Polisin attığı gaz bombalarından yanan tarlaların göstericiler eliyle yakıldığı iftirasını atanlar sizde iman barınmaz. Kendinizin bile inanmadığı şeyi gazete marifetiyle sadece sizi dinleyenlere sunmak ve milyonların gerçeği görmelerini engelleyip onların da yüreklerini şeytanın istediği yöne akmalarını sağlamak çok korkunç bir cürettir.
Oraya gelenlerin tarla yakmak gibi halkın gözünden düşmelerine sebep olacak bir caniliği yapmayacaklarını, böyle bir “aptallığın” sadece AKPKK ve pentagona yarayacağını anlamak için normal bir zekâ kâfidir. Ki orda atılan gaz bombalarından yükselen dumanları bütün dünya gördü. İftiranın her türlüsünü atabilecek kadar gözü dönmüş olanlarda ne görmeye çalışıyor bu milletin namaz kılanları… Onlarda gördüğün canavarlık ve kolayca yalan söyleme mahareti ve çok rahat bir dille “göstericiler tarlalari ateşe verdi” diyebilmek sence normal midir. İslamın böyle yalana-düzene iftiraya ihtiyacı mı var. Başbakanın dahi ısrarla söylediği “camide içki içtiler” yalanı hala doğrulanmadı ve iftira olarak hala duruyor. Tarihe de geçti.
Hükümet ve onların güç ortakları ve ABD şeytan imparatorluğu 25 sene Müslümanlığın hatırını gütmüş ve yıllarca Atatürkcülüğü düşman bellemiş bizim gibi islam davası güdenlerin şu anda en çok nefret etmeleri gereken bir odaktır. ABD bizim için bir zamanlar sadece bir müttefik idi. Ama şu anda dünyanın en korkunç islam düşmanıdır. Irz düşmanıdır. Bir zamanlar benimle aynı havayı soluduğunu zannettiğim Müslümanlar gittiğiniz yol şeytanın yoludur. PKK ya karşı bu hükümetin gösterdiği sıcak alakayı sen de duyuyorsan Allah en büyük musibetleri sana versin. Sen şu anda şeytanın dostusun. Bütün muhabbetlerinde “sabah namazina kalkacağiz daha..” vurgusuyla öne çıkardığın Müslümanlığın seni allah düşmanı din düşmanı bebek katili masum insanların katilleriyle bir arada tutabiliyorsa bir buçuk milyon Iraklı sivil öldüren ABD askerleri için dua eden birinin peşinde olmanı ve onun en haince laflarına alkış tutmanı engelleyemiyorsa ben senden öbür tarafta davacıyım.
Yalanı iftirayı sermaye yapanlara sen bir zamanlar kurban derini bile vermekte mahzur görürdün. Müslümanın cebinden çıkmayan cemaat-hizmet elleri sadece para için kullanılıyor.Sen bunları biliyor fakat onlarla dostluğu kesemiyorsun. Neden? diye sormak hiç aklına geliyor mu? Gelmez. Ara sıra vicdanın bu soruyu sorsa bile onlardan gelen menfaatle her sene “umreye gittiğin” aklına gelir gelmez deşelemeyi bırakırsın değilmi… Vicdansız.Sana artık kandırılıyorsun bile demeyi düşünmüyorum. Çünkü sen kendi vicdanını kandırmakla meşgulsün.
Bütün İslam kaynakları ve en başta Kuran’i Kerim yalancılara, Allah adına yalan söyleyenlere itibar etme diye haykırırken sen ibadetlerini vitrine koyanları makbul insan sayıyorsun. Çünkü sen de ibadetlerine çok güvenme hastalığına yakalandın. Müslümanlık bu değildir. Bu şeytanın öğrettiği müslümanlıktır.
Endülüsde Ferdinan’din dostluğuna güvenip de Allah’in inayetine güvenmeyen hainler de sureta Müslümandı.Vatanlarını savunmaktan vazgeçip “analar ağlamasın” şeytaniyetinin pençesine düşenler hem vatanlarını kaybetti. Hem kadınlarının ırzlarını kaybetti. Hem de çok sevdikleri mallarını kaybetti. Sen de aynı durumdasın şu anda. Dost zannettiklerin şeytanın dostlarıdır. Çünkü seni Allah adıyla ve yeminler ederek ve “ispat edemeyenler müfteridir alçaktır şerefsizdir” gürültüsüyle kandırıyorlar. Hayır kandırmıyorlar aslında kandırılmayı sen istiyorsun. Bu güne kadar demek ki bizim gibi hasbi ama namazına senin kadar göstere göstere itina etmeyen sadece günahkar ları kandırmışsın. Evet namazımıza senin kadar itina göstermedik. Ama namazın değerini de unutmadık Yarabbi biz namazsız kullarını affetmek sana zor gelmez gidecek başka kapımız yok. Sen affetmeyi seversin bizi de affediver dedik. Ama hep hasbi kaldık, hesapcılık yapmadık. Dünyalık kesilirse diye zerre kadar endişe duymadık. Çok şükür ki bu beynamazlığımıza rağmen dinsiz imansız allah düşmanı insanlık düşmanı PKK’lılara muhabbet duymadık veya onlarla pazarlık yapan münafıklarla aynı tarafta da değiliz.