Hani bir sözümüz vardır.
"Ana gibi yâr, vatan gibi diyar bulunmaz.”
Bu söz şöyle de söylenir:
“Ana gibi yâr, baba gibi yaren bulunmaz.”
Bu sözler ana ve babanın değerini ve önemini anlatması bakımından önemlidir. Ancak bugünkü yazımızın konusu en yakın dostumuz olan analarımızdır.
Evet, Analar fedakârdır, cefakârdır, çilekeştir ve de en yakın, en samimi dosttur. Gölgesi koyu ve hoştur. Orada huzur bulur mutlu olursunuz. Nazınız ona geçer. İlk gıdanızı ondan alır, ilk kelimeleri ondan öğrenirsiniz. İlk öğretmeniniz odur. Hayata onunla tutunur, onunla yürürsünüz. Her derdinizi ona anlatabilir, onunla dertleşebilirsiniz. Adeta onlar sizi koruyan ve kollayan yıkılmaz kaleler gibidirler. Boşuna söylenmemiştir. “Cennet anaların ayakları altındadır” diye
Onları kaybettiğinizde hangi yaş ve mevkide olursanız olunuz, o şefkatli sığınağınızı ve korunağınızı kaybetmiş olmanın sıkıntısıyla dünyanız yıkılır. Büyük bir manevi desteğinizi kaybedersiniz.
Yine hangi yaşta olursanız olunuz, analarınızın dualarına ihtiyacınınız olduğunu hissedersiniz. Çünkü sizi dualarıyla, sevgisiyle, hoşgörüsüyle hayata bağlayan en büyük manevi destekçinizin ananız olduğunu daha iyi anlarsınız. Aileyi derleyip toparlayan, adeta bir çimento görevi yapan, mutlu ve huzurlu bir yuva haline getiren hep analarımızdır.
İşte bizde 7 Ocak 2016 günü, her zaman maddi ve manevi desteğimiz olan biricik anamızı rahmeti Rahmana uğurladık. Bizleri her türlü yokluk ve yoksulluk içerisinde yetiştirip bu günlere getiren, bizlerin okuyup yazması için her türlü çileye gönüllü katlanan, dualarıyla bizlere manevi zırh ve destek oluşturan annemi rahmetle yâd ediyorum.
Nur içinde yatsın. Mekânı cennet olsun.
Annemi anlatmak için kitaplar yazmak mümkün ama onun anısına anneme yazdığım 2 şiiri siz okuyucularımla burada paylaşmak istiyorum.
Biricik annemin hastalanması ve vefatı üzerine yazdığımız bu 2 şiirin dizeleri şöyledir.
ANAM SÖYLERDİ
Anam oturmuştu toprak evde
Ne halı vardı nede kilim yerde
Gece gündüz yorgunum demez
Çare oluverirdi her derde
Seslenirdi yiyin ben aç değilim
Siz yedikçe ben doyar gerilirim
Sofra sonunda sıkışırdı araya
Az aşla ekmek yerdi dilim dilim
Her fırsatta anlatırdı Allah bir
Söylerdi gördüğünüz her şey sır
Okuyun öğrenin ne varsa
Görürsünüz Âlemlerin sahibi Hak’dır
Anlatırdı Kur’an-ı Peygamberi
Başkasına bırakmazdı terbiyeyi
Bilirdi boşluk kabul etmez
Yoksa doldururdu boş biri….
***
Değerli okurlar Geçen hafta Perşembe günü 12 Eylül 1980 faşist darbenin yıl dönümü idi. Darbeyi yapan faşist generaller tarihe kara bir leke bırakarak cehennem oldular. 12 Eylül faşist darbesine zaman aklıma gelse lanet okurum. Çünkü çok çektim. Ben de darbe mağduruyum.