Her Kurban Bayramı öncesi aklıma Alaca kız düşer…
Yaklaşık 40 yıl önce idi. Akrabamız olan çobanların evinde öksüz, sevimli, küçük bir oğlağın “anne, annee” dercesine melemelerine içimiz sızladı. Kız kardeşlerime verilen oğlağı kucaklayarak yazları göçtüğümüz bağ evimize getirdik.
Günlerce bizim Kadife ve Ceylan adını verdiğimiz ineklerimizin sütü ile besledik. Başındaki kıllarının arasından görünen minicik boynuzları, alnında sakarı, her iki yanındaki apak kılları olan bu yavruya “Alaca” adını verdi bizim bacılar. Evin kıyısına bir yer yaptılar, altında çulu, üstünde örtüsü olan bu korunağı da pek sevdi, arada bir öğleleri de buraya yatar durmaksızın geviş getirirdi.
Alaca, bizim kız kardaşlardan ayrılmaz oldu. Çeşmeye su doldurmaya, bağda üzüm kesmeye, pınara çamaşır yıkamaya, bahçıvan sulamaya koşturur dururdu. Hatta yalnız kalamaz oldu. Akşam ailecek misafirliğe gitsek o da bizimle gelir, bir köşeye yatar, dönüşte tekrar peşimize takılırdı.
Güz ortalarında bir gece gökyüzü karardı, şimşek, yağmur derken Alaca kapıyı toslamakta durmaksızın korku ile meleşiyordu. Kardeşlerim içeriye almak istedi, anacığım kızdı. Babam etraftaki ormandan çakal ve tilkilerin bizim bağa geldiğinden söz etti. Küçük oğlak, içeri, girişe serilen bir çuvalın üzerinde geceyi geçirdi, sabah anam kakalarını süpürürken söyleniyordu. Anlaşıldı ki, anam ile arası açıldı artık Alaca’nın…
Alaca kız kardeşlerime olan düşkünlüğünden beni pek taklamazdı. Severdim keratayı, köylümüz bile tanıyordu artık Alacayı. Düğün ve mevlitlere bizlerle o da gelir giderdi. Bu arada iyice semirdi, babam kurbanlık yapmaya niyetlendi. Bizim kızlar “kestirmeyiz” dediler.
Kız kardeşlerim evde değildi.
Babam satırı ve bıçağı bilemeye başladı.
“Çocuklar epeydir et yemedi.” diyerek söyleniyordu.
Alaca, koşturarak, meleyerek babamın ardına takıldı…
Elma ağaçlarının yan tarafındaki meşe ağacında postunu gördüğümde gözlerimden yaşlar aktı.
Kardeşlerim bir hafta yas tuttular, babama küstüler.
Alaca kızın etinden hiç yemediler.
Ben ne zaman bir kuzu, oğlak görsem Alaca oğlağı hatırlarım.
İçime bir burukluk çöker…
Bu duygularla Kurban Bayramınızı şimdiden kutluyorum.