Anadolu irfanı Anadolu'nun İslamlaştırılması, vatan haline getirilmesi sürecindeki milli karakterin adıdır. Anadolu irfanı, toprağı vatan yapma, boyları, soyları, bireyleri, kabileleri, etnik unsurları millet kılma aşamasında birleştiren, bütünleştiren, müşterek hisleri kuvvetlendiren, bir kavramdır.
Kültürel, örfi, İslami hatta siyasi tavırların hepsi, Yesevi geleneğinden Yunus Emre ekolüne kadar Mevlana, Hacıbektaş Veli, Ahi Evran, Nasrettin Hoca ve ahilik gibi değerler Anadolu irfanının önemli kaynaklarıdır.
Anadolu irfan medeniyeti; hayatı ve insanlığı; bilgi, ahlaki bir bütünlük içinde ele almaktır!. Bu değerli insanların sergilemiş oldukları davranış ve kullandıkları dil, ahilik kültürü, irfan medeniyetini beslemiş ve günümüze kadar taşınmıştır!.
Anadolu irfanı bozgunculuğu sevmez, kamu düzeninin tarumar edilmesinden hoşlanmaz, farklı dil, din, ırk, mezhebe sahip insanlarla hoşgörü içinde yaşamayı çok iyi bilir, bunu gösterir Tarihte bu değerlerin yoğurduğu Türk milleti önüne vasıflı, yetenekli liderler düştüğü zaman bu Anadolu irfanı dediğimiz şuurla engel tanımaz. 15 Temmuz’da milletimizin hiçbir çıkar gözetmeden vatanını ve bayrağını korumak için ortaya atılması bu irfanın bir sonucudur.
Türk Milleti ihtiyatlı olmayı, kahramanlarını sever, basiretli davranmayı tavsiye eder, marjinallikten kaçar, “çıkıntılık yapmaz", “kimsenin ilerisine gerisine karışmaz.
Anadolu irfanı olgusu Milletimizin değerleriyle birlikte İslam’la da yoğrularak günümüze kadar gelmiştir. Bu birlik beraberlik şuuru bazı zamanlarda hemen kendiliğinden oluşur. Savaşta Türklerin savaşta ölüme giderken ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum anlayışı bu şuurun en önemli göstergesidir.
Ama Anadolu irfanı dediğimiz bu ruh ve meziyetlerimiz artık törpülenmeye, milli ve manevi değerlerimiz yok edilmeye çalışılmaktadır. İnsanlarımız bunun pek farkında değildir. Milletimizin mayasında olan tarihten gelen değerlerimiz yok edilmeye ve unutturulmaya çalışılmaktadır.. Örneğin bu korona salgınında bile resmi kurumların emrine uymayan insanlarımız var. Marketlerde malları yağmalayan ve başka insanların yararlanmasına bırakmayan insanlarımız var. Kötü malı satmayı uyanıklık sanan esnaflarımız var. Fırsattan yararlanan fiyatları aşırı yükselten alış veriş merkezlerimiz var. Televizyonlarımızda ensest ilişkileri, fütursuzca flört etmeyi, ayrı yaşamayı ve aile yapısını bozan programlar var ve gelişigüzel insanlarımıza seyrettirilmektedir. Batılı sömürgeci devletler savaşla başaramadıklarını kendi emperyalist kültürleriyle başarmaya çalışmaktadırlar.. Farkında olmadan artık giderek bizi biz yapan değerlerden uzaklaşmaktayız. Örneğin ben şeftemi yaptım diğer esnaftan alışveriş yapın diyen zihniyet bizim atalarım değil mi? Hastası olan evin penceresine çiçek saksısı konulduğunu gören esnaf ve vatandaşlarımızın o evin önünden geçerken gürültü yapmamaya dikkat etmeleri bizim atalarımızın hasleti değil mi? Ombudsmanlık sistemini önce biz devlet yapımızda uygulamadık mı? Bunu Danimarka kendi buluşu gibi bize tavsiye etmeye kalkmadı mı? Yeni nesiller bu gelenek ve göreneklerimizi ne yazık ki küçük görmektedirler. Hep emperyalist kültüre özen göstermektedirler. Bunlar z kuşağı dediğimiz yeni gençlikte ne yazık ki hemen fark edilmektedir.
Anadolu irfanı kavramındaki irfan kelimesini de açıklayabiliriz. İrfan sözlükte; çoğu zaman hikmet kavramıyla eş anlamlı kullanılır. Bu iki kavram, bir tecrübeyi ve aynı zamanda geleneği ifade eder. Bilme, anlama ve kültür olarak tanımlanır.
Arapça’da arif, irfan gibi kavramlar bilmek, tanımak, kavramak gibi anlamlara gelen arefe kökünden türemişlerdir.
İrfan tarihsel bir tecrübeyi de ifade eder. İrfan kavramı geleneğimizde, aynı tepkileri veren bir şuur halidir. Savaşırken ölürse şehit kalırsam gazi olurum şuuru bu birlikteliği sağlayan en büyük bir şuurdur.
İrfan, aynı zamanda, ilmin en yüksek noktası anlamında kullanılan bir kavramdır. İlim ve irfan sahibi dediğimizde, hem ilmi, hem de ahlaki davranışı olan birey anlaşılır!.
İrfan, bir tür bilgeliktir!. Bilmek, hayatı ve dünyayı öğrenmek anlamındadır. Günümüz Dünyasında, ise yaşamak ve öğrenmek arasındaki irtibat kopmuştur! İnsanlarımız okumak ve okumamak arasında fark görmemektedirler. Okumayı küçümser halleri vardır.. Her şey sanal olduğu gibi insanlar da sanal ve suni bir hal almıştır. Tüm değerlerin önüne para ve maddiyat geçmektedir. İnsanlar sen ve ben diye ayrışmaya başlamışlardır.
Oysa Anadolu İrfan Medeniyeti, farklılıkları ayırıcı, yok edici ve parçalayıcı bir etken olarak değil, bir zenginlik kabul eden farklı ırk, dil, din, mezhep ve görüşlere sahip insanlara karşı hoşgörü içerisinde birlikte yaşamayı, şefkat ve merhameti esas almak demektir!
Anadolu İrfan Medeniyeti; hayatı ve insanlığı; bilgi ve ahlaki bir bütünlük içinde ele almaktır.