Her insan şahsiyetinin, onurunun ve emeğinin değerini bilir. Bu çizgi, insanın hayatındaki pusulasıdır. Ancak şu sıralar öyle olaylar yaşıyoruz ki, namuslu kalmak zorunda olanların düşüncesi bile bizi derin bir düşünceye sevk ediyor.
Son dönemde yaşadığım bir olay, bütün topluma önemli bir örnek teşkil etmeli. Organizeli bir suç planının hedefi haline gelmek, hayatta beklenmedik bir darbe oldu. Sahte bir mahkeme kararıyla başlayan ve şantaj, tehditlerle devam eden bu süreçte, şahsıma yapılan bu alçak girişimlerin hukuk çerçevesinde sonuçlandırılması için Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi şikâyette bulundum. Suçluların ortaya çıkması ve adaletin yerini bulması için hukuk mücadelem kararlı bir şekilde devam edecektir.
Konu, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun oğlu Ata Caner Çerçioğlu’yla ilgili 2016 yılında yayınlanan dört haberdi. Dönemin şartlarında gazetecilik sorumluluğuyla yayınladığımız bu haberlerin bugün böylesi bir organize suç planıyla yeniden gündeme getirilmesi, toplumu doğru bilgilendirme görevimizi engellemeye yönelik sinsi bir oyun olarak değerlendirilmelidir.
Tehditler, şantajlar, sahte evraklar, “Elimizde yazışmalar ve görüntüler var, seni rezil edeceğiz”, "Seni tacizci bir sapık olarak göstereceğiz", “Grup seks videosu oluşturup yayınlayacağız” gibi çirkin yöntemlerle şahsımı yıldırmaya çalıştılar. Ancak şu net bir gerçek ki; “bizim abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan olsun.” Böylesi ahlaksız tehditlere boyun eğmek yerine, yürekle doğruları savunmaya devam edeceğiz.
Bu satırların yazarının tehditlere, şantajlara boyun eğmeyeceğini en iyi bilenin Özlem Çerçioğlu olmasına rağmen, organize bir suç planını desteklemek suretiyle sonuç almaya çalışmak nafile bir uğraştır.
Özlem Çerçioğlu’nu belediye başkanı olduğu için, belediyedeki karar ve uygulamalarıyla ilgili eleştiriyorum. Kendisi beni arayıp, “Bir anne olarak arıyorum, bu haber beni ve ailemi rahatsız etti” deseydi; hiç düşünmeden ilgili haberleri yayından silerdim. Ki bunun örnekleri var.
Ben düşmanımın dahi mert olanını severim. Düşman bile olsa, onurlu ve mert bir yaklaşım beklemek en doğal hakkımızdır. Ancak yalancı, namert ve kahpe bir düşmanı ciddiye almak bile zamanın ısrafıdır. Bugün yaşadığımız olayda bu sıfatları bir araya getiren bir güruhla karşı karşıyayız. Onların alçak planlarına karşı bizim duruşumuz net: Doğrudan, adaletten ve kişiliğimizden taviz vermemek.
Sonuç olarak, bu meselede de bir kez daha şunu gördük: Her kim adaletin, gerçeğin ve insan onurunun karşısına çıkarsa, er ya da geç hukuk karşısında hesaba çekilecektir. Bizler, gazetecilik mesleğimizin onurunu korumak ve topluma doğru bilgi ulaştırmak için her türlü zorluğa karşı durmaya devam edeceğiz.
Selam ve saygıyla.
İŞTE SAHYECİLİK, TEHDİT VE ŞANTAJA NEDEN OLAN O HABERLER