Bir Macar Türkolog / dilbilimci metroda yolculuk yaparken karşısına Türkçe konuşan iki kız gelip oturur. Türkolog, Macarcadaki Türkçe kökenli sözcükleri kullanmak şartıyla kızlarla konuşmaya başlar. Bizim kızlar bir şey anlamadığından İngilizce olarak “Biz Türk’üz, sizin dilinizi anlamıyoruz” derler.
Macar Türkolog gibi “Ayaz bayramınız kutlu olsun” desem, eminim çoğu kişi beni anlamayacak.
Bilmeyenler için anımsatalım: Hıristiyanların Noel Babası, Yeni Yıl törenleri, Rusların Ded Maroz kutlamaları, Kuzey Avrupa Ülkelerinin Odin Şenlikleri neyse Orta Asyalı Türklerin Ayaz Ata’sı (Nurtugan / Nardoğan bayramı) aynı şeydir.
Bildiğiniz gibi 22 Aralıkta ışığın karanlığı, gündüzün geceyi yendiği gün kabul edilir ve çoğu ulus tarafından asırlardan beri kutsanır.
Türkler, Güneş'e 'nar' derlerdi. 'Nar gibi yanmak/ Nar gibi kızarmak’ deyimlerini hâlâ kullandığımızın ayrımında mısınız?
Ayaz Ata, Özbekçe Ayoz Bobo /Ayaz Ota, Kazakça ve Kırgızca Ayaz Ata, Başkurt lehçesinde Kış Baba, Tatar kültüründe ise Qış Babay (Kış Babası) olarak geçer.
Sizin anlayacağınız Ayaz Ata’yı tanımayan tek ülke, Türkiye…
İslâm’ı kabullendikten sonra Ayaz Ata’ya olan saygımızı imamlara, hocalara, ulu kişilerin mezarlarına bağışladığımızdan mezar başlarındaki ağaçları süslemeye başlamışız. Başımız derde girdiğinde Ayaz Ata yerine, hocaya gidip kendimizi “tü tü tü” diye tüküttürmüş, ya da yazılan muskayı sağ omzumuzda, hatta koltuk altında aylarca taşımışız.
Attila öncülüğünde Avrupa içlerinde Avrupa Hun Devleti kuruldu. Yaklaşık 150 yıl süren bu devletin varlığı süresince Eski Türk gelenekleri Hıristiyan âlemini etkiledi ve yılbaşında çam süsleme Avrupa içlerinde yaygınlaştı. (Anımsatma: Macaristan’ın İngilizce yazımına dikkat: ‘Hungary’ sözcüğündeki ‘Hun’ o günlerin kalıntısıdır)
Hıristiyan dünyasında çok etkin olan İznik Konsülü (325) bu geleneği Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilince yeni yıla dini statü kazandırıldığı yetmezmiş gibi, babası ve doğum günü belli olmayan Hz. İsa (yalandan olsa) doğum gününe sahip oldu.
Eski Türk inancında yerin göbeğinden göğe yükselen bir ağaç olduğu hayal edilirdi. Bu direğin gök ile toprak (tüm canlılar) arasındaki iletişimi sağladığı, aynı zamanda Gök Tanrı’nın evi olarak düşünüldüğünden bu direğe ‘Hayat Ağacı’( Dünya Ağacı, Evren Ağacı, Demir Kazık, Tuba Ağacı) denildi.
Günümüzde bile oturan birinin yanında ayakta duran kişiye “Otursana, göğe direk mi kalacaksın?” deriz.
Bu sözün altında gizliden gizliye Ayaz Ata’ya ve Hayat Ağacına olan saygı yatmaktadır.
Kimdir bu ‘Noel Baba’ dedikleri?
Noel Baba, Demre’de doğan, Haçlı Savaşlarının en büyük destekçisi Aziz Nicholas adındaki papazın ta kendisidir.
Daha açıkçası, din olarak İslâm’ı seçince unuttuğumuz Ayaz Ata’nın Hıristiyan versiyonudur.
Aziz Nicholas adlı papazı bize ‘Nobel Baba’ diye bize yutturdular, biz de bir güzel yuttuk…
Yılbaşı ‘turkey / hindi’ sözcüğüyle nasıl özdeşleşti?
Günümüz Kuzey Afrika Ülkeleri Osmanlının birer ili iken, bir kaptan ömründe ilk kez hindi sürüsüyle karşılaşır. Kuşa ve tavuğa benzemeyen bu garip yaratığın adını sorduğunda ‘Hindistan’dan gelme’ demek olan ‘hindi’ sözcüğüyle de ilk kez tanışır. (Anımsatma: 1073’te yazılan Dîvânu Lügâti’t-Türk’te bu kuşun adı ‘hindi’ değil ‘çulık’ olarak geçer.)
Kaptan, bu garip yaratıklardan beş on tane satın alarak İngiltere’ye döner. İngilizler de bu hayvanın adını sorduklarında kaptan: “Vallahi söylediler ama unuttum, tek anımsadığım bir Türk ilinden satın aldım” der.
İngilizler bu garip kuşa önce ‘Turk cock’ (Türk horozu),ya da ‘ Turk bird’ (Türk kuşu) dediler, zamanla ‘bird’ kısmı dilden düştü ve kala kala İngilizcede ‘turkey’ kaldı..
Amerika’nın keşfiyle Avrupa’dan yapılan göçler sayesinde ‘turkey’ sözcüğü Amerika’ya, sonra da pek çok dünya diline ulaştı.
“Amerika” adı nereden gelir?
Bildiğiniz gibi “Hindistan’a vardım” sanarak yeni bir kıta keşfeden Colomb bilmeden Amerika’yı keşfeder. Bu yeni kıtaya bir ad bulmak gerekti, yeni kıtanın adının ‘Colombus’ çağrışımlı ‘Colombia’ konulması kararı verilir.
Amerika’da matbaacılık hizmetleri henüz gelişmediğinden, yeni kıtanın harita yapım ve dağıtım ihalesini bir Alman firmaya verilir. Firma sahibi haritanın şablonunu çizer, hangi ülkeye ne verileceğini tembih ederek, uzun bir deniz yolculuğuna çıkar.
Kafasında kavak yelleri esen kalfa yeni kıtanın adını ‘Colombia’ yazacağını unutur. Yeni kıtanın adını dünyaca meşhur coğrafya gezgini olarak iyi bilinen America Vespucci olabileceğini düşündüğünden yeni kıtanın adını ‘America’ yazar ve milyonlarca harita basıp dağıtır.
Olanlar olmuş, ok yaydan çıkmıştır. Yeni Kıta’nın adı bir dalkavuk kalfa yüzünden ‘America’ olarak kalmıştır.
Colomb’a saygıdan dolayı daha sonra ‘Colombia’ adında bir başka ülke kurulmak zorunda kalınacaktır.
Amerika diye yere göğe sığdıramadığımız ülkenin adı bile uydurukçadır.