Yaşadığımız toprakların değerlerinde biri olan Pir Sultan Abdal demiş ki;
Kudretten Verdi Balı
Bahanesi Oldu Arı
Şimdi Dinle Ah-U Zarı
Allah Allah Allah Allah
Arı İnler Bal İçinde
Arılar, çalışıp önce kendini besleme sonra da yararlı olma ülküsüyle bal yapıyor. Fazlasını tüketme hakkına sahip olduğu halde balın içerisinde inleyip azap çekerek başkalarına, insanlığa da yararlı oluyorlar. Arıların fıtratında olan bir durum.
Ukrayna ne yapıyor?
Allah’ın bahşettiği nimetlerden olan su, iklimin de coşkusuyla Ukrayna’da fazlasıyla var. Köpeğe atacak taşın bulunmadığı, akarsuların dolu dolu aktığı bir coğrafyada yaşayan insanlar, başkalarından su yardımı alacak duruma gelmişler.
Tembel, beceriksiz olduklarından değil ama bazı şeyleri halk kontrol edemiyor.
İnsanlar, aynı arının bal içinde inlediği gibi güvenlik içinde ayakta kalma mücadelesi veriyorlar. Bazı temel ihtiyaç maddelerine kısıtlı ve hatta gecikmeli de olsa ulaşırken, canlılar için olmazsa olmaz dediğimiz suya ulaşım engelleniyor.
Ukrayna, nasıl ve niçin buralara geldi?
2004 yılında yapılan seçimleri Rusya yanlısı Viktor Yanukaoviç’in kazandığı ilan edilmişti. Rakibi Viktor Yuşçenko’nun da seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı ve Ukrayna Parlamentosu önünde başlattığı ve beş hafta süren lastik yakma eylemleri sonuç vermiş ve seçimler tekrarlanmıştır.
İtiraz sonrası yapılan yeni seçimlerde batı yanlısı Yuşçenko, seçimlerin galibi ilan edilip görevine başlamıştır.
İki seçim arasında yakılan lastiklerin siyah dumanıyla yaşanılan sürece de “Turuncu Devrim” demişlerdi.
Lastik yakılarak kazanılan bir iktidar!
Rakip taraftan tepki var ama hayata geçirilmemiş ve sonuçlar kabullenilmiş!
Ukrayna’nın, bugün yaşamakta olduğu yıkım sürecinin fitili o gün yakılmış oldu.
24 Şubat’ta başlayan Ukrayna- Rusya savaşı bütün hızıyla sürüyor. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı için de sahada bilek güreşine devam…
Putin, alacağını almış görünüyor ve masanın kurulmasını bekliyor ama İngiliz çeteleri Zelenski’nin masaya oturmasını istemiyor.
NATO’nun savaş baronları, Ukrayna’ya her gün yeni açılımlar sunuyormuş gibi yaparken, Rusya savaşa yeni boyutlar kazandırıyor.
Ukrayna halkının en temel ihtiyacı olan su şebekeleri ve enerji santralleri de vurulmaya başlandı.
Gelen kış, gaz sıkıntılı, yeterince içme ve kullanma suyu yok, elektrik yok…
İnsanlar, mumları artık kiliselere değil, evlerine dikecekler.
Bu sürdürülemez.
Ukrayna halkına yeni bir yaşam şekli dayatılıyor ve bununla beraber ne yapması ve nasıl bir tepki vermesi gerektiği de tebliğ edilmiş oluyor.
Ukrayna halkına fısıldanan ya kuklacı İngilizler ya da ılımlı, NATO ile mesafeli yeni bir yönetim.
Rusya, Ukrayna halkına Zelenski’yi göndermesi için ya daha çok yıkım ve mağduriyet, ya da Mavi Devrim hatırlatması yapıyor.
Ukrayna halkı için zor bir denklem.
Bu defa ortada yanan araba lastikleri yok. Füzelerle gelen ölümler, yakılan yıkılan bir tarihle birlikte şimdi de su, elektrik ve soğukla terbiye edilecekler.
İşin kötü olan tarafı nedir biliyor musunuz?
Daha fazla yıkım, daha fazla insan öldürülmeden savaşı dayandırmak için uzlaşıyı sağlayacak, orta yolu bulacak ve tarafları masaya oturtacak uluslararası bir iradenin olmamasıdır.
Türkiye’nin dışında bu işe omuz veren yok.
Bu gidişle Ukrayna halkı bedel ödemeye devam edecektir.
Saygın ve çok değerli devlet adamımız Sayın Ertuğrul Kumcuoğlu: “Dünyada siyasetçi ve devlet adamı yetişmiyor" diyerek şöyle devam etmişti;
Churchill, Eden, Wilson’lar nerde, May, Johnson, Truss nerde?
D’estaing, Mitterant, Chirac’lar nerde, Makron nerde?
Willy Brandt, Helmut Kohl, Angela Merkel nerde, Olaf Scholz nerde?”
Gerçekten Avrupa’da siyasetçi sıkıntısı var.
Çok iddialı bir şey söylemek istiyorum.
Önceki alman Başbakanı Angela Merkel siyasete devam edebilmiş olsaydı, bu savaş çıkmazdı!
ABD’nin tek tabanca oynadığı tek kutuplu dünya düzeni ile Volkswagen’e ABD de kesilen emisyon cezaları ve kendisinin ahlaksızca dinlenmesini asla kabullenmedi. Çünkü Merkel’in Almanya’sı; AB’nin lokomotifi, lideri olmuş, Rusya, Çin ve Hindistan ile serbest ticaret yaparak, Amerika ile rekabet ediyordu.
Biden seksen yaşında siyaset yapabiliyorken, Merkel 67 yaşında siyasetten ayrıldı.
Nedenini en iyi Alman doktorlar biliyor olmalıdır.
ABD ve Yeni AB, Rusya’nın 5 Ukrayna bölgesini ilhak etmesini yasa dışıdır ve kabul edilemez diyorlar.
Bence de öyle ama…
Anlaşma sağlanarak savaşın çıkmaması ve hatta bir insanın bile ölmemesi mümkün iken, şimdi neler söylediklerine bakar mısınız?
ABD ve NATO’nun Irak’ı basıp hazinesine, petrollerine çökmesi, Babil’in Asma Bahçeleri ile birlikte tarihini yok etmesi,
Suriye’yi basıp petrolünü çalması ve toprağına el koyması,
Afganistan’ı basıp yer altı ve yer üstü varlıklarını 20 yıl sömürmesi yasal mıydı?
Bu üç ülkeye yapılan mütecaviz saldırıların uluslararası meşruiyeti var mıydı?
Asla öyle bir meşruiyet yoktu.
Kimyasal silah bahane edilerek gökten “Demokrasi Bombaları “yağdırdınız.
Gükten bomba atılarak demokrasi gelmeyeceğini sizler de biliyordunuz ama bir daha, bir daha denediniz!
Utanmazlar!
Rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE şöyle deyir:
“Düzü budur: bu dünyada
Gücün varsa, sözün hagdır.
Gücün yoksa, son alıcın
Cehalettir, utanmaktır.”
Mağdur ettikleriniz, gücü ve sözü hag olanın utananını, yaşarken görmek isterlerdi.
Demek olar ki bu dünyada yok, o zaman mahşerde görebilerik…