İnsanlığı, toplumları, ülkeleri ayakta tutan kitle, bilge kişilerdir. Bilge olmak başka bir deyimle akil olmak, aydın olmaktan, akıllı ve zeki olmaktan farklı bir şeydir.
Profesör, müsteşar, milletvekili, general, gazeteci, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama aydın olmak bilge kişi olmak farklı bir şeydir. Aydın, bilge kişi; insanı, toplumu aydınlatan kişidir. O eserleriyle var olur. Diğerleri ise geçici unvanlardır, statülerdir.
İnsanlığın, toplumların, devletlerin gelişmesini sağlayan temel unsur bilgidir.
Aydın kesimi; bilginin çoğalması ve yaygınlaşması sebebiyle giderek büyüyen ve önemleri daha da çok artan bir kitleyi oluşturmaktadırlar.
İnanmadığı halde, inanmış gibi görünüp karşısındaki saf, duru inançlı insanları, kişisel çıkarı için kullananlara, gençlik yıllarımdan nefret ve öfke duydum.
İstismar edilen; dinî inanç da olur, ideoloji de olur. Aralarında hiç fark yoktur. İkisinin de ortak paydası istismardır.
İnsan kılıklı yaratıklar, yeter ki istismar etmeyi kendilerine kazanç yolu seçmesin; biri 'din' adına istismar eder; diğeri ülkü' adına, bir diğeri 'devrim' adına…
Değerli okurlar ülkemde öyle istismarcılar çoğaldılar ki en fazlada dini açıdan görülüyor. Dini ticari meta gibi kullanarak çıkar sağlayan yobazlar. Günümüzde bu din bezirgânları kimisi terlik, kimisi cennetlik kefen satar. Bunların tek derdi kutsal dini ticari araç olarak kullanmaktır
Ne diyor koca Yunus:
Çalışmadan zengin olanın,
Kitapsız bilgin olanın,
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olurmuş. Kutsal dini çıkarı için kullananların şeytandan ne farkı olur.
Bir de büyük yazar, halk adamı Uğur Mumcu bakın ne diyor.
“Güçlüden yalan olanlar korkak ve kaypak olurlar, güç merkezi değiştikçe döner sonunda fırıldak olurlar.”
Güçlüden yana olanlar
Korkak ve kaypak olurlar,
Güç merkezi değiştikçe dönerler
Sonunda fırıldak olurlar.
Toplumun içinde geziyoruz parklarda bahçelerde bazıları bu yukarda yazdığımız gibi güç merkezinin etrafına kilitlenip onların yanlışlarını bile doğru diye savunuyorlar.
Neden böyle yapıyorlar derseniz ya kendileri bir işe girecek veya çocuklarını o güç merkezinin himmeti ile yüksek maaşla işe koymaktır. Bu nedenle o güç merkezi ne derse onun emrinde olur.
Bu çıkarcıları bir dinlersen bilgeliği ve devrimciliği kimseye bırakmazlar. Mangalda kül bırakmazlar. Ama iş zora gelince hemen sıvışırlar
Eğer güç merkezi değişirse hemen yeni güç merkezine uymaya çalışırlar. Hatta geçmişte güç merkezi olan ağalarını bile hemen satarlar.
Bu gibi çıkarcıları güç merkezleri de çok iyi tanımaları gerekir Çünkü şimdi etrafında fır dönenler güç bitince yok olurlar.
Onun için gücü elinde bulunduranların bilgeli, bilinçli ve toplum tarafından sevilen sayılan insanlarla birlikte olmaları hem kendileri hem de toplumun çıkarınadır.
Günümüzde öyle bilgeler çoğaldı ki konuşunca mangalda kül bırakmazlar ama bunların içi boş teneke gibidirler.
Bu yazıyı yazarken Türkiye Büyük Millet Meclisinde hem de komisyon üyesi olan bir milletvekili kürsüye gelerek yaptığı konuşmada anayasanın ilk dört maddesinin değişebileceğini açıkça söylüyordu...
Ülkem nereye gidiyor. Bu bazı çıkarcıların umurunda değil. Başta dedik ya bunların derdi imanı çıkar.
Böyle konuşmalar ülkeyi gerçekten karpuz gibi böler. Herkesin konuşmasını ve sorumluluğunu bilmesi gerekir.
Allah ülkemizi korusun.