Dünya çapında yaygınlaşan ve tüm toplumları derinden etkileyen bir konu haline gelen kadına şiddet, özellikle son yıllarda ülkemizde de sıklıkla gündem olmaktadır. Şiddet denilince ilk akla gelen kuşkusuz fiziki güç kullanımına dayalı kaba kuvvet olsa da gerçekte şiddeti sadece fiziki boyuta indirgemek mümkün değildir. Aslında kadına yönelik şiddet meselesi toplumun sadece bir kesimi ilgilendiriyor gibi görünse de bireylerin şiddet eğilimleri genel olarak bütün toplumla ilgili bir meseledir.
Ülkemizde Kadına yapılan şiddetin çeşitli nedenleri ortaya çıkıyor. Bunları sıralarsak,
A)Onur kırıcı ve tahrik edici.
b) Sosyal şiddet: Toplumsal baskı yoluyla birey olarak kadını zor duruma sokmak
c) Ekonomik şiddet: Maddi kaynakların veya paranın yaptırım aracı olarak kullanılması.
d)Terör ekonomik ve dini gerçekler. Bunu yapmanın sebepleri ise.
Şiddet yapan erkeğin kadına güç göstermesi.
Eğitimsizlik, alkol, maddi ve kumar bağımlılığı
En önemli neden olarak işsizlik.
Aile iç problemler ve geçimsizlik.
Yanlış çevreden etkilenme.
Madde ve alkol bağımlılığı.
Değerli okurlar, Sayın Erman Ertuğrul hocanın derin araştırmaları sonucunda açıkladığına göre Antik dönemlerde bile kadın hakları Anadolu’da yasal bakımdan güvence altına alınmıştır.
Kayseri’deki Kültepe-Kaniş Karum ören yerinde 67 yıldır süren kazı çalışmaları sonucunda elde edilen bulgular, 4.000 yıl öncesinde kadın hakları, hukuk ya da ticaretin nasıl işlediğini gösteriyor.
MÖ 1950 – MÖ 1750 yıllarında yazılan Kültepe tabletleri arasında evlenme, boşanma, miras, nafaka ve evlat alma gibi aile içi hukukuyla alakalı belgeler bulunuyor. İşte hukuksal anlamda büyük önem taşıyan belgelerin içerikleri:
— Tabletlerde ikinci bir eş almanın yasak olduğu, alındığı takdirde de erkeklerin para cezasına çarptırılacağı bilgisi yer alıyor.
— Belgelerde, boşanma durumunda her iki tarafın da hukuki hakları olduğu bilgisi yer alıyor.
— Boşanma sonrası tarafların din veya ırk fark etmeden gönlü kimi isterse onunla evlenebileceği, herhangi bir kısıtlamanın olmadığı belirtiliyor.
— Tabletlerde yer alan boşanma belgelerinde mal paylaşımı, miras ve nafaka konularına değiniliyor. Evli bir çiftin boşanması durumunda, evin her ikisinin olduğu, öldükleri zaman evlerinin çocuklarına kalacağı gibi bilgiler bulunuyor.
— Günümüzde de boşanmaların en önemli sorunları arasında gösterilen ‘nafaka’, o yıllarda ‘hukuk çerçevesinde’ işleniyor.
— Eşlerinden boşanan kadınların ileride geçim sorunu yaşamaması için ‘nafaka’ aldığı bilgisi tabletlerde yer alıyor.
— Bir çiftin boşanma belgesinde, erkeğin kadına ekonomik yardım sağlayacağı sözünün verilmesi, kadın erkek eşitliğinin o yıllarda da varlığını gösteriyor.
— Günümüzde Anadolu’nun bazı yörelerinde yaygın olan, kocası ölen kadının kayınbiraderi ile evlendirilmesi geleneğinin o yıllarda var olduğuna dair hiçbir iz olmaması ise eski Anadolu’nun hukuksal gücünü ortaya koyuyor.
— Miras konusunda ise, ‘çocukların anne ve babalarına bakma yükümlülüğü olduğu ve mirasın anca anne ve baba öldükten sonra paylaşılabileceği’ bilgileri yer alıyor.
Miras yüzünden çıkan kardeş kavgalarıyla ilgili hukuksal düzenlemeler mahkemeye taşınıyor. Durum, o dönemin hukuksal gücünü ortaya koyması bakımından çok önemlidir.
Değerli okurlar Anadolu’muzda M.Ö.4000 yıl önce kadın hakları şimdi yasalarımızda olduğu gibi aynen var.
Fakat günümüzde kadınlarımıza aşırı derecede şiddet fiziki olarak darp hatta ölümlere kadar giden olaylar olabildiğince yaygın bulunmaktadır.
Kadın erkeğin hayat arkadaşı onun can dostu ama günümüzde bazı yobazlar neredeyse 6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlenebileceğine fetva veriyor. Geçenlerde yobazın biri diyor ki:
Kadın kaprisleri yüzünden dövebilirsiniz.
Kadınlara gerekli değer vermeyen günümüz yobazlarının çağ dışı görüşleri yanında 4 bin yıl öncesi Hitit yasalarındaki kadın hakları daha çağdaş değil mi?