Ülkemizi düşman işgalinden kurtuluşunu sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;
“Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi.”
Atatürk CHP’yi şu sözlerle tarif etmiş;
“Bağımsızlığı ilke edinen bir partidir. Millî ve manevi zihniyete sahip bir partidir. Hakkı, hukuku ve adaleti savunmakta olan bir partidir.”
Cumhuriyet ve halk toplumun iki temel direğidir. Bu temel unsur Cumhuriyet değerlerini yaşatma ve halkla beraber, halk için demokrasi mücadelesi veren partidir, CHP.
Son zamanlarda asırlık ulu çınar CHP’ye bir şeyler oldu. “Kurultaylar partisi” olarak anılan CHP’de cadı kazanı kaynamaya devam ediyor. Koltuk hırsı nedeniyle, partinin öz evlatları dışlanıyor.
CHP’nin her kademesinde çalışarak, adeta tırnaklarıyla kazıyarak, partisinin Cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partinin öz evlatlarına güzel bir örnektir.
Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde Halk TV'nin Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Şaban Sevinç, CHP yönetiminin İnce'nin ön plana çıkmasını istemediğini de şöyle anlatmıştı:
“Seçim döneminde biz Halk TV-CHP ilişkisinden dolayı Muharrem İnce'nin kampanyasını çok yakından izledik. Çok da dinamik yayınlarını yaptık. Belki burada ilk defa söylüyorum, biz Muharrem İnce'nin yayınlarını çok dinamik ve çok etkili yapıyoruz, her faaliyetini ekrana getirip canlı yayınlıyoruz diye genel merkezle aramız açıldı. Ben de dedim ki, 'Muharrem İnce CHP'nin adayı, neden rahatsız oluyorsunuz?”
Parti içindeki kliklerin engellemelerine rağmen partisinin çok üzerinde oy aldı Muharrem İnce. Mantıklı ve gerçekçi olan eldekine sahip çıkıp, “halkın yüreğine girerim, nasıl iktidar yolunu açarım” düşüncesi olması gerekirken, kendi öz evladını harcayarak, ayağına kurşun sıktı CHP’nin yöneticileri.
Programı, tüzüğü, siyasi dünya görüşü çok farklı, birbiriyle doku uyuşması olmayan altılı masa, “HDP ile gizli ittifak”, 14 Mayıs – 28 Mayıs arası Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’la gizli tutulan protokol karışık bir haldeki tabloya tuz biber oldu!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimler öncesi yapancı ülkeleri ziyaret etmesi, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve bazı parti üst düzey yöneticilerinin açıklamaları Kuvayı milliye ruhunu bir kenara bırakarak, emperyalist ülkelerin başkentleriyle işbirliği yapıldığı izlenimini verdi.
Atatürk’ün “Hakkı, hukuku ve adaleti savunmakta olan bir partidir” dediği CHP’de hak, hukuk, adalet kalmadı.
Geçtiğimiz Salı günü bir istifa haberi geldi. Ömrünü partisine veren, partinin değişik kademelerinde çalıştıktan sonra milletvekilliği yapan Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, “Aydın’da CHP yok, Özlem Çerçioğlu partisi var” diyerek CHP’den istifa etti.
Erdal İnönü için anlatılır:
Yanında iki üç tane Sosyal demokrat siyasi ile bir restorana girerler.
Garson: "Ne yersiniz efendim?” diye sorar.
İnönü: "Biz, birbirimizi yiyeceğiz" der.
CHP’nin içinde bulunduğu durum tam da budur!
Kalın sağlıcakla.