Nemrut, Hz. İbrahim Peygamberi şimdiki Urfa Balıklı Göl adı verilen yerde ateşin üzerine atarak yakmayı planlamıştır. Yığılmış odunlar tutuşturulmuştur.
Bir karınca ağzında su ile ateşi söndürmek için yaklaşmaya çalışır.
Çevrede görenler karıncaya seslenirler.
-O ağzında bir damla bile gelmeyen su ne işe yarar ki?
Diyerek gülümserler. Karıncacık cevap verir;
-Hiç olmazsa safımız belli olsun!
Sonrasında bir yağmur başlar, ateşler su ve göl olur, odunlar balığa dönüşür.
Bir de bakılır ki, gül bahçesi ve ortasında oturan Hz. İbrahim…
**
Karınca gibi bir safımız olsun, saygı duyulsun.
Dört bi tarafa yanardöner kişilikler, karıncayı örnek alabilselerdi.
Oynak, kaypak kişiliğin ve liboşun safı olduğundan söz edilebilir mi?
Nezaketsiz, espri yoksunu, zarafetten uzak kişilikler ortalık yerde kol
gezerken bir yandan aynı günde 3-4 farklı parti ve adayının ardından
ayrılmayıp nema peşindeki kişilikleri de üzülerek izliyoruz…
Onlara bakınca bir tek safımız vardır ki ne mutlu diyebilmek önemli!
Bir karınca gibi onurlu bir safta olabilmek var ya!
Asıl olan budur…
**
Bir İngiliz, Fransız ve Türk oturmuş kadınları konuşuyorlarmış…
İngiliz;
-Ben kadınlara saygı duyarım, anadır, bizi dünyaya getirenlerdir.
Fransız;
-Kadınlar sevgidir, aşkımızdır, ulvi değerde insanlardır.
Sıra Türk’e geldiğinde,
-Ben kadınların parmak ucundan öperim.
Diğer ikisi,
-Niye ki?
Dediklerinde, bizim Türk,
-Eeee bi yerden başlamak lazım…
**
Yerelde BŞB yarışında güzel bir yerden, “karşılıklı saygı” denilerek başlandı, bizim Aydın24’den okuduğumuz kadarı ile Ak Parti BŞB adayı Sayın Mustafa Savaş, Özlem Çerçioğlu hanımefendiyi makamında ziyaret eder. Ak Parti adayımızın soyadı olan Savaş yerine barıştan söz ederek, yerel seçim sürecinde karşılıklı onur kırıcı ifadelerde bulunmayacaklarına dair açıklamalarda bulunmaları memnuniyet vericidir. 30 Mart günü kazananın kutlanılacağına dair bir centilmenlik sözü de yer alır. Ama bunun sözde kalmayıp fiiliyata yansımasıdır.
**
Nasrettin Hoca kızlarını ziyarete gider. Büyük kızı bahçıvanla evlidir.
“Babacım, bu sene yağmur yağar da zerzevat iyi yetişirse, para kazanırsak, kocam bana kırmızı pabuç alacak.”
Tuğlacı damat ile evli olan küçük kızına da uğrar.
“Babacım, bu yaz yağmur yağmaz da havalar sıcak geçerse, tuğlaları, kiremitleri satıp da para kazandığımızda kocam bana kırmızı pabuç alacak.”
Hoca evine döndüğünde karısı,
“Bey, kızlarımız nasıl?” diyerek sorar.
“Valla hanım! Bizim kızlardan birisi kırmızı pabucu giyecek ama hangisi bilmem artık”
Diyerek başını kaşımaya başlar…
**
Adaylarımızdan 30 Mart günü sonunda elbet bir kırmızı pabuç giyeni, yani seçimin bir kazananı olacaktır. Kazananın iyi yaptıklarını takdir edeceğimiz gibi gerektiğinde eleştirmekten de kaçınmayacağız.
Unutulmasın ki, yarın seçim bitecek sonunda, hepimiz bu şehirde, bir şekilde, baş başa kalacağız. Yolda, belde karşılaşacağız, selamlaşacağız. Yüz yüze bakacağız, göz göze geleceğiz…
**
Aydın ilimizde Büyük Şehir Belediye Başkanı seçmekle adeta yerel devlet başkanımızı seçiyoruz. Aslında BŞB seçimi şekillenme aşamasını bile geçti. Gökçeklerin “Beyaz TV” adlı televizyon kanalının “Dinamit” programında haftalardır Sarıgül ve ardından, Ankara adayı Mansur Yavaş ile ilgili programlar yapılmıştı. Önceleri Ümit Zileli ayrılana kadar izlediğim, Rasim Ozan’ın “Haydaaa” demesine ve her söze ikide bir avaz avaz karışmasına katlanamadığımdan izlemiyordum. 24 Ocak Cuma akşamı kanal gezerken bir ara programda, moderatör Latif Şimşek, “Aydın Belediye Başkanı ile ilgili uzun bir şikâyet mektubu geldiğini belirterek başka bir programda dile getirileceğini bir cümlede aktarması dikkatimizi çekti. Olayın içeriği bilinmediğinden bir şey söylemek mümkün değil ama kuşlar, çiçekler, böcekler olmadığı muhakkak. Demek ki teeee Beyaz TV ekranlarına bir şeyleri taşımak isteyen birilerinin de olduğu anlaşılmaktadır…
**
Gözler şimdi merkez ilçe, Efeler Belediye Başkanlığı seçimine çevrilmiştir. Efeler ilçesinde de zorlu bir seçim süreci yaşayacağız. CHP adayı, çelebi kişiliği yanında ağabeyliği kabul gören, Sayın Mesut Özakcan tecrübesi ve ağırlığı bir yanda… Çerçioğlu esintisini de arkasına almış, nezaketi ile herkeste saygı uyandırmıştır.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş. TDH dâhil, değişik siyasi kulvarlarda adı geçen, sütün mayalanmasını bekleyen, bir süre önce de partiye üye olması ile adaylığı anlaşılan ve nihayetinde kesinleşen iş adamı Sayın Yalçın Pekgüzel, “kazanacağım” diyerek iddialı konuşur. Aydın 24 Haber'e, "Teklifi kabul etmemde 17 Aralık süreci etkili oldu. Sürece katkı sağlamak istedim…” diyerek açıklamalarda bulunur.
MHP’nin ağır topu Sayın Recep Taner Bey, Başkan Çerçioğlu ile otogar mescidi üzerinden yapılan sert diyalogunu yerel yayınlarda okuduğumuzda şaşırdık. Ses yükseltmek ve bir bayanın kolundan çekiştirmek, ayrıca ses kayıtlarından söz etmek de efendiliğiyle tanıdığımız Recep Abiye yakışmadı. Milletvekilliği tecrübesi ve yılların verdiği bir siyasi deneyimi olmasına rağmen seçim stresine yenik düştü diyenler de yok değil. Bir diğer önemli husus ise, ses kayıtları söylemi de seçim süreci döneminde epeyce düşündürücüdür…
**
İnşallah korkulan olmaz!
Yarışan adaylar ile ilgili, önümüzdeki günlerde bel altı suçlamalar,
Kişilerin özel yaşamı ile ilgili karalamalar, uyduruk skandallar,
yaratmaya çalışarak can havli ile bir yerlerden başlamamalarını dileriz.
Buna yeltenmeye kalkışanların ise,
Yapacakları çirkinlikler, yakalarını bırakmayacaktır.
Yeter ki basit, ucuz, satılık ve kiralık kişiliklere gün doğmasın!
Her şeye rağmen, tüm güzellikler Aydın elimiz için olsun!