Tahminen iki sene önce telefonum çaldı. Açtım arayan önceki dönem milletvekili Sayın Ahmet Rıza Acar’dı. Aramızda şöyle bir konuşma geçti.
“Mehmet Bey bana telefonunuzu Sayın Hakkı Dokuzlu verdi. Ben ondan iki basın mensubunun telefonunu istedim. Sayın Dokuzlu sizin isminizi verdi. Yarın akşam Anemon Otelde Genç iş adamlarının tanışma ve dayanışma toplantısı yapılacak sizinde bu toplantıya katılmanızı bekliyorum”.
Tabi bir engel olmazsa gelirim dedim.
O gün akşam saat sekizde denen otelin toplantı salonuna gittim.
Toplantıya Aydın valisi Sayın Kerem Al, Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu, Milletvekili Sayın Mehmet Erdem, Sayın Emniyet Müdürü, Sayın Cumhuriyet Başsavcısı ile genç iş adamları vardı.
Sayın Ahmet Rıza Acar bir konuşma yaparak toplantının nedenlerini uzunca anlattı.
Sonra Vali Sayın Kerem Al bir konuşma yaptıktan sonra genç iş adamları mesleklerini ve yaptıkları işleri sıra ile anlattılar.
Daha sonra dileklere geçildi. Genç iş adamları yetkililere çalışma hayatlarında karşılaştıkları bazı zorlukları anlatarak yardım talebinde bulundular.
Sıra bana gelince kendimi tanıttıktan sonra Vali beyden izin isteyerek şöyle bir konuşma yaptım.
“Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanımızdan bir isteğim var. Biliyorsunuz Aydınımızın neredeyse simgesi haline gelen Milli Aydın Bankasının o güzelim binası şu anda bir bankanın elinde. Bu binayı Sayın Belediye Başkanımız satın alarak aydın halkına kazandıramaz mı?
Bu bina bir esnafın eline geçerse orijinalliği bozulur ve binada mahvolur. Lütfen el birliği ile bu binayı ilgili bankadan satın alınarak Aydın halkına kazandırılması çok yerinde olur” dedim.
Sayın Vali Bey, “Ben de bu görüşlerinize tamamı ile katılıyorum hatta o binanın önünden her geçişimde yüreğim sızlıyor” dedi.
Bu arada Sayın Belediye başkanı söz alarak. Bu binanın heder olmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu işi yakında sonuçlandıracağımızı düşünüyorum. Elimizden geldiği kadar bu önemli binayı satın alarak harap olmasına izin vermeyeceğiz merak etmeyiniz bu hususta kararlıyız” dedi.
Sonra ne mi oldu?
Sayın Başkan Özlem Hanım verdiği sözü tutarak binayı satın aldı. Çok güzel de restorasyonunu yaptırarak binayı Aydın halkına kazandırdı.
Şimdi o bina sanatkârların sergi salonu yani bir Kültür Merkezi oldu.
Bu güzel binanın önünden geçerken gerçekten mutlu oluyor her zamanda Başkan Özlem hanıma binlerce teşekkür ediyorum.
Bu gibi tarihi binalarımızı restore ederek Aydınımıza kazandırılmasını değerli büyükşehir başkanımızdan bekliyoruz.
Sağ olasın sayın başkan.
***
Bu gibi yapıların örneğin Nasuh Paşa külliyesinin ve Zincirli Hanın restore edilerek binanın ayağı kaldırılması hususunda Vakıflar Bölge müdürlüğüne ayrıca teşekkür ederim.
Bilmiyorum ama aydınlatma direklerinin o güzelim eserlerin önüne pek yakıştığını sanmıyorum. Binayla pek uyum sağlamadığı kanısındayım.
Acaba oraya binanın antik yapısına uyan bir elektrik direkleri konamaz mıydı?
TRAFİĞE KAPALI OLAN YOL
Sayın okuyucular biliyorsunuz eski cezaevi Aydın merkezinin tam merkezinde idi. Bakanlık cezaevini kaldırdıktan sonra yerine geçte olsa genişçe bir kültür merkezi yapıldı. Kültür merkezinin içinde konferans salonu kültür müdürlüğü çocuk kütüphanesi ve karşısında Gençlik spor il müdürlüğünce açılan kurslar var.
Liselerden ve ilkokuldan çıkan çocuklar oradan dağılmaları ve yoğun kalabalık olduğundan yanılmıyorsam il trafik komisyonunca yolun her iki tarafına engeller konarak yol trafiğe kapatıldı.
Gençlik merkezi yetkililerinin araçları gelince uzaktan kumanda ile engel indiriliyor sonra kapatılıyordu.
Fakat bir müddet sonra ışıklı engelin iki tarafında bulunan direkler sökülerek gençlik merkezinin bahçesine atıldı. Bunu fırsat bilen sürücüler belediyece vatandaşların dinlenmesi için konan kanepelerin önüne park ederek vatandaşların oturmaları engellendi.
Sorumlu bir vatandaş olarak bunu yanımda yazı yazdığım Aydın 24 Haber’in sahibi ve editörü Sayın Servet Töz’le birlikte Zabıta Dairesi Başkanı Sayın Hakan Genç’e anlattım.
Keşke anlatmasaydım şimdi dursun önlem almayı iki tarafın ışıklı engeller indirilerek tam trafiğe açık bir duruma geldi.
Kendi kendime acaba Hakan Beye konuyu açmasaydım daha mı iyi olurdu diye de düşünüyorum.
Efeler Belediye meclisi üyesi olan Sayın Çetin Dokuzlu benim yanımda Efeler belediyesi zabıta müdürünü arayarak durumu anlattı. Onun verdiği yanıt ise orası bize ait değil Büyükşehire ait diyor.
Sonra bizim editörümüz Sayın Servet Töz büyükşehir Zabıta başkanı Hakan beyle konuşmuş oda orası bize bağlı değil bize bağlı olması için şu kadar genişlikte olması gerekir falan diye bir sürü formaliteden bahsetmiş.
Değerli okurlar görüyor musunuz durumu.
Hani rahmetli Aziz Nesinin bir romanı vardı ya “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz” diye.
Buyurun müracaatımızı kime yapalım siz söyleyin.