Alaşehir BİLSEM’de kurumların etik kültürü basamakları değerlendirildi

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yer alan Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM), Türkiye’deki özel yetenekli öğrencilerin yetenekli oldukları alanları fark etmeleri ve yetenekleri doğrultusunda gelişebilmeleri amacıyla, okullarına ek olarak eğitim alabilecekleri kurumlar olarak tanımlanıyor. BİLSEM, ülkemizdeki öğrencilerin yeteneklerini keşfetmelerine ve ilgili oldukları alanlarda gelişimlerini profesyonel bir ivmeye taşımalarına olanak sağlıyor.

Manisa Alaşehir BİLSEM, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi ve Adnan Menderes Üniversitesi Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen Kurumda Etik Kültürün Yerleştirilmesi başlıklı online seminerde konuşan İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı Başkanı, Ulusal ve Uluslararası Projeler Kurulu Başkanı, Akreditasyon Kurulu Başkanı, Adnan Menderes Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, Adnan Menderes Üniversitesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turan Akkoyun Kurum, Etik, Kültür ve Yerleştirme ifadelerinin yerel, bölgesel, ulusal ve evrensel niteliklerinden hareketle hiç kimsenin kendisini zayıf, yetersiz, küçük görmemesi gerektiğini yeri ve zamanı geldiğinde etki alanının cihanı kaplayabilecek bir ehemmiyete haiz olduğunu vurguladı.

Bilsem yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri, velileri yanı sıra farklı yükseköğretim kurumlarından doktorant, master ve lisans öğrencilerinin de iştirak ettiği seminerde şu hususlara işaret edildi:

Türkler lider ve kahramanlar ile yani rol modeller üzerinden geçmişin karanlık çağlarından bugüne kadar mevcudiyetini sürdürme başarısını dünyaya ispatlamışlardır.

Akademinin genel kabulüne göre de başarı bilhassa “- kurumsal kahramanlar, - Mitler, - Ritüeller ve - Seramoniler gibi tiplemeleri belirlemektedir.

Etik konusunun üç sütunu dikkat çekmektedir. A. Ahlakî, B. Meslekî ve C. Hukukî. Hukukun akışı içinde kanunlardan da anlaşılacağı üzere amaç, kapsam ve tanımlardan sonra konuya dahil olunması pragmatik olacaktır.

Kurum; organizasyon, işletme, firma, şirket ve teşkilat gibi farklı kavramlara rastlanmaktadır. Bütün bunları kurum adı altında toplayacak olursak her kurumun mutlak bir kişiliği bulunmaktadır. İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Medya, Akademi vb. Aynı şekilde her kurumun anlık, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ayan beyan ortadadır. Olması da gereklidir.

Etik; kişinin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümüdür. Başka bir ifade ile etik, insanlara ‘‘işlerin nasıl yapılması gerektiğini’’ belirlemede yardımcı olan değerler, ilkeler ve standartlardır. Etik, aynı zamanda bir süreçtir. Etik davranış ilkeleri ile varılmak veya elde edilmek istenen amaç, yolsuzluğu ve genel olarak yozlaşmayı önlemek ve dürüstlüğü hâkim kılmaktır.

Kültür; yaşam tarzıdır. Bireysel, kurumsal ya da toplumsal her birisinde yaşam tarzını yansıtmaktadır.

Yerleştirme; yerleştirmek işi yanında yurtlandırma, iskan, yerleşmesini sağlamak, yerine koymak, tokat şamar vurmak, söz veya cevabı tam sırasında söylemek,

Başarılı bir stratejik plan uygulaması için zorlukların bilincinde olmak ve önlemler almak gerekir. Planın başarısında sürekliliği olan, sağlıklı ve şeffaf bir iletişimin kurulması esastır. Süreç sürekli etkileşimin gerekli kılındığı bir ekip ruhu içerisinde yürütülmeli, sağlıklı çözüm ve önerilere açık, dar kalıplara sıkışmamış, yalın, yenilikçi, anlaşılır, ölçülebilir, dinamik, öğrenmeyi ve öğretmeyi teşvik eden, etik kurallara sadık ve esnek özelliklere sahip olmalıdır.

“Etik sorumluluklar: kurumlardan beklenen sadece yasal düzlem içinde kalmaları değil aynı zamanda yazılı olmasalar da toplumsal ve kurumsal etik kurallara uyma sorumluluğu taşımalarıdır.”

Küreselleşmeyle birlikte, küresel hukuka uygunluk, etik iş uygulamaları, iyi yönetişim, sağlık, güvenlik ve çevresel şartların korunması, farklı kültürlere saygı, insan hakları ve sürdürülebilir gelişme gibi kavramlar şirket literatürüne girmiş ve tüm paydaşlara yönelik daha “sosyal” faaliyetlerin önemi artmıştır.

Bilgi toplumunun en önemli özelliklerinden biri değişim, teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı, hızlı ve bir o kadar da karmaşık bir süreçtir. Dolayısıyla kurumların bu sürece uyum sağlayabilme kabiliyetleri doğru bir kültür oluşturma, geliştirme ve bunu yönetmek ile mümkündür. Kurum sorumluları, mensupları, eğitimciler, öğrenciler, veliler başta olmak üzere bilimsel ve teknolojik gelişmeleri gözden kaçırmayacak şekilde pozisyon almaları, yazılım başta olmak üzere dijital ortamda kalmaya çalışmaları gerekmektedir.

Faaliyet sahası ne olursa olsun kurumların ayrı ayrı kendi kişiliği ya da yaşam tarzı bulunmaktadır. Bu durum kurum idari yapısı içindeki alt birimlere de yansıtılmaktadır. Önemli olanın ise uzun vadede başarılı olabilmesi için yaşam tarzının etkin ve verimli bir biçimde yönetilmesidir.

Net bir şekilde ifade edilmesinde fayda vardır ki; bir kurumda etik kültürün yerleştirilmesi temel sütunlar yani ahlaki, mesleki ve hukuki çizgiden ilerlemekle mümkündür. Görev ve sorumluluklar paylaşılmalı ancak başkasına yüklenilmekten de kaçınılmalıdır. Aksi takdirde kurumsallık bir ütopyadan öteye geçememekte, kaf dağının ardında bırakılmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri