Bugün 10 Nisan 2024; Ramazan Bayramı’nın 1. Günü.
86 Milyonluk ülkemizde A’dan Z’ye her köşesi ve her bucağında bayram sevinci yaşanmaya başlandı.
Bayram Namazında büyük Itrî’nin bestelediği “tekbîr”le ülkenin en kalabalık korosu sıfatıyla sanatını icra etti.
Bayram; sevinçtir, coşkudur, barıştır, kardeşliktir, yardımlaşmadır, empatinin ve merhametin vücut bulduğu en yaygın insani duygudur. Dirilerle ölülerin manevi anlamda kucaklaştığı özel bir süreçtir.
Şimdi saydığım ve sıraladığım bayram güzelliklerinin yaşanabilmesi öncelikle güçlü ve bağımsız bir devlete, aynı değerleri benimseyen ve yaşayan bir millete sahip olmak gerektiğini Ukrayna ve Filistin’de yaşanan acılar en açık şekilde gösteriverdi bizlere…
Hani bir ülkede ölülerin huzur ve saygınlığı bile saydığımız bu değerlerin varlığına bağlıdır. İnsanın bu dünyadan göçünün ardından geride kalanlardan beklentisi mezarının sahiplenilmesi ve bakımının yapılması ve de bayram arifelerinde yakınlarının ziyaretine gelmesidir.
Vatansızlığın, devletsizliğin, milletin dağınıklığının ne demek olduğunun en açık ve en acı örneğini altı aydır, bina bina, metre metre, santim santim yok edilen Gazze örneğinde görüyoruz. Biz bu konunun en acı örneğini yüz yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin toprağı olan Balkanların, çöküş döneminde yaşanan Evlâd-ı fâtihan’a uygulanan soykırımında görüyoruz…
Onun içindir ki Türk milletinin fertleri okutulan Mevlîdlerin sonunda yapılan duaların içinde geçen “Allah’ım devletimize ve milletimize zeval verme… Ordumuzu karada, denizde ve havada muzafferiyetler nasip eyle!..” sözleri boşuna değildir…
Azerbaycan’ın Karabağ’ı kaybıyla yaşandığı Ermeni işgali ve devamındaki Hocalı katliamı ile yaşanan acıların ardından Türkiye’nin de desteği ile Karabağ’ı yeniden kazanışı bize devlet gerçeğinin ne olduğunu hatırlatan en yeni örneklerden birisidir.
Bugün aynı zamanda 10 Nisan 1845’te kurulan polis teşkilatımızın kuruluşunun 179. Yılı. Aziz Milletimizin huzur ve güvenliğinin teminatı olarak gördüğü , gece gündüz demeden fedakarca görev yapan Türk Polisinin meslek bayramıdır.
Bundan dolayı biz de iki bayram güzelliğini bir arada yaşayan polis teşkilatımızın bayramlarını kutluyoruz…
Ramazan ve Kurban Bayramı dinden kaynaklanan bayramlarımızdır. İnanmanın ve aynı inancı paylaşanların hep birlikte yaşadıkları sevinciç ve coşku günleridir. Ne var ki bu yıl Filisitinli kardeşlerimiz bayram sevincini yaşayamamaktalar…
N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm
Derd-u gam ile doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm
Bayramı imdi Bayramı imdi
Bayram edersin yar ile şimdi
Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm…
Yazımızı DEDE KORKUT DUASI ile noktalamak isterim:
HANIM HEY!..
Şırıl şırıl gelen arı sularınız kesilmesin
Aşıp aşıp giden düz yollarınız eğrilmesin
Uçup uçup gelen göçmen kuşlar
Sizlere muştu olsun…
İçinizde dışınızda huzur eksik olmasın
İlinize obanıza düşman eli değmesin
Koç yiğitler yurdunuzda harman olsun
Ak sakallı babaların dileği gerçek olsun
Ak pürçekli anaların duası kabul olsun
Al yanaklı balalar sofranızda şenlik olsun
Şu gelimli gidimli dünyadan geçenlerin
Son yerleri uçmak olsun
Her ne kulluk ettinizse Tanrı katında makbul olsun
Her ne iyilik ettinizse kul nezdinde makul olsun
Kavliniz bir olsun, devletiniz daim olsun
Naçar kalacak yerde Görklü Tanrı size yar olsun
Yurdunuz, yuvanız bahtiyar olsun
Eviniz barkınız şen olsun
Yeriniz gülşen olsun
Amin diyenlerin düşleri gerçek olsun
Bayramınız kutlu olsun...
HANIM HEY!..
Bize de bu Dede Korkut Duasına “AMİN!..” DEMEK DÜŞÜYOR… Ramazan Bayramınız mübarek olsun kutlu olsun değerli/sevgili okurlarım…
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…