Gündeme Aydın Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluklar damga vuruyor. Belediyede yaşananlar her geçen gün doğrudan veya dolaylı siyaset kurumlarının ve halkın gündeminde daha fazla yer bulmaya başladı.
Mesela, Yazarımız Cevdet Şahinoğlu’nun Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun belediyenin paralarını çarçur ettiği iddiasını içeren “30 milyon lira nerede?” sorusuna cevap gelmedi. Ardından AK Parti Aydın İl Başkanı Ömer Özmen, Çerçioğlu’nu soru yağmuruna tuttu. Yolsuzlukla ilgili 18 soru yönelten Özmen’e de cevap verilmedi.
2015 yılından beri halkın paralarının nasıl heba edildiği konusundaki bildiklerimizi kamuoyu ile paylaştık. Lakin Çerçioğlu cevap verme gereği bile duymadı. İl Başkanı Özmen’in sorularını iki açıdan önemli buluyorum. Birincisi Özlem Çerçioğlu’nun yönetim tarzını deşifre etti. İkincisi Özlem Çerçioğlu’nun dokunulamaz ve hesap sorulamaz karakterini daha belirgin kıldı.
“AK Parti iktidarda iken CHP’li Özlem Çerçioğlu’na neden dokunulmuyor?” sorusu ile sık karşılaştığımız sorular arasında yer alıyor. Belediyede birtakım dolaplar dönmesine rağmen devletin bütün imkânlarını elinde tutan AK Parti, Özlem Çerçioğlu ile mücadele edemiyor. AK Partili dostlarım kızmasın ama Türkiye’de iktidar olan AK Parti, Aydın’da muktedir olmadığı için; “Bu kadar yolsuzluk olayına karşın dokunulamıyorsa vardır bunun altında bir bit yeniği” diye düşünenlerin sayısı arttı.
Evet, burada bir bit yeniği var. Açık açık yazalım; AK Parti iktidarının atadığı bürokratlar Özlem Çerçioğlu’nun değirmenine su taşıyor. Daire başkanlığı sözü verilen bürokratlar işi o kadar abarttılar ki ilin valisinden önce Çerçioğlu’na bilgi ve belge servisi yapıyorlar. Deşifre olanlar ise Aydın Büyükşehir Belediyesine yatay geçiş yaptırılarak, ödüllendiriliyor.
Alın size iki örnek…
Özlem Çerçioğlu’nun güdümünde iken Aydınspor 1923 Spor Kulübü, belediyede imar işi olan vatandaşlardan para toplandığı ve kulübe aktarıldığı konusu ayyuka çıkmıştı. Bu durum şikâyete konu olunca Aydın Valiliği, Aydın İl Özel İdarede görevli Hüseyin Özek'i muhakkik (ön incelemeci) olarak görevlendirdi. Resmi evraklar kulüp binası yerine Başkan Süha Bayırlı’nın aracında tutulduğu için bir süre evraklara ulaşamayan (!) ön incelemeci, sonunda görevini tamamlamayı başardı. Dosyayı didik didik eden (!) görevli, aktarılan paraya ulaşamadı (!)
Ayrıca…
Aydınspor 1923’ün boks ve tenis sporu konusunda faaliyeti olmamasına rağmen, eline hiç boks eldiveni giymemiş İsmet Müren’i “boks hocası”, 75 yıllık ömründe eline hiç tenis raketi almamış Mefküre Karabıyık’ı “tenis hocası” diye ödeme yapılmasının belgelerini de göremedi(!) Haliyle “Usule uygun” diyerek dosyayı kapattı.
Bu incelemeden hemen sonra Hüseyin Özek’in damadı zabıta kadrosunda işe alındı.
Yetmedi…
Kızı işe alındı.
Bu mahir ön incelemeci de şimdi Aydın Büyükşehir Belediyesinde çalışıyor.
İkinci örnek…
Nevzat Biçer Parkı’ndaki Efeler Belediyesi Nevzat Biçer Nikâh Salonu’nun bulunduğu bina 2016 yılında Aydın Büyükşehir Belediyesine aitti. Belediye Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden gerekli izin alınmadan tarihi binada tadilat işlemi başlatıldı. Kapı açılmak suretiyle tarihi bina tahrip edildi. Bu olay “Tarihi Binaya İzinsiz İnşaat!” başlığıyla habere konu oldu.
Sonra mı?
Dönemin Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Mehmet Yılmaz, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’na getirildi.
Yetmedi…
Eşi işe alındı.
39 iş makinesini 22 milyon liraya satın alırken, 90 milyon liraya 30 kamyon ve 2 çöp süpürme aracı kiralayan Özlem Çerçioğlu belediyenin parasını çarçur etmekle kalmıyor, Osmanlı İmparatorluğu’nda, kapıkulu askerlerine, saraydaki ve devlet örgütlerindeki kimi görevlilere üç ayda bir verilen ücret (ulufe) gibi makam dağıtıyor.
Dağıttıklarının dışında daire başkanlığı beklentisi içinde olan bürokratlar var.
Onlar ne mi yapıyor?
Bir yandan göze girmek için “her şeyi” yaparken diğer taraftan Büyükşehir’e geçiş için sıra bekliyorlar.
Şimdilik ama şimdilik…
“Al gülüm ver gülüm” mantığı ile “alan memnun, satan memnun” geçinip gidiyorlar.
Bize de “hayırlı işler” deyip, olup biteni yazmak düşüyor.
YAKANLAR, YAKTIRANLAR KAHROLSUN
Türkiye’de 28 Temmuz - 1 Ağustos arasında 32 ilde 125 orman yangını çıktı. Canımız yandı, ciğerimiz yandı.
Acıda ve sevinçte kenetlenen milletimiz çok güzel bir yardımlaşma ağı başlattı. Kimi kendi olanaklarıyla kimi de belediyelerin başlattığı kampanyalara ayni yardımlarını ulaştırıyor…
Ne diyelim uzanan eller sağ olsun…
Yardımlaşan eller sağ olsun…
İlk andan itibaren şüphelerimiz kundaklama üzerindeydi.
Yakanlar, yaktıranlar kahrolsun…