Biri “Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı kim?” dese ben de hiç tereddüt etmeden Erkan Karaarslan derim.
Neden böyle diyorum:
Özlem Çerçioğlu 2014 yerel seçimlerinde yüzde 43,8 gibi yüksek bir oy oranıyla Aydın Büyükşehir belediye başkanı seçildi. Mazbatasını alıp makama oturan Özlem Çerçioğlu’nun ilk icraatı halkın desteğiyle teslim aldığı belediyeyi, danışmanı Erkan Karaarslan’a teslim etmek oldu.
Karaarslan, işe belediyede kadrolaşmakla başladı. Ticari mantıkla hareket eden danışman, kendisine yakın bulduğu mesleki kariyeri yetersiz, tecrübesiz üstelik beceriksiz ne kadar eleman varsa Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde topladı.
İleride telafisi mümkün olmayacak işlere imza atan bu kadro ilk iş olarak; eski belediye personelleri, il özel idareden gelenler ve Erkan Karaarslan’ın getirdikleri olmak üzere belediyeyi 3’e böldü. İl özel idaresinden gelenlere “düşman askeri” gibi görüp tüü kaka denirken, eski belediyeciler geri hizmetlere verildi. Erkan Karaarslan’ın getirdiği beceriksiz tayfa ise stratejik yerlere üst düzey yönetici oldu. Saçılan nifak tohumlarıyla personel birbirine düşman edildi. Herkes günü kurtarmaya baktı. Böylece Özlem Çerçioğlu’na yönelik belediye içinde gizli düşmanlar yaratıldı. İş o boyuta vardı ki belediyede yaşanan her şey kahve köşelerinde konuşulur oldu.
Acı ama gerçek.. Bugün belediyeyi yöneten kadro içinde İbrahim Gürdal haricinde Aydınlı yok! Belki çok iddialı olacak ama Erkan Karaarslan’ın getirdiği fakat Özlem Çerçioğlu’nun adını bile bilmediği bazı kişiler daire başkanı olarak görev yapmaya başladı. Böylece “Aydın’ın malları Aydın’da kalsın” sözünü dilinden düşürmeyen Özlem Çerçioğlu; Aydın’ı bilmeyen, Aydınlıyı tanımayan beceriksiz bu ekibe Aydın’ın kaynaklarını teslim etti.
Kendisini rüyasında görse inanmayacağı makamda bulan bu ekip, hep parayı takip etti. Kentin ihtiyaçları, halkın beklentileri onların umurunda olmayınca Aydın’a değil, Erkan Kaaraslan denen zat-ı muhtereme hizmet etmeye başladı.
Erkan Karaarslan’ın menfaatleri konusunda oldukça becerikli bu ekip hemen harekete geçti. İlk işleri zat-ı muhteremin değişik isimlerle kurduğu şirketlerine “danışmanlık” adı altında para aktarmak oldu.
Şimdi bu danışmana Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden ödenen para miktarının ne kadar olabileceğini bir an düşünün…
5 bin lira, 15 bin lira, 20 bin lira…
“Başkan maaşından daha yüksek olacak hali yok ya…” dediğinizi duyar gibiyim.
O halde sıkı durun.
Aylık 250 bin lira.
Evet yanlış duymadınız aylık iki yüz elli bin lira.
Bu maaş ABD Başkanı Obama'nın maaşından bile yüksek.
Dudak uçuklatacak miktarda para ödediğimiz bu danışman uzaydan geldi sanmayın sakın. Ankara’dan geldi. Bu adam “in mi cin mi?” diye merak edenlere anlatalım efendim:
Ankara’da ikamet eden Erkan Karaarslan, Belediyede denetim yapılmasın diye arkadaşlarıyla mali raporlarda riski azaltan çalışmalar yapan bir makyajlama uzmanı… Belediye başkanına denetimden nasıl kurtulanabileceğinin detaylarını anlatıyor. O sadece anlatıyor, hiç bir sorumluluk almıyor.
Bu yaptığı iş nedeniyle aylık 250 bin TL.’yi cebe indiren Erkan Karaarslan, ayda bir kez Aydın’a geliyor. Geleceği zaman havaalanında bir araç hazır tutuluyor. Makyaj uzmanını Aydın’a getiren aracın ilk durağı belediyenin otoparkı oluyor. Otoparktan asansörle 7. kattaki başkanlık makamına çıkıyor. Makamda üst düzey yöneticilerin de katıldığı bir dizi toplantı gerçekleşiyor. Özlem Çerçioğlu, bazen “Erkan Bey başkanlık etsin” deyip toplantıyı terk ediyor. “Erkan Bey” ise, belediyede üst düzey yönetici olan bekar bir bayanın evinde toplantıya devam ediyor. Verdiği taktikler nedeniyle yorgun düşen danışman geceyi de aynı yerde geçiriyor.
“Özlem Çerçioğlu, başkanlığı Erkan Karaarslan’a devretti” dedik ama haksızlık etmeyelim. O belediyede kurduğu istihbarat örgütünün başıdır. Kim kiminle ne konuştu, kim kiminle nerede buluştu adım adım takip ettirip fotoğraflarını çektirir.
O aynı zamanda personelden sorumlu başkandır. Görevi personeli psikolojik taciz etmektir. Sözü sadece memur ile taşeron işçiye geçer. Meşhur danışmanımızın şirketlerine ait hakediş dosyasını imzalamayan personel soluğu Karacasu yada Bozdoğan’da alır. Babası Özlem Çerçioğlu’nun istemediği biriyle görüştü diye cezalandırılan mühendis vardır. O mühendis için “Aydın’ın en uzak ilçesine sürün” talimatı verilmiştir. Sözün kısası belediyede çalışan memurlar sürgün, taşeron işçiler ise işten atılma korkusu içindedir. Bu nedenle yanında olduğunu sandığı bir çok AYBA personeli bile Özlem Çerçioğlu’na nefret duymakta, “yuh olsun böyle düzene” deyip zulmün biteceği günü iple çekmektedir.
YÜREĞİ YETİYORSA…
Bugün incir çekirdeğini doldurmayacak nedenler ve sudan bahanelerle kentin en ücra köşelerine tayin edilmiş mesleki bilgi ve tecrübelerinden yararlanılmayan onlarca kalifiye personel bulunmaktadır. İşte bu nedenlerle “Sözü sadece memur ile taşeron işçiye geçer” dedim. Altını çizerek yeniden söylüyorum. Eğer Özlem Çerçioğlu; “Başkan benim, topuklu efeyim” diyorsa, yüreği yetiyorsa hiç belediyeye uğramadan maaş alan önceki genel sekreter Önder Yeğen ve eşi hakkında işlem yapsın da görelim.
Ama bilin ki gücü yetmez!
Çünkü Önder Yeğen, Erkan Kaarslan’ın adamıdır.
Tam bu noktada soru şudur:
Sizce başkan kim?
Erkan Karaarslan mı yoksa Özlem Çerçioğlu mu?