(Şehit olan maden işçilerimize selam olsun)
İlkbahar var dışarıda.
Kırlarda çiçekler renk renk.
Kuzular analarının arkasından koşmaktayken
ve yürekler yârin sevdasıyla doluyken,
etrafın karanlığa karmasıyla,
aniden yok oluveren seviler,
duran yürek atışlarıyla,
sonsuzluğa yol aldı.
Ve ben ölümün bu kadar,
acımasız ve ansızın gelebileceğini,
nasıl bilebilirdim?
Ve gözlerim,
ey gözlerim,
güneşi görmek istiyorum ben.
Geri verin ışığımı,
yârimi, çocuklarımı, anamı, babamı, bacımı da.
Yeniden gösterin bana.
Anlayın artık madenciyi tanımayanlar,
her parça kömürde.
Benden bir parça var.
Her parça kömürde,
umutlarım saklı,
geleceğim saklı,
yâre hasretim saklı
çocuklarıma özlemimin gözyaşları saklı.
Ve size soruyorum.
Ekmeğinizle kömür tozunu,
katık yapıp yediniz mi?
İlkbahar var dışarıda.
Kırlarda çiçekler renk renk,
kuzular analarının arkasından koşmakta,
yürekler yârin sevdasıyla dolu.
Anlıyor musunuz beni?