İnsanlığı, toplumları, ülkeleri ve Ulusları ayakta tutan kim diye sorarsanız bilgili ve bilge kişilerdir. Bilge olmak başka bir deyimle akil olmak, aydın olmaktan, akıllı ve zeki olmaktan farklı bir şeydir.
Bakan, müsteşar, milletvekili, general, gazeteci, başbakan, cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama aydın olmak bilge kişi olmak farklı bir şeydir. Aydın, bilge kişi; insanlığı, toplumu aydınlatan kişidir. O eserleriyle var olur. Diğerleri ise geçici unvanlardır, bir gün mutlaka son bulur..
İnsanlığın, toplumların, devletlerin gelişmesini sağlayan temel unsur bilgidir. Gözlemleyen ,sorgulayan değişime , büyük ölçüde ilgilenen bireyler toplumun en önemli unsurlarıdır..
Aydın kişiler; bilginin çoğalması ve yaygınlaşması için elinden gelen gayreti ve özveriyi göstermesi her zaman topluma karşı olan borçlarıdır. Aydınların ve bilge kişiler bilgi ve donanımını sadece kendine saklar toplumdan uzaklaşırsa o kişi toplum gözünde yozlaşmış veya yobazlaşmış olur.
Aydın: kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli bireydir.
Tekrarlarsak aydın; düşüncesi ve x etkinliği ağır basan, düşünsel etkinliklere yönelmiş, bilgili, okumuş, Ülkesine ve Ulusuna yararlı olan önemli bilge kişilerdir.
Aydın İnsan; aydınlık düşünceye sahip olan, bağnaz düşüncelere saplanmamış olan, gelişme ve yenileşmeye karşı durmayan insandır.
İnsanlık, bilim, teknik, halk, aydınları ile anlam kazanır.
Ancak bir toplumun bunalım yaşamaması için halkın bilgili ve bilge olması gerekmiyor.
Düşüne bilen sorgulayan ve geleceği gelmeden gören ve değerlendirme kabiliyeti olması gerekiyor.
Aydın; eğilip bükülmeyen, kendi doğrularını bilgece ve kesin bir dil ile anlatandır.
Aydın; kendi kafasıyla düşünen, kendi görüş ve düşüncelerini eserini ortaya koyandır.
Aydın; kendi doğrularını topluma bilge dil ile anlatmalıdır.
Ne dediğini bilmeyen insanlara bilge ve aydın denemez.
Değerli okurlar yukardaki bilge ve bilgili diye yazdığım yazının nedeni şu.
1995 yılında Alman kazı heyeti ile Bergama Antik Kentinde kazı çalışmalarına katıldım. Bergama biliyorsunuz Helenistik dönemin en önemli kentlerinden birisi. Biliyorsunuz duymuşsunuz Karl Humman bir yol mühendisi olarak Türkiye’de o günlerde yol çalışması yapmak için geliyor. O zamanlarda asfalt olmadığı için taş döşemesi ile yol yapılıyor.
Taş bulmak için Bergama Antik Kentine gidiyor. Bir bakıyor Zeus mabedi yıkılmış heykeller ve kabartmalar olduğu gibi duruyor. Aynı şekilde Athena mabedi de aynı durumda.
Karl Humman bu kabartmalara ve heykellere hayran kalıyor. Hemen Alman İmparatoruna bir telgraf çekerek kendisine iki veya üç arkeolog’ un gönderilmesini istiyor.
Almanya’dan gelen arkeologlarla iki sene boyunca heykelleri ve kabartmaları Almanya’ya taşıyorlar.
Bunun hikâyesi uzun olduğundan şimdi benim yüreğimi sızlatan bir konudan bahsedeceğim.
Değerli okurlar yukarda iki resim görüyorsunuz. Birincisi ülkem ’den yani Bergama Antik kentinden kaçırılan Zeus sunağının kabartma ve heykellerin Almanya da Berlin şehrindeki hali. Karl Humman ne kadar eser varsa kaçırmış Zeus sunağını Berlin’e taşımış. Bizde kalan parçası ise yukarda görüldüğü gibi ağzından delinerek çeşme musluğu takılmış.
İşte bilge ve bilgili olmak bundan geçiyor.
Kazı heyetindeki bazıları ile Zeus sunağının kaçırılışı ile şiddetli münakaşalar yaptığım bir sıra kazı heyetinde olan bir Prof. Şöyle söyledi. “Mehmet Bey siz kızıyorsunuz ama Karl Humman Bergama’ya geldiğinde Bergama’da üç veya dört tane mermerleri kireç yapan ocaklar varmış. Eğer Karl Humman kaçırmasaymış sizin tabirinizle burada ne heykel kalırdı ne de kabartma kalırdı” dedi.
Sonradan düşündüm acaba bunlar doğrumu hakikaten bu heykeller ve kabartmalar kireç mi olurdu diye.
Ama yukardaki resmi görünce gerçekten yüreğim yandı. İşte bilge veya bilgili kişi olmak veya olmamak.
Bilge kişiler; halkın içerinden çıkıp, biriktirdikleri bilgi ve deneyimlerini halkın aydınlanmasında halkın yararına sunabilen kişilerdir.
Ne diyelim önemli bir heykelin ağzına musluk takanlar utansın.
Tatilciler Büyükşehrin Yaptığı Sevgi Yolu'nda Buluşuyor.
Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden düzenlenen Kuşadası Davutlardaki Sevgi Yolu, tatilcilerin yeni yürüyüş ve bisiklet rotası oldu.
Temizliğin ve kaliteli hizmetin simgesi Mavi Bayrak’ı da alan Sevgi Plajı ise gün boyunca dolup taşıyor. Sevgi Yolu’nda özellikle akşamları genç-yaşlı tatilciler ve site sakinleri buluşup yürüyüş yapıyorlar. Gençler ise, buluşma noktası haline getirdikleri yolda yürüyüş yapıp, bisiklete binip, paten kayarak tatillerini en iyi şekilde değerlendiriyor.
Tatilciler ve site sakinleri “Sevgi Yolu’nun yapılmasından dolayı çok mutluyuz. Akşamları ailemizle yürüyüş yapabiliyoruz. Çiçeklendirme ve ağaçlandırma çalışmaları da yola ayrı bir güzellik katmış” diye konuşuyorlar.
Bu sahillerin güzelliğine güzellik katan bu güzelim yaya ve bisiklet yollarını çok güzelce yapan Aydın Büyük Şehir Belediye Başkanına ve ekibine teşekkür ediyorum.
Bu yol yapımı Emekli Sandığı yakınına kadar yapılmış. Ama Emekli sandığından Sümerbank kampına kadar yollar çok bozuk. Bizlerde iki senedir bekliyoruz. Bizim yollar ne zaman yapılacak diye.
Bizle de bu hizmeti Büyük Şehir Belediye Başkanımızdan bekliyoruz.