Kardeşi, kardeşe düşman eden emperyalistlerin oyunuyla aynı binada oturup, aynı işyerinde çalıştığımız, aynı havayı soluduğumuz Kürtlerle aramızda nifak tohumu serildi.
Teröristler yıllardır ülkemizde kan akıtıyorlar…
Köy basıyor, zorla küçücük çocukları dağa çıkarıyorlar…
Devleti hedef alarak, kanlı eylemler sergiliyorlar…
Adına da “barış, demokrasi ve özgürlük” diyorlar…
Devletin en üst makamlarını işgal edenler de adeta bu oyuna çanak tutuyorlar…
Yalnız onlar mı…
Sözde aydın, yazar, sanatçılar da var…
Millet, bölünürken, birbirine düşürülüp kan dökülürken oyun devam ediyor…
Ülke yavaş yavaş bölünmeye götürülüyor…
Teröristbaşıyla müzakereyle başlayıp, teröristlerin ayaklarına mahkeme kurdurarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve yüce yargı mensuplarının onurunun ayaklar altına alınmasından beri atılan her adım bölücüleri şımartıyor.
Kısacası, PKK altın çağını yaşıyor. Haraç kesiyor, dağa eleman kaldırıyor, yol kapatıyor, “KCK Asayiş” levhaları önünde kimlik kontrolleri yapıyor… Dün silahla yapamadığını bugün “Çözüm Süreci” şemsiyesi altında kayıp vermeden yapıyor.
GÜCÜNÜZ YETMEZ
AK Parti iktidarı, muhalefetin oluşturduğu boşlukla yolunu dizayn etmeyi sürdürmeye devam ederken olup bitenleri “Çözüm Süreci” adı altında halka onaylatılmak istiyor…
“Çözüm Süreci” ve “Açılım” adı altında yapılanlara ilişkin tüm kaygılar bir bir haklı çıkıyor…
Türk bayrağının adı değişsin teklifi yapılıyor…
T.C. ve Atatürk, Türk bayrağı yavaş yavaş siliniyor…
Andımız, kalkıyor…
T.C. Devleti sınırları içerisinde başka bir devlet adından söz ediliyor…
Teröristlere “demokrasi” adına sınırsız hoşgörü gösterilince, Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’na sızıp yüzü maskeli kişiler tarafından Türk Bayrağının indiriliyor.
“Oyuna gelmeyelim, dolduruşa gelmeyelim” naraları atılıyor.
Evet, ne oyuna ne dolduruşa gelelim…
Ama ülkemize, değerlerimize sahip çıkalım…
Mithat Cemal Kuntay’ın dediği gibi:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Yani bu vatan, yüz binlerce şehidin kanıyla yoğrulan şanlı bayrağımız kirli ellerin oyuncağı değildir.
Diyarbakır Lice’de gönderdeki Türk Bayrağını indirerek Türk’ü kışkırtmaya çalışan siz zavallılar, emellerinize ulaşabileceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Size de İstiklal Marşı’mızla yanıt vermek isterim.
“Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.”
Bu kadar anlamlı İstiklal Marşı sahip bir milleti bölmeye çalışmayın, bölemezsiniz. Bölücülüğünüz bu millete asla sökmez.
NOT: Yazarımızın yazılarını her cumartesi günü Milliyet gazetesinden de takip edebilirsiniz.