Avrupa’daki Türkiye sporla daha güzel

Şerif KUTLUDAĞ

Bu başlığı 18 Haziran 2024 Salı günü Avrupa Kupası kapsamında Almanya’da oynanan, grubumuzdaki ilk maçımız olan Türkiye-Gürcistan arasındaki futbol maçını 3-1 kazandığımız için attığımı sanmayın değerli okurlarım…

En yeni ve en taze bir karşılaşma olduğu için bu maçla başladım.

Bu maçla başlayışımın ana sebebi maç sonucundan ziyade stad tribünlerini ellerindeki Türk bayrakları ve kırmızı beyaz formalarıyla gelincik tarlasına çeviren Almanya ve civar ülkelerde yaşayan Türk insanının sergilediği güzelliktir.

Şu anda Avrupa genelinde 7 milyon civarındaki vatandaşımızın yaşıyor oluşunun yanında ülkemize dönüş yapmış olan 3 milyon vatandaşımızla 10 milyon insanımızın bizzat Avrupa’da yaşamış olması ülke olarak gözle görülmeyen zenginliklerimizden birisidir.

Çünkü 10 milyonluk bir nüfusun 4’e 5’e katlanan yakınlarının varlığı ve ilgisi dikkâte alındığında başlıktaki ifademin boşa olmadığı konusunda bana hak vereceksinizdir.

1839 Tanzimat Fermanı ile devlet eliyle ilan edilen batılı olma tercihimizdeki ilk öncüler Batılıların Jön Türkler dediği Avrupa görmüş, Paris’te yaşamış, İngiltere, Almanya vb görmüş olan, kültür- sanat, edebiyat ve bilim tahsili yapan aydınlar, Batılıların bizi hangi gözle görüyorsa o duygularla donanarak ülkemize döndükleri için uzunca bir süreçte özellikle Türkiye Cumhuriyeti döneminde tarihimize, inancımıza ve dünyaya bakışımızda sade insanımızla ortak bir noktada buluşmakta sıkıntılar yaşanmıştır.

1960’larda Almanya başta olmak üzere, Avrupa ülkelerinin talebiyle işçi olarak Avrupa’ya giden insanımız o günden bugüne 64 yıllık süreçte bizzat yaşayarak, iyisiyle kötüsüyle Avrupa’nın bize bakışını kavramış bu kavrayışın getirdiği tecrübeyle hem Avrupa’da hem de ülkemizde yaşamını sürdürüp gelmiştir.

İşte bu yaşantının sonucunda Avrupa’da yerleşik bir yaşam oluşturan insanımız, daha geçenlerde ülkemizi ziyarete eden Almanya Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk kez Türkiye'yi ziyaret eden Frank-Walter Steinmeier’in, Almanya'dan döner ustası Arif Keleş ile birlikte ülkemize gelmesi insanımızın işiyle de Avrupa’da kabul gördüğünün çok özel bir örneğiydi…

“Fatih TERİM her ne kadar Yunanistan’dan takımını şampiyon yapamadan döndüyse de kariyerindeki GS’yi UEFA Avrupa Şampiyonluğuna taşıma başarısı bir madalyon olarak yerinde durmaktadır.

Ergin ATAMAN ise yine Yunanistan’da PANATHINAKOS basketbol takımını hem Avrupa hem de Yunanistan şampiyonu yaparak Türk sporu adına çok özel bir başarıya adını yazdırmıştır.

Bir dönem Antalyasporu da çalıştıran Nuri ŞAHİN ‘in BORUSSİA DORTMUND Futbol takımının başına getirilişiyle insanımızın Avrupa değerlerini ne derece içselleştirdiğinin bir göstergesidir.

O Nuri ŞAHİN ki Kırşehir’den Almanya’ya çalışmaya giden bir işçi ailesinin çocuğu olarak, dünyaya gelir Almanya’da Borussia Dortmund’un antremanlarında top toplayıcılığı da yapar. Derken ABD’de HARVARD’da okur. 5 dil bilir. Daha 2018’de Harvard’da Spor ve Medya İşletmeciliği üzerine de eğitim görür…

“Bizim Çocuklar”dan Arda Güler, burada yetiştikten sonra katıldığı İspanya’daki futbol arenasında kendisini geliştirerek geleceğin yıldızlarından birisi olmaya aday konumuna getirir kendisini…

Evet, değerli okurlarım, bir kere daha gördük ki, Avrupa’daki Türkiye sporla daha güzel…

Avrupa’da yaşayan Türklerimizin orada edindikleri tecrübe ve hayata bakışı ülkemize ne kadar aktarabilirsek dünyaya bakışımızda olsun, dünyalık işlerimizde olsun o derece başarı bizleri beklemektedir…

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.