Başınızı koyduğunuzda rahat mı vicdanınız?

Asuman DOKUZLU

Siz sanıyor musunuz onlar mutlu halinden? Ya da huzurlu? Söylediklerinin arkasında durduklarını sanmıyorum. Sadece inandırıcı olmak adına konuşuyorlar. (Bu kadar inandırmadıkları işler yaptıktan sonra, nasıl inanılacak? Tartışılır) bu iktidara oy veren insanlardan bahsediyorum. Ve onları sonuna kadar destekleyip hala daha iyi şeyler yaptıklarını iddia edip arkalarında duran o güruhtan bahsediyorum. İnanamıyorum mutlu ve umutlu olduklarına. Belki istikrar bozulmasın diye, belki korktukları için, belki de kendilerinin bir takım çıkarları olduğu için. İşte her nedense bunlara yeniden şans vermek için uğraşanların. Sanmıyorum bunu bilmediklerini ve sanmıyorum içlerinin acımadığını. Bilakis hepsinin vicdan sahibi olduğunu bu vicdanı uluorta açıklamayarak sakladıklarını, evlerine gittiklerinde aileleriyle ve kendileriyle başbaşa kalınca muhakeme ettiklerini biliyorum. Cep telefonlarını başka bir odaya koyup da yatak odalarına gittiklerinde. Çünkü hiçbir insan vicdanı vatanını böylesine heba etmek istemez. Yerle bir ettikleri, yok ettikleri toprakları sattıklarından,  değersiz hale getirdiklerinden, birçok yabancı ele geçirdiklerinden memnun olduklarını sanmıyorum.

Görmediklerini mi sanıyorsunuz? Talan edilen ülkemin birilerine nasıl peşkeş çekildiğini. Türk kanı taşıyan herkesin bundan üzüntü duymayacağını sanmam. Siz de her ne kadar savunsanız da siyaseten yaptıklarınızı, sizin de içiniz ağlıyor. Çocuklarınız için, torunlarınız için ve gelecek nesilleriniz için içiniz acıyor ve acıyacak. Bu vatan sizin de vatanınız değil mi? Elin Arap’ı geldi dilberim Karadeniz dağlarımı işgal etti kendimize ait bir toprağımız neredeyse kalmamak üzere. Nasıl kıydınız ülkemize? Üç beş yandaşınız rant sahibi olacak diye? Bu ülke dünyanın en önemli coğrafyalarından biriydi bir zamanlar. Yerle bir ettiniz. Yok ettiniz en güzel yerlerini haritamızın. Bozdunuz meşhur siluetini İstanbul’umuzun. Beton yığını yaptığınız ülkemde doğa ağlıyor. Benim içimin acıdığı kadar sizin içiniz acımıyor mu?

En çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Siz geceleri rahat uyuyor musunuz? Sayın iktidar mensupları.  İnsanlar kırılıyor mücadele etmekten ülkemde. Hiç olmayacak kadar doğayı tahrip eden enerji santralleri yüzünden. Açtığınız ne idüğü belirsiz vakıflarda çocuklarımıza dinsel eğitim yerine verilen cinsel eğitime ‘’ bir kereden bir şey olmaz’’ derken. Hiç kendi çocuklarınızı düşündünüz mü? Bozulan her sene başka bir şekilde deneme tahtasına dönen eğitim sisteminde doğru dürüst başarı sahibi olamayan çocuklarla dolu. Kim bilir yok ettiğiniz kaç çocuğun geleceğinden siz sorumlusunuz. Huzurla yatıyor musunuz?

Sokağa çıktığımızda hepimiz birbirinden korkarak yok olan güven duygusuyla dolaşıyoruz. Ne zaman?  Nerede? Başımıza ne gelecek bilemeden korku içinde yaşar olduk. Çocuklarımızı sokağa çıkartırken bin defa düşünerek çıkarıyoruz. Başına bir şey gelebilir korkusuyla. Ürküttüklerinizden memnun musunuz?

Köprülerden, yollardan deli dumrul gibi geçenden de geçmeyenden de para alıyor, ceza kesiyorsunuz. İyi yaptığınız işleri bir yazsanız da görsek. Ülkemin her yeri her bölgesi tarafınızdan zarar gördü. Yandaşlarınız dışında her insan,  her çocuk, her öğrenci, her vatandaş zarar gördü. Oturduğunuz yerde huzurlu musunuz?

Vatandaşa yedirdiğiniz nişasta bazlı şeker yerine, ithal et yerine, hiçbir değeri olmayan ithal bakliyat yerine, genetiğiyle oynanmış sebzeler meyveler yerine. Kendi yediğiniz, tükettiğiniz zararsız sebzeler meyvelerle bozulmayan ama bozulmayacağını garanti edemeyeceğiniz sağlığınızdan memnun musunuz ( ülkemin değerlilerini ithal edip başkalarının attığı değersizleri alarak ülkeme ithal yoluyla getirdiniz, yediğimiz mercimeğin bile tadı yok!) vicdanınız ne âlemde?

Vatandaş sayenizde dünyada hiç olmadığı kadar sıklıkla yaşanan kanserle genç, ihtiyar hatta çocuklarımız bile boğuşuyor. Soluduğumuz havayı kirlettiniz,  ormanları yok ettiniz. Kesmediğiniz ağaç türü kalmadı. Zeytinyağını bile ithal ettirdiniz böyle bir Akdeniz ülkesinde zeytin ağaçları arasından seyrettiğimiz deniz manzaralarımızı yok ettiniz şimdi betonlar arasından ya görünür ya görünmez hale getirdiniz. Çünkü oksijenimizi yok ettiniz. Su gibi, oksijeni de pakete mi koyacağız sayenizde?

Kendi ülkemizde yabancı yaptınız bizi. Elin Suriyeli si bizden daha çok söz sahibi oldu, bizden çok ahkâm kesiyor. Bu kadar başımıza çıkardınız. Benim olan bir Bayrağım bir Türk vatandaşlığım bir de Atatürk’üm kaldı… Zaten onları da canımızı almadan alamayacaksınız.

Huzur içinde uyuyabiliyor musunuz? Rahat mısınız akşam başınızı yastığa koyduğunuzda?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.