Yaklaşık yarım asır öncesi…
Şu bizim Yakaköy, Yakaköy olalı böyle olmamıştı.
Kasabada Yörükler, son Osmanlı Beratlı Yörük Beyinin torununu Belediye Başkanı
Seçmek için yediden yetmişe kenetlenmişlerdi.
Çeyrek asır sonra CHP’den nihayet bir Belediye Başkanı seçilir.
Bu arada Ecevit hükümetine karşı sermayenin oyunu sahne alır.
Bir anda ülkede şeker, tüp, yağ, ampul ve sigara kıtlığı başlar.
Başkanın yanında partili ile birlikte birkaç kişi daha ortaya çıkar.
“Başkanın Adamları” olarak anılmaya başlamıştır.
Hatta başkanın adamlarının kuyruktakilere hükmetmeye çalıştığı iddia edilir.
“Tüp bitti, sen sıradan çık.”
“Yağ yarın gelecek, boşuna beklemeyin.”
“Sigara için öğleden sonra gelin.”
Kasabalı ise; “Başkanın Adamları” gurubundan rahatsızlık duymaya başlar.
Bu arada bazı partililere el altından yokluğu çekilen maddelerin gönderildiği
söylentileri yayılır. Çok iyi niyetli olan rahmetli başkan da her nedense
bu olanlara, uyaranlar olmasına rağmen ses çıkarmamış ya da çıkaramamıştı.
Sonuçta tekrar aday olan Başkanın kaybetmesi ise,
“Başkanın Adamları”
etkisinin de olduğu iddialarından yıllar yılı söz edilir…
**
Bu arada bir başka yerde…
Seçim döneminde, siyah takım elbiseli başkan adayının adamları
Toplantılarda önünde ardında dolaşmakta, kalabalıklarda halkı itekleyerek,
bağırıp çağırarak yol açmaktadır. Söylenenler, kızanlar olur.
“Başkanın Adamları” için.
“Maazallah kazanırlarsa…”
**
Kısaca her yerde önemli zatların bir şekilde çevresi kuşatılıyor.
Sonunda ben neymişim de farkında değilmişim dedirtircesine…
Şebelek, şübelek, megaloman takımından sıyrılabilirlerse ne ala.
Paçada, etekte yine şebeklik, maymunluk yalakalık peşindeler.
Adamın adı Şeref ise; şerefli mi olacak? Adamın adı Onur ise; onurlu mu olacak?
Yarın geldikleri yere döndüklerinde yine satanlar, arkadan hançerleyen
Brütüslerden olmayacakları ne malum?
**
Demem odur ki!
Bu zatların yanında
Ali kıran, baş kesenler
Türemişse,
Ayaklar baş,
Başlar ayak olmuşsa…
Zor vallahi zor!