilde yerleştirilen kiremitler haç formunu oluşturur. Ters üçgenlerin arasındaki boşluklar kiremit parçaları ve harç ile kapatılır. Bacada toplam 28 alaturka kiremit kullanılır. Başka bölgelerde olmadığı için Muğla'nın sembolü olan kiremitli bacanın üst bölümünde kiremitlerin haç formu oluşturması nedeniyle çevre köyler Muğla için "Cavur Muğla" demişlerdir. İlginç olan ilk olarak Rumların evlerinde görülen ve zamanla zengin ailelerin dışındaki kesimlerin evlerinde görülmeye başlayan bu tip bacaları yerli zengin ailelerin haç şekli nedeniyle tercih etmemiş olmalarıdır. Geleneksel Muğla bacasının Muğla merkez başta olmak üzere Milas, Yatağan, Ula, Köyceğiz, Ortaca ilçelerinde uygulandığı görülmektedir" dedi.