Bir arkadaşımla sohbet ederken, konu döndü dolaştı, geldi siyasete… Dedim ki, parti tabelalarının artık önemi kalmadı. 30 Mart yerel seçimlerinde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Özlem Çerçioğlu, 17 ilçenin Köşk ve Karpuzlu’nun dışındaki 15 ilçede birinci çıkarken, CHP ancak 9 ilçede belediye başkanlıklarını kazanabildi. Başkan Çerçioğlu’na her oy veren seçmen ilçe belediyelerinde de oy verseydi, CHP 15 ilçe belediyesini kazanmış olacaktı.
Siyaset insan için, insana göre ve insan tarafından insanın refahını yükseltmek için yapılır. Hem çok zevkli hem de çok zordur. O yüzden siyasete adım atarken hele hele de önemli görev ve makamlara talip olurken iyi düşünmek, iyi tartmak lazım…
Öncelikle ‘ben siyasetçi olabilir miyim’ sorusunu sormalı, insan kendine…
Bir siyasetçinin taşıması gereken ve her insandan beklenen özelliklere sahip miyim, diye tartmalı kendini…
Çünkü halk, neyi nasıl yapacağını bağırıp, bugüne kadar yapılan ne varsa yerden yere vurup, yapılanı görmezlikten gelme kurnazlığına prim vermiyor. Bu kurnazlık hem ülkemizi hem de yaşadığımız kenti siyaseten kirletiyor. Bu nedenle siyaset de siyasetçi de büyük bir güven ve itibar kaybediyor.
Aslında siyaset de siyasetçi de değerlidir ve demokrasimiz için gereklidir.
Ne var ki artık siyasete soyunanlar da siyasette öteden beri yer alanlar da ciddi bir biçimde silkelenmek, kendilerine çeki düzen vermek zorundadırlar.
İNSANI YOK SAYMAYACAKSIN…
Halk artık şu an var olan siyasetçi tipinden de siyasetten de inanılmaz şekilde soğumuştur, uzak durmaktadır, güvensizlik içindedir, tepki duymaktadır.
Halkın istediği kavga değil, hizmet. Ne parlamentoda ne yerel meclislerde kavga istemiyor, halk. Biz de kavga istemiyoruz. Toplumu germek, meclisleri germek bu ülkeye zarar getirir. Sonra unutmayalım ki kavganın kazananı da olmaz…
Mustafa Kemal Atatürk 1919’da bakınız ne demiş: “Siyasi kavgaların çoğu neticesizdir. Fakat toplumsal çalışma her vakit için verimlidir. Bizim aydınlar buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğramazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı. Eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla sevgi fayda vermez.”
Tam 95 yıl önce söylenen bu sözün anlamı çok açık…
Kavga etmeyeceksin…
Toplum menfaatlerini savunacaksın…
İnsanı yok saymayacaksın…
İnsanla bire bir temasta bulunacaksın…
Milleti tanıyacaksın…
Halkın sorunlarını belirleyip çözeceksin…
O yüzden iktidarı da muhalefeti de hizmette el ele vermek zorunda…
Seçim yarışı geride kaldı. İktidar ve muhalefet geleceğe odaklanmalı…
Muhalefet elbette görevini yapacak ancak Atatürk’ün dediği gibi, “Bence muhalefet saygıdeğerdir. Çünkü o da bir inceleme, bir inanç ürünüdür. Fakat yapılacak itirazlar akla uygun, ılımlı ve haklı sebeplere dayanmıyorsa muhalefet değersiz olur.”
Bu satırların yazarı da Aydın ve Aydınlı için doğru kararlar verip, hızlı adımlarla yatırıma odaklanmak varken, kısır çekişmelere girmenin bir anlamı olmadığını bu köşeden defalarca haykırdı…
Artık kavgayı bırakıp, tüm enerjimizi Aydın’a vermeliyiz…Ata’nın da işaret ettiği gibi devlet ve milleti sevmek işte böyle olur.
NOT: Yazarımızın yazılarını her cumartesi günü Milliyet gazetesinden de takip edebilirsiniz.