Bu köşede yazdıklarımızın arkasındayız.
Biz sevdik, destek olduk, övdük.
Övüp de sövenlerden değiliz.
Körü körüne yandaş olanlardan da hiç değiliz.
Eleştirmemiz de gerekirse bu da gerekliliktendir.
Örneğin bir hastanede asgari ücretle taşeron işçi olarak
çalışmak için neler gereklidir, nasıl girilir hiç düşündünüz mü?
Öncelikle yandaş olduğunuza dair referansınız gerekliliği yanında,
Ayrıca her görevi yerine getirme, oto kontrolden de söz edilir.
Kahvede okeye dönüyorum.
“Dön baba dönelim.” Dedim.
Bizim Hasan Abi söylendi;
“Bize değer veren yok, muhaliflerden işe başlayan çokmuş…”
Mustafa ise, hırsla taşı çarptı, söylendi…
İktidar olma yolunda yerel iktidar başarısı önem taşır.
Yerel iktidarın adımları, desteği partisine güç verecektir.
Örnek Ak Parti, İstanbul BŞB örneğini verebiliriz.
Bunun tersi olduğu durumlar da yok değildir.
Bir yerel yönetim düşünün ki;
Sosyal demokratlar, yerelde iktidar olarak gördükleri alanlarda
iş için umutlansınlar… Emek vermiş aileler ve çocukları yerine
bir takım hesaplar ile adı üstünde karşıt, iktidar yanlılarından da
orantısız bir şekilde işçi alındığını düşünelim.
Kendine destek olmuş yol arkadaşlarına sırt çevrilmesi elbette sıkıntılara, sitemlere, tepkilere neden olacaktır.
Bir an diyelim ki, bir İl Başkanı çıkıp da;
“Alınan işçilerin kaçı yol arkadaşımız hele bir değerlendirelim…”
Bir de genel merkeze değin bu sorunlar yumağı yansımış olsun…
Bu defa yönetenler, müdür ve şeflere talimat verip de işçileri toplasa;
“Koşun partiye üye olun yoksaaa…”
baskıları yapılsa… Oldu mu ya şimdi!…
Bir anda üyelik için gelenler, çalışanlar, kuyruklar oluştursa,
Bir yandan şeflerine bilgi için telefon üstüne telefon ettiklerinde;
Şef dayanamaz.
“Tek tek bilgi vermeyin”
diyerek mesaj da atmaz mı?
Bir başka partiye kayıtlı çıkanlar aş, iş korkusuyla istifa etme derdine de düşseler… Zamana, zorlamaya ve yoğunluk yaratmaya yazık!
Bu bir nevi korku üyeliğidir, sanal üyeliktir.
Demokratlık zorlayarak partiye üye kaydı yaptırmak değildir.
Bu tabloları yaşamak yerine örgütünle birlik olup yeterince uyumlu, bir kota dâhilinde emek sarf eden yol arkadaşlarından çalışanlar belirlense sağlıklı olmaz mı? Normal olanı da bu değil midir?
Örgüte de zararı olacaktır ne yazık ki.
Niteliksiz üye ile ilkesellik sağlanamayacağı da muhakkak.
Örgütün üzerinde görünmeye çalışarak, kişisel hesaplar içinde olmak…
Yarınlarda, olası siyaset günlüğünde zorlama üyeler ile destekler aramak ve destekçiler için süreç çok kısa olacağı da muhakkaktır.
Ders üstüne ders verilirken, zorlama ile kâğıt üzerinde partili görünenlerden kimseye yarar gelmeyeceği bilinmesine rağmen hayretle karşılanmaktadır.
Örgütün içine ikide bir elini daldırıp çırpmaya çalışmak da tasvip edilemez.
Aman hiç kimse bir tek kendini akıllı görmesin!
Önlem aldığını zannedenlerin karşısında anlamayacak salak da yok.
Etrafta kimin ne yaptığı, ne ettiği bal gibi biliniyor…
Konfuçyus sözüdür.
“Güçlü olan, sayıca kalabalık kitleler değil, eğitimli kitlelerdir.”